Son dönemde "süreç" kelimesini çok duyar olduk. Barış da savaÅŸ da bir süreç... PKK ile mücadelenin bir "süreç" olduÄŸu hem CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan hem de BaÅŸbakan DavutoÄŸlu tarafından vurgulandı.

ErdoÄŸan, Çin-Endonezya resmi gezisine çıkarken, PKK'nın silahlı güçlerinin ülkeyi terk etmediÄŸi durumda "çözüm süreci"nin devam etmesinin "zor" olduÄŸunu belirtti. Parti kapatmaya karşı olduÄŸunu söyleyen ErdoÄŸan, terörle iliÅŸkilenen milletvekillerinin (HDP'li vekilleri kastederek) dokunulmazlığının kaldırılmasından bahsetti. Ä°ÅŸte bu noktada "çözüm süreci fiilen bitti," "krizde" ya da "durgunluÄŸa girdi" gibi hüküm cümlelerini duyuyoruz. Bu cümlelerin iÅŸaret ettiÄŸi bir gerçeklik var. Artık "iki sürecimiz" var; birisi "terörle mücadele," diÄŸeri "çözüm süreci"...

Ä°kisi birbirine zıt olan bu süreçler hangisinin bittiÄŸinin adı konmadan bir süre birlikte devam edecek. Türkiye devleti her modern devlet gibi "cebir" tekelinin elinde olduÄŸunu, güneydoÄŸuda paralel bir yapılanmaya müsaade etmeyeceÄŸini gösterecek. PKK da hem eylem yapma kapasitesini hem de bölgesel bir aktör olduÄŸunu sergileyecek. Bu iki tavır da çözüm sürecinin "yoÄŸun bakım"a alınması demek... Kanaatimce çözüm süreci "bu ülke"nin evlatlarının nihayet barışı ve birlikte yaÅŸamayı baÅŸarma projesi olduÄŸu için eninde sonunda hayata geçecektir... Lakin içinden geçtiÄŸimiz günler de aktörlerin muhasebe zamanı...

***

Devletin çözüm süreci muhasebesini uzun süredir yaptığını ve ErdoÄŸan'ın "ortada masa kalmadığı" mesajı ile yeni bir evreye girildiÄŸini biliyoruz. Bu yeni evreye hızlıca geçilmedi... AK Parti Hükümeti kendi baÅŸlattığı Çözüm sürecine olan baÄŸlılığı sebebiyle ÅŸartları sonuna kadar zorladı. PKK-HDP çizgisinin Suriye'deki savaşı ve iç siyasetteki krizleri (Gezi ve 17 Aralık) fırsat bilerek çekilme sözünü tutmadığı, aksine yeni militanlar devÅŸirerek savaÅŸma kapasitesini yükselttiÄŸi iyice netleÅŸince "krizin" adı konuldu.

Bakmayın yapılan hiddetli açıklamalara... PKK ve HDP de rasyonel bir muhasebeye yönelecek... Son dönemde PKK'nın "içine kapalı, ideolojik örgütçülük" yüzünden "irrasyonel" olduÄŸu yönündeki analizlere katılmıyorum. Pan-Kürdist emellerinin hırsı ile stratejik aklını susturduÄŸunu söylemek daha doÄŸru olacak. Geçici hükümetin bu kadar kapsamlı bir operasyon yapmasını beklemiyordu. Türkiye ile ABD'nin DAÄ°Åž konusunda bu kadar hızlı yol alabileceÄŸini ummuyordu.

***

Yine de PKK-HDP çizgisinin adaptasyon kabiliyetinin yüksek olduÄŸu da hatırda tutulmalı. Çözüm sürecinin bitmesi ile kalıcı hale gelecek çatışmadan kaybedeceklerinin farkında... PKK, Kuzey Suriye'deki kazanımlarını tahkim etmek için orta ve uzun vadede barışa ihtiyaç duymakta... Çatışma ortamı daha ÅŸimdiden HDP'nin moral üstünlüÄŸünü ciddi anlamda örseledi. Obama'nın PKK'nın "terör örgütü" olduÄŸunu yinelemesi de örgütün, PYD üzerinden kendisini meÅŸrulaÅŸma çabasına ağır bir darbe vurdu.

PKK-HDP çizgisinin ilk onulmaz hatası Türkiye'deki kutuplaÅŸmış siyasetin çekiciliÄŸine kanarak ErdoÄŸan'ı hedef almasıydı. ErdoÄŸan'ı ve AK Parti'yi zayıflatmanın çözüm sürecinin arkasındaki baÅŸlıca iradeyi yaralamak olduÄŸunu görmezden geldi. Dahası, Türkiye ve ABD'nin Suriye politikalarındaki ayrışmayı da fırsat bilerek Kuzey Suriye'de kantonları birleÅŸtirmeyi önceledi. Halbuki ABD'nin Kürt milliyetçilerine deste