SETA > Yorum |
Cumhurbaşkanı ile Ne Konuştuk

Cumhurbaşkanı ile Ne Konuştuk?

Cumhurbaşkanlığı Sofrasının ana teması, "terörle mücadele" olarak yansıdı basına. Aslında, toplantının esas meselesi, terörle mücadele sürecinin sivil vatandaşların yaşam alanlarına olumsuz yansımaması için neler yapılması gerektiğiydi.

"Kürt vatandaÅŸlarımızın sorunlarıyla ilgimiz yeni deÄŸil. Onların sorunlarının çözümüne hep görev bilinciyle yaklaÅŸtık. Ülkemizdeki 36 etnik unsurun her biri benim gözümde aynı. Hepsini Allah için seviyorum."

Bu cümleler, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'a ait. BeÅŸtepe Sofrasında, benim de içinde olduÄŸum bir dizi akademisyen ve gazeteciyi misafir ettiÄŸi esnada kurdu bu cümleleri.

Biraz önce Economist'in baÅŸyazısını görünce aklıma CumhurbaÅŸkanı'nın bu sözleri geldi.

"ErdoÄŸan Kürtleri ezmekten vazgeçmeli" demiÅŸler. "Türkiye'nin Kürtlerle savaÅŸtığı"nı iddia etmiÅŸler.

Bir an önce "barış görüÅŸmelerine dönülmesi gerektiÄŸi" tavsiyesinde bulunmuÅŸlar.

Bu cümleler, basit bir cehaletten neÅŸet etseydi iÅŸimiz kolaydı. Ama deÄŸil.

ErdoÄŸan'ın Kürtlerle bir derdinin olmadığını bal gibi biliyorlar.

Türkiye'nin Kürtlerle savaÅŸmadığının, PKK ile mücadele ettiÄŸinin de bilincindeler.

"Barış görüÅŸmelerine dönülmesi" denen ÅŸeyin ne anlama geldiÄŸini de çok iyi biliyorlar.

Bildikleri için de böyle yapıyorlar. Böyle yaparak, PKK'ya alan açacaklarını düÅŸünüyorlar.

Herkes işini yapıyor aslında.

CumhurbaÅŸkanlığı Sofrasının ana teması, "terörle mücadele" olarak yansıdı basına.

Aslında, toplantının esas meselesi, terörle mücadele sürecinin sivil vatandaÅŸların yaÅŸam alanlarına olumsuz yansımaması için neler yapılması gerektiÄŸiydi. Yani müzakere edilen husus, terörle mücadeleye devam edilip edilmemesi deÄŸildi.

Terörle mücadele konusunda devletin sahip olduÄŸu kararlı tutum, CumhurbaÅŸkanı'nın ifadelerine yansıyordu zaten.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, PKK'nın bütün bölgeyi etkisi altına alan uluslararası bir tezgâhın sonucu olarak, Türkiye'yi bölmeye dönük bir hamlenin piyonu olarak kullanıldığını belirtti.

Teröre karşı yürütülen operasyonlarla ülkemizdeki istikrarı kesintiye uÄŸratmak için atılan adımların önünün kesildiÄŸini ifade etti. Bu çerçevede de teröre karşı mücadeleye devam edileceÄŸinin altını çizdi.

Bizler ise, bu sürecin özgürlüklere, sivil haklarına zarar vermeden nasıl ilerleyebileceÄŸine, bu alanda ne tür somut adımlar atılabileceÄŸine iliÅŸkin fikirlerimizi aktardık.

CumhurbaÅŸkanı farklı yaklaşımları, önerileri, eleÅŸtirileri dinledi, detaylı ÅŸekilde notlar aldı.

2002 sonrasında yaÅŸanan dönüÅŸümlerle yeni bir devlet tasavvuruna kavuÅŸtuk.

Bu devlet tasavvuruna göre terörle mücadele süreci, devletin egemenliÄŸini tesis etme amacı güderken, demokratik siyasal alanın geniÅŸlemesini, gündelik hayatın özgürleÅŸmesini ve toplumsal barışın teminini de hedefliyor.

Bu süreçte devlet böylesi bir tutum sergilerken, onu "toplu katliam"la, "zorunlu göçe zorlamak"la, "kendi halkına kıyım yapmak"la, yani "soykırım"la itham etmek hiç de masum bir giriÅŸim deÄŸil.

Hiç hem de!

[Sabah, 23 Ocak 2016]