SETA > Yorum |
Başkanlık Sistemi ve Ekonomi Perspektifi

Başkanlık Sistemi ve Ekonomi Perspektifi

Türkiye'de ise ne yazık ki tam manasıyla tartışamadığımız ve yalnızca siyaset açısından konuştuğumuz başkanlık sisteminin ekonomide ne gibi bir değişim yaşatacağı konusu, siyasi tartışmaların gölgesinde kalıyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum AraÅŸtırmaları Vakfı (SETA) tarafından CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın da katıldığı “Dünyada BaÅŸkanlık Sistemi Uygulamaları” raporunun tanıtıldığı “BaÅŸkanlık Sistemi Uygulamaları ve Türkiye için Yol Haritası” isimli bir sempozyum düzenlendi.

Türkiye'de baÅŸkanlık sistemi tartışmalarının gittikçe yoÄŸunlaÅŸtığı ve ideolojik tartışmaların yapıldığı bir dönemde yayımlanan bu rapor, hem ülke uygulamalarını göstermesi hem de yol gösterici olması açısından yeni bir vizyon ortaya koydu.

DiÄŸer yandan, siyasi ya da idari tartışmalarının yanında, baÅŸkanlık sisteminin ekonomi, toplum, kültür gibi doÄŸrudan iliÅŸkili olduÄŸu alanları da nasıl dönüÅŸtüreceÄŸinin tartışılması gerekmektedir.

Dolayısıyla, Türkiye'nin baÅŸkanlık sistemine geçiÅŸ noktasında, baÅŸkanlık sistemi tartışmalarının siyasi boyutunun yanı sıra, ekonomi perspektifinin analiz edilmesi de önemli.

ÜLKELER VE BAÅžKANLIK SÄ°STEMÄ°

BaÅŸkanlık sistemi ve ekonomi arasındaki iliÅŸki tartışılırken, örnek alınan ülkelerin ekonomilerine, ekonomik potansiyellerine ve ortak yanlarına bakılmalı. Bu noktada, baÅŸkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerin ekonomik performansı yol gösterici olabilir.

Ekonomi ve baÅŸkanlık sistemi denildiÄŸinde ÅŸu anda önde gelen ekonomiler olarak G20 ülkeleri öne çıkmaktadır. G20 ülkelerinden hangileri baÅŸkanlık sistemi ile yönetiliyor diye bakıldığında, bu ülkelerin ABD, Arjantin, Brezilya, Güney Kore, Endonezya, Meksika, Çin ve Güney Afrika'nın olduÄŸu görülmektedir.

BaÅŸkanlık sistemi dışında kalan üyeler ise, Avrupa BirliÄŸi Komisyonu'nu dahil etmediÄŸimizde Hindistan, Avustralya, Ä°ngiltere, Japonya, Kanada, Almanya, Ä°talya ve Türkiye parlamenter sistem ile yönetilirken Fransa ve Rusya'da yarı baÅŸkanlık sistemi ve Suudi Arabistan'da mutlak monarÅŸi sistemi hâkim.

Ä°lginç olan, G20 grubundaki baÅŸkanlık sistemiyle yönetilen geliÅŸmekte olan ekonomilerin küresel ekonomideki ağırlığının giderek artıyor olması. BaÅŸkanlık sistemine sahip ülkelerin hem 2008 krizinde gösterdiÄŸi performans, hem de enerji, lojistik, ticaret gibi birçok sektörde öne çıkması, ülkelerin siyasi sistemlerinin ekonomi yönetimini de pozitif yönde etkilemesinin bir sonucudur.

Bu kategori, 2000'li yıllarda küresel ekonomide dengeleri deÄŸiÅŸtiren ve ibreyi geliÅŸmekte olan ülke ekonomilerine çeviren sistemde, bazı ortak deÄŸiÅŸkenlerin rol oynadığını gösteriyor. 2008 küresel ekonomik krizde geliÅŸen ekonomiler ilerlemeye devam ederken, geliÅŸmiÅŸ ülkeler ciddi bir maliyet ödedi.

Bu noktada, özellikle Çin, Endonezya, Güney Koreve Meksika'nın baÅŸkanlık sistemiyle yönetiliyor olmasının, küresel ekonomik krizi fırsata çevirmek için uyguladığı politikalarda baÅŸkanlık sisteminin ne gibi bir fayda getirdiÄŸi, ülke örnekleri incelenerek ortaya konulmalıdır.

Türkiye'de ise ne yazık ki tam manasıyla tartışamadığımız ve yalnızca siyaset açısından konuÅŸtuÄŸumuz baÅŸkanlık sisteminin ekonomide ne gibi bir deÄŸiÅŸim yaÅŸatacağı konusu, siyasi tartışmaların gölgesinde kalıyor.

Oysa ki Türkiye'nin kendi siyasi, sosyal ve kültürel dinamiklerine uygun bir baÅŸkanlık sistemi, Türkiye'nin son dönemde istediÄŸi büyüme hızına ulaÅŸmasında ve ekonomide yeniden, yeni bir “Türkiye Hikâyesi” yazmanın yolunu açabilir. Böylelikle, ekonomideki yapısal dönüÅŸüm için ortaya konulan vizyonu harekete geçirecek itici güç baÅŸkanlık sistemi olabilir.

EKONOMÄ° YÖNETÄ°MÄ°NDE NASIL BÄ°R BAÅžKANLIK?

Hatırlanacağı üzere, 1980'li yıllardaki tek parti iktidarıyla ekonomide pozitif bir ivme kazanan Türkiye, 1990'lı yıllarda koalisyon hükümetlerine mahkûm oldu. Sürekli kurulup yıkılan koalisyon hükümetleriyle ülkede oluÅŸan siyasi istikrarsızlığın ülke ekonomisine maliyetinin ne derece ağır olduÄŸu da biliniyor.

Bu açıdan, siyasi istikrarı güçlendirecek baÅŸkanlık sistemi, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik sisteminde büyük yaralar açan koalisyon hükümetlerini, vesayet kurumlarını ve yapılarını tamamen geçmiÅŸte bırakacaktır.

DiÄŸer yandan, SETA raporunda da belirtildiÄŸi gibi, önerilecek baÅŸkanlık sistemi ile “..siyasal istikrar, temsilde adalet ve etkin yönetim konusunda yaÅŸanan kronikleÅŸmiÅŸ sorunlar göz önünde bulundurularak, demokratik sistemi inÅŸa edecek ve kuvvetler ayrılığını saÄŸlayacak bir modellemeye gidilmelidir.”

Dolayısıyla, başkanlık sistemi siyasi istikrarı sağladığı gibi, ekonomide de etkinliği ve istikrarı artıracak bir sistemi beraberinde getirecektir.

Bu nedenle, ekonomi kurumları arasında senkronize bir gücün oluÅŸması adına,baÅŸkanlık sisteminin siyasi çerçevesinin yanında ekonomik perspektifi de unutulmamalıdır.

[Yeni Şafak, 28 Mayıs 2015]