SETA > Yorum |
İran Ziyareti ve Yeni Fırsatlar

İran Ziyareti ve Yeni Fırsatlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bölgede akan kanın durdurulabilmesi için iki ülkenin arabuluculuk yapması gerektiğine dair vurgusu önümüzdeki döneme dair ipuçları içeren ve altı çizilmesi gereken cümlelerdir.

Son yıllarda gerek uluslararası arenada gerek bölgesel düzeyde dünya gündemini meÅŸgul eden geliÅŸmelerin birçoÄŸunda Ä°ran'ın adı bir ÅŸekilde geçiyor. Son bir ay içerisinde ise dış politika gündeminin ilk sırasına Ä°ran oturmuÅŸ durumda. Bir yandan desteklediÄŸi Husilerin Yemen'deki ilerleyiÅŸini durdurmak üzere başını Suudi Arabistan'ın çektiÄŸi uluslararası desteÄŸe sahip bölgesel koalisyonun askeri müdahalesi ile birlikte Ä°ran büyük çaplı bir çatışmanın aktörü olurken diÄŸer taraftan 5+1 ülkeleri ile girdiÄŸi nükleer müzakerelerde gelinen süreç ile birlikte küresel düzeyde bir barışın aktörü ve tarafı olmakta.

Aynı anda hem çatışmacı hem de uzlaÅŸmacı yaklaşımlar sergiliyor olması Ä°ran'ı yakından takip edenler için ÅŸaşırtıcı bir durum deÄŸil. Esasında dış politikanın gereÄŸi ve sonucu olarak da okunabilecek bu durum son yıllarda Türkiye ile Ä°ran iliÅŸkilerinde de kolaylıkla fark edilebilmektedir. Özellikle Arap Baharı'nın Suriye'de durdurulması ve sonrasında geliÅŸen olaylar Türkiye-Ä°ran iliÅŸkilerinde onarılması güç kırılmalara yol açtı. Suriye meselesinde Türkiye ve Ä°ran halihazırda birbirine taban tabana zıt iki kutupta duruyor. Bu zıtlık, Irak ve son olarak Yemen meselelerinde farklı yaklaşım gibi daha naif bir noktaya çekilse de son tahlilde bu, iki ülkenin bölgesel sorunlarda anlaÅŸamadığı gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmiyor.

Bununla birlikte taraflar ikili iliÅŸkilerde bölgesel ve küresel bütün olumsuzluk ve baskılara raÄŸmen diyalog ve iÅŸbirliÄŸi kanallarını açık tutarak birbirleri için vazgeçilmez olduklarının bilinciyle hareket ediyor. Neticede her iki ülke de aralarındaki sorunlu konuların ortaklaÅŸtıkları hususları zehirlememesi için gerekli çabayı gösterdiler.

Özellikle ekonomi alanında geliÅŸtirilen iÅŸbirliÄŸindeki kararlılık bütün aksamalara raÄŸmen bariz bir örnek olarak karşımızda durmakta. Ä°kili iliÅŸkilerdeki ivmenin sürdürülmesi bölgesel ihtilaflarda da ortak bir nokta bulunabileceÄŸine dair umutların tamamen ortadan kalkmasını engelledi.

Bölgesel sorunlarda iÅŸbirliÄŸi

Öncesi ve sonrası ile CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın son Ä°ran ziyareti de bu perspektifle deÄŸerlendirilmelidir. ErdoÄŸan'ın ziyaret öncesi Suudi Arabistan öncülüÄŸünde Yemen'e yönelik gerçekleÅŸtirilen askeri operasyonu destekleyip Ä°ran'ı açıkça eleÅŸtirmesi üzerine Ä°ran'dan çeÅŸitli düzeylerde tepkiler geldi. Bütün bunlara raÄŸmen oldukça isabetli bir kararla ziyaretin gerçekleÅŸmiÅŸ olması yukarıda bahsedilen durumu açıklamaktadır.

Ziyaret esnasında imzalanan anlaÅŸmalar ikili iliÅŸkilerin geliÅŸtirilmesindeki kararlılığın göstergesi iken yapılan karşılıklı açıklamalar ise durumu bir adım ileriye taşımış ve bölgesel sorunların çözümü konusunda zayıflayan umutları bir kere daha canlandırmıştır. Özellikle CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın bölgede akan kanın durdurulabilmesi için iki ülkenin arabuluculuk yapması gerektiÄŸine dair vurgusu önümüzdeki döneme dair ipuçları içeren ve altı çizilmesi gereken cümlelerdir. Arabuluculuk misyonunun Yemen'de hayata geçirilmesine dair hızlı bir karar alınmış olması da oldukça önemlidir. Türkiye ve Ä°ran'ın Yemen'de arabuluculuk konusunda nasıl bir çaba sarf edecekleri ve bu çabanın nasıl sonuçlanacağını zamanla göreceÄŸiz.

Bu giriÅŸimin baÅŸarıya ulaÅŸması halinde buradan elde edilecek pozitif enerji, tecrübe ve oluÅŸturulacak model ile Irak ve Suriye gibi diÄŸer bölgesel sorunlar konusunda da ilerleme kaydedilebilir. Elbette politik kararların ideolojik gerekçelerle tahkim edildiÄŸi bir coÄŸrafyada bunun kolay olmadığının farkındayım. Ancak bir mezhep savaşının bölgeyi alt üst etmesinden ve imparatorluk hülyalarının OrtadoÄŸu'nun üzerine karabasan olup çökmesinden kurtulmanın yegane yolu da budur. Hazır Ä°ran nükleer müzakerelerle uluslararası sisteme katılmak konusunda bir adım atmışken Türkiye, Ä°ran'ı bölgesel meselelerde de müzakereye ikna edebilir. Neticede Ä°ran'ın Türkiye ile ortak bir zeminde buluÅŸması 'Büyük Åžeytan' ile buluÅŸmasından zor olmasa gerek.

[Sabah Perspektif, 11 Nisan 2015]