SETA > Yorum |
1 Kasımda Yeni Bir Milat Ama

1 Kasımda Yeni Bir Milat Ama...

Muhalif aydınların öfkesi ve "tiranlık," "faşizm," "ya darbe ya iç savaş" şeklinde ürettikleri aşırı söylemler söylenecek söz kalmadığı hissiyatını beslemekte.

Sandığa gitmek seçmenin siyasi partilere desteÄŸinin ve tepkilerinin billurlaÅŸtığı eylemlerdir. Sandık, ülkemizin yaÅŸadığı sorunları aÅŸma önerilerinin ve son dönem kutuplaÅŸmasının getirdiÄŸi mücadelenin nihai kararının verildiÄŸi yerdir.

Türkiye gibi siyasete ilginin canlı olduÄŸu bir ülkede önümüzdeki seçimlerde de katılımın yüksek olması bekleniyor. Belki de yüzde 90'ın üzerinde... Bu beklenti 1 Kasım seçimlerinin siyasi hayatımızdaki istisnai yeri ile ilgili.

7 Haziran seçimlerinde AK Parti'yi tek başına iktidardan düÅŸüren muhalefetin kendi arasından bir koalisyon çıkarmayı baÅŸaramadığı görüldü. Kampanyalar sırasında MHP lideri Bahçeli'nin açıklamaları muhalefet partilerinin 1 Kasım sonrasında da bunu baÅŸaramayacağını gösteriyor.

Ä°ÅŸte bu nedenle geriye ya tek başına AK Parti iktidarı ya da AK Partili koalisyon seçenekleri kalıyor. Bu durumun muhalefeti huzursuz ettiÄŸini söylemeliyiz. Muhalefet partileri önceki seçimde olduÄŸu gibi AK Parti karşısında tam bir blok oluÅŸturamadı.

1 Kasım seçimlerinin önceki seçimlerden temel bir farkı da 7 Haziran-1 Kasım arasında yaÅŸananların anlamının ve sorumlularının seçmenin hafızasında taptaze olması. Böylece istikrarın ve terörle mücadelenin ne kadar hayati olduÄŸu konusu öne çıkıyor.

Bununla baÄŸlantılı olarak bu seçimde seçmenin suskunluÄŸundan da bahsediliyor. Hatta söz konusu suskunluÄŸun merkez partiler olan AK Parti ve CHP'nin oylarını yukarı çekmesi büyük olasılık. Ve hatta önceki seçimde kararsız kalan seçmenlerin ve Bahçeli'nin "hayırcı" tavrından rahatsız olan MHP tabanındaki kayışın AK Parti'ye az farkla da olsa tek başına iktidar vermesi mümkün.

Sonuç ne yönde olursa olsun demokratik siyasetin seçmen tercihini hazmetmesi gerekir. Herkesin sandıktan çıkanın üstünlüÄŸüne saygısı asıl olmalı. 4 seçimdir devam eden mücadeleyi sona erdirecek bir uzlaÅŸmanın önü açılmalı. Zira son günlerde gündeme gelen 3. bir seçim ihtimali ülkemiz için taşınamayacak krizleri beraberinde getirebilir. Suriye iç savaşının belki daha da alevlenerek bir sona doÄŸru gittiÄŸi dönemde iç çekiÅŸmelerle boÄŸuÅŸmak bu coÄŸrafyaya tamir edilemez zararlar verecektir.

Seçim sonrasında yapılması gerekenler neler? Muhtemel seçeneklerine göre gidelim. Tek başına iktidar çıkması durumunda AK Parti'nin yüzleÅŸeceÄŸi en büyük meydan okuma siyasetin alanının yeniden tanzimidir. Bunun demokratik ve çoÄŸulcu bir düzlemde gerçekleÅŸtirilmesi gerekir.

Terörle mücadeleyi aksatmadan yeni bir demokratikleÅŸme hamlesi ile kutuplaÅŸmanın dozunun düÅŸürülmesi gerçekleÅŸebilir. Bu ihtiyacın giderilmesi sadece AK Parti'nin yönetme kapasitesini güçlendirmeyecek. Aynı zamanda muhalefette yaÅŸanacak siyasetten soÄŸuma boyutunu kısmen de olsa tamir edecektir. Zira tek parti iktidarı seçeneÄŸinde benim gördüÄŸüm en büyük sorun muhalefetin aşırı uçlarının siyasetin vazgeçilemez tek çözüm yolu olduÄŸu inancını kaybetmesidir. Buna baÄŸlı olarak da demokratik siyaset dışı seçeneklerin cazibesinin artması ve radikalleÅŸmedir. Gezi, 17 Aralık ve Kobani ile yürünen yolun sonunun ÅŸiddete çıkmasıdır.

Muhalif aydınların öfkesi ve "tiranlık," "faÅŸizm," "ya darbe ya iç savaÅŸ" ÅŸeklinde ürettikleri aşırı söylemler söylenecek söz kalmadığı hissiyatını beslemekte. GençliÄŸin siyaset dışı yollara meyletmesinin önüne geçmek için muhalefete de sorumluluk düÅŸüyor elbet. Dört yıl daha muhalefette olmanın yeni bir yolu üretilmeli. Sonuna kadar tüketilen eleÅŸtiri malzemesinin aşırı kısımlarını tasfiye etmek gerekli.

1 Kasım'dan koalisyon seçeneÄŸi çıkarsa siyaset kurumunun uzlaÅŸmayı temel alarak yeni bir seçimi deÄŸil, yeni hükümeti mümkün kılması lazım. AK Parti'nin açık ara birinci parti olması beklendiÄŸine göre muhalefet partilerinin "restorasyon" yerine "reform ve demokratikleÅŸme" temelinde bir koalisyon araması gerekir. AK Parti ve CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan karşıtlığını bu kadar yükselten muhalefetin sınavı da bu noktada olacak.

Elit mücadelesi bitmez kuÅŸkusuz. Ne dersiniz? 1 Kasım'ın bu mücadelenin demokratik zeminde sönümlendiÄŸi bir milat olacağını umalım.

[Sabah, 31 Ekim 2015]