SETA > Yorum |
AK Parti'de Yıldırım Dönemi

AK Parti'de Yıldırım Dönemi

Parti içinde hizipçiliğe yer olmadığı ve Erdoğan'a rağmen bir siyasetin olamayacağı da hem Bekir Bozdağ, hem Ahmet Davutoğlu hem de Binali Yıldırım tarafından vurgulandı.

Dün 2. OlaÄŸanüstü Kongresi'ni gerçekleÅŸtiren AK Parti, Binali Yıldırım yönetiminde yeni bir döneme girdi. Her ÅŸeyden önce kongre, kendini bir dava hareketi olarak niteleyen AK Parti'nin misyonunun ve söyleminin oturmuÅŸ olduÄŸunu gösterdi.

Parti içinde hizipçiliÄŸe yer olmadığı ve ErdoÄŸan'a raÄŸmen bir siyasetin olamayacağı da hem Bekir BozdaÄŸ, hem Ahmet DavutoÄŸlu hem de Binali Yıldırım tarafından vurgulandı. Yıldırım'ın konuÅŸmasında partinin "tarihiyle barışık" bir "hizmet" hareketi olduÄŸu öne çıktı. Kendisinin de yeni genel baÅŸkan olarak partinin bu kodlarına uygun olduÄŸunun altını çizdi.

Terörle mücadele, kalkınma, yeni projeler ve icraat temaları konuÅŸmasının ana unsurlarıydı. Bu sebeple Yıldırım'ın baÅŸbakanlığının CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ile uyumun yanı sıra "icraat merkezli bir koordinasyonu" önemseyeceÄŸi anlaşılıyor. Nitekim konuÅŸmasında "laf laf üstüne" deÄŸil "taÅŸ taÅŸ üstüne" koymayı hedefi olarak gördüÄŸünü söyledi.

Kongrenin belki de en büyük sürprizi MKYK'daki deÄŸiÅŸimdi. Partinin kamuoyunda tanınan bazı simalarının parti yönetiminde olmaması ne anlama geliyor sorusunu akla getirdi. Yaklaşık yüzde 50'lik bir "kan deÄŸiÅŸimi" Yıldırım'ın çalışacağı bir ekip kurması olarak okunabilir. Dahası, parti yönetimi ile hükümetin kompozisyonlarının geçmiÅŸtekinden farklı olabileceÄŸini de düÅŸündürüyor.

Yeni ve genç isimlerin parti yönetimine gelmesine karşılık kabinenin MKYK'da yer almayan deneyimli isimlerden oluÅŸması yeni bir formül olacaktır. Bu da uzun süredir Türkiye siyasetinin ana mecrası olan AK Parti'de parti yönetimi ve kabine arasında yeni bir iÅŸbirliÄŸi tarzına geçmek demek. Yeni kabine profili ortaya çıktığında bu husus da netleÅŸmiÅŸ olur.

[Sabah, 23 Mayıs 2016]