SETA > Yorum |
HDP'nin Yeni Ayaklanma Siyaseti

HDP'nin Yeni Ayaklanma Siyaseti

HDP "dokunulmazlıkların kaldırılması ile birlikte açılacak yeni dönem"e hazırlık yapıyor. Hazırlık dediysem, öyle siyaset hazırlığı falan değil. Başkaldırı hazırlığı.

HDP'liler bir öyle bir böyle konuÅŸmaya, halden hale girmeye devam ediyorlar.
Batı'ya ayrı DoÄŸu'ya ayrı sesleniyorlar. Ä°çeriye baÅŸka oynuyorlar, dışarıya baÅŸka.
Bir kez daha, adını "Dolmabahçe Mutabakatı" koydukları o kumpası dillerine pelesenk etmiÅŸ vaziyetteler. Bunun üzerinden "savaşı devlet baÅŸlattı", "mutabakatı ErdoÄŸan bozdu", "biz hep barıştan yanaydık" diye propaganda yapıyorlar.
Ne güzel soruyordu Ziya PaÅŸa. Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?
Milleti hafızasız sanan çapsız siyaset mühendisleri sizi!

***

HDP'liler harıl harıl "dokunulmazlıkların kaldırılması süreci" ile ilgili hazırlık yapıyorlar. Sürece engel olma ihtimalleri olmadığını görüyorlar.
Dokunulmazlıkların kaldırılması meselesi, AK Parti açısından da MHP açısından da çok büyük bir imtihan. Bu imtihanı geçemeyen büyük bir bedel öder.
Toplumun çok büyük kesimi, "teröre destek verenlerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili geç kalındı"ğını düÅŸünüyor. Elbette HDP de bunu görüyor.
Bir yandan "savaşı biz baÅŸlatmadık" edebiyatı yapan HDP öte yandan "dokunulmazlıkların kaldırılması ile birlikte açılacak yeni dönem"e hazırlık yapıyor.
Hazırlık dediysem, öyle siyaset hazırlığı falan deÄŸil. BaÅŸkaldırı hazırlığı. Åžimdiden halkı isyana çağırıyorlar. BaÅŸkaldırı senaryoları üzerine çalışıyorlar.

***

Operatör Selahattin DemirtaÅŸ yine vazife başında. 6-8 Ekim olaylarında olduÄŸu gibi insanları ölüme, talana, zorbalığa çağırıyor. Birkaç gün evvel PKK'nın yayın organı Özgür Gündem'e verdiÄŸi röportajda bakın neler diyor DemirtaÅŸ?
Dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda "Kürtler için baÅŸka seçeneklerin devreye gireceÄŸi"nden bahsediyor DemirtaÅŸ.
NeymiÅŸ bu seçenekler? Ayrılık! Ayrılıkçı, silahlı bir terör örgütünün emriyle siyasette bulunan bir parti baÅŸka ne önerebilir denebilir elbette. Nihayetinde DemirtaÅŸ'ın yaptığı ÅŸey, PKK'nın tezlerini siyasete tercüme etmek.
Ne var ki DemirtaÅŸ'ın bunu hangi araçları kullanarak yaptığı mühim. DemirtaÅŸ'ın kullandığı araçlar, kendi başına keÅŸfettiÄŸi araçlar deÄŸil. Bunu son 3 yıllık süreçte gördük.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'a yönelik yürüttüÄŸü nefret siyaseti ve bu eksende ilerleyen "seni baÅŸkan yaptırmayacağız" kampanyası bir süre sonra bütün Türkiye düÅŸmanlarının siyasi hammaddesine dönüÅŸtü.
DemirtaÅŸ ne diyor? "BirleÅŸmiÅŸ Milletler SözleÅŸmesi"ni hatırlatıyor ve burada "bir ulusun kendi kaderini tayin hakkı"na iliÅŸkin kıstaslar olduÄŸundan bahsediyor.
EÄŸer ki bir "halk ulusal parlamentoda kendini temsil etme hakkına sahipse kaderini belirlerken baÅŸka seçenekleri önüne koyamaz.
Ama ulusal parlamentoda temsil etme hakkı elinden alınmışsa baÅŸka seçenekleri tartışabilir." 
Yani bu ülkeden kopabilir. Türkiye'de meÄŸer rejim deÄŸiÅŸmiÅŸ, etnik temsile dayalı bir federal yapı kurulmuÅŸ da bizim haberimiz yok.

***

Bu kadar cehalet bunlar için bile fazla. Halkı "ErdoÄŸan düÅŸmanlığı" ile yahut sözde "AKParti-DAÄ°Åž iliÅŸkisi" ile kışkırtmanın mümkün olmadığını gördüler.
Halkın PKK'nın çukurlarına veya özyönetim safsatasına prim vermediÄŸini de gördüler. Bu kez bir kez daha yıkıp yakmak için bahane üretmeye giriÅŸtiler.
Yeni söylem bu olacak. Bir ulusun kendi kaderini tayin hakkı! Ve bunu dillendirirken de devletin "Kürt düÅŸmanı" olduÄŸu propagandasını yapacaklar.
Bunlara kimlerin eÅŸlik edeceÄŸini göreceÄŸiz. Evet bütün Türkiye düÅŸmanları orada olacaklar. Türkiye onların tam karşısında olacak, güçlü bir biçimde, bir bütün olarak durduÄŸu yerde durmaya devam edecek...

[Sabah, 28 Nisan 2016]