SETA > Yorum |
12 İmam'ın Yolunda Nereye

12 İmam'ın Yolunda Nereye?

Hacıbektaş ve Mevlana'yı birlikte okumak daha Sünnici bir Türkiye mi yaratır? Yoksa Alevilerin ve Sünnilerin birbirlerinin rengine boyandığı bir ortamda daha özgür, çoğulcu ve zengin bir dini hayata mı varırız?

Gün geçmiyor ki AK Parti iktidarı içte ve dışta "Ä°slam'ı politikleÅŸtirmiÅŸ" olmakla ve "dini vesayet rejimine" geçmeye çalışmakla eleÅŸtirilmiÅŸ olmasın. Hükümetin Suriye politikasını "Sünnici" bulanların daha yüksek sesle dillendirdiÄŸi bu eleÅŸtiri, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ve BaÅŸbakan DavutoÄŸlu'nun söylemlerindeki dini temalara iÅŸaret ederek bir adım daha ileri gidiyor. "Sünni Ä°slami kimliÄŸin yeni Türkiye'nin çehresini" oluÅŸturduÄŸu iddiasına varıyor. KuÅŸkusuz AK Parti iktidarı döneminde Ä°slam- siyaset iliÅŸkisi yeni bir dönüÅŸüm sürecinden geçiyor. Son dönemdeki kutuplaÅŸma ortamının etkisiyle kimi çevreler bu dönüÅŸümün yönünü doÄŸru tespit edemiyor.

Zira ülkemiz hem birbirini besleyen hem de birbiriyle çeliÅŸen iki olguyu aynı anda yaşıyor.

Bir yandan farklı yaÅŸam tarzlarının ve kültürel tercihlerin netleÅŸmesi, büyük bir özgüven ve ısrarla ifade edilmesi söz konusu. Böylece bütün tabuların kıyasıya tartışıldığı bir dönemdeyiz.

DiÄŸer yandan ise AK Parti'nin muktedir olmasına ve kendi rengini Türkiye siyasetine vurmasına duyulan tepki baÄŸlamında üretilen kutuplaÅŸma ciddi bir akıl karışıklığı üretiyor. Bu akıl karışıklığı, seküler elitlerin ülkenin geleceÄŸini belirleme ayrıcalıklarını kaybetmiÅŸ olmayı derinden hissetmeleriyle yakından alakalı.

Bir diÄŸer sebep ise siyasetçilerin kullandığı dini kavramlaÅŸtırmanın farklılıklara ve seküler olana kattığı meÅŸruiyetin farkına varılmamasıdır.

Bu yüzden Ä°slam'ın kamusal alandaki ve popüler kültürdeki artan görünürlüÄŸü "Sünnicilik" olarak etiketleniyor.

Halbuki aynı ÅŸeyi "yeni bir laiklik tecrübesinin doÄŸuÅŸu" olarak da nitelemek mümkün.

Bu yeni tecrübede farklı kültürel ve dini tercihler sınırlarını görerek kendini yeniden tanımlıyor.

GettolaÅŸmanın ve mahalle baskısının gittikçe artan maliyetleri bu yeniden tanımlamayı mecbur kılıyor.

KomÅŸu ülkelerde yaÅŸanan mezhep çatışmalarından alınan derslerin de bunda etkisi var. Sözgelimi IŞİD'in temsil ettiÄŸi sert Ä°slamcı yorum Türkiye'nin kahir ekseriyetini rahatsız ediyor. Yine bütün siyasi partilerin Alevi-Sünni ayrışmasını reddetmede aynı pozisyonda olması bu farkındalıkla ilgili. Nitekim BaÅŸbakan DavutoÄŸlu'nun Alevi Açılımı'na hız vermek amacıyla gerçekleÅŸtirdiÄŸi HacıbektaÅŸ ziyaretindeki konuÅŸmasındaki vurgusu dikkat çekici:

"Bizim yolumuz Hz. Ali'nin, Hz. Hüseyin'in, Hz. Hasan'ın ve bütün 12 imamın yoludur. Onu benimsediÄŸimiz zaman göreceÄŸiz ki farklılıklarımız azalacak. Onu benimsediÄŸimiz zaman göreceÄŸiz ki aynı kaynaktan besleniyoruz."

Kendisinin Sünni Türkmen olduÄŸunu söyleyen DavutoÄŸlu, HacıbektaÅŸ ile Mevlana'yı birlikte okuma çaÄŸrısı yaptı. Bu çaÄŸrı, Sufilik üzerinden Alevi ve Sünniler arasında ortak bir zemin yaratma çabası. Dahası, DavutoÄŸlu, "Ali'yi sevmenin" de bir adım ötesine giderek Türkiye halkını 12 Ä°mam'ın yoluna davet etti. Biliyoruz ki, Ehlibeyt sevgisi Sünnilerde de çok güçlü. Ancak 12 Ä°mam'ın yoluna davet Sünniler için yeni bir ÅŸey. Bir yanıyla, Alevilerin dini anlamda ötekileÅŸtirilmesine karşı çıkış.

DiÄŸer yanıyla ise, Türkiye'nin Sünnici bir yere savrulmasını engellemeye yönelik bir söylem. Elbette, bu davetin cemevlerinden dedelerin statüsüne ve din derslerine kadar Alevilerin taleplerini karşılayacak bir reform gündemi ile pekiÅŸtirilmesi lazım.

DavutoÄŸlu'nun 12 Ä°mam söyleminin AleviliÄŸi dini bir okumaya tabi tuttuÄŸu yorumu da yapılabilir. Ancak 12 Ä°mam'ın yolu ile yüzleÅŸmenin hem Aleviler hem de Sünniler için zenginleÅŸtirici bir yanı olabilir.