Millet İttifakı belediyeleri, bu salgın döneminde hizmetten daha çok tartışmalı konularla gündeme geldi.
Önemli tartışmalardan biri, CHP’li Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulduğu açıklanan ve fuar alanının perdelerle ayrılmasından ibaret olan sözde sahra hastanesi ile ilgiliydi. CHP Genel Başkanının bir televizyon programında, “Zeydan Karalar, 1000 yataklı sahra hastanesi yaptı. Bir belediye başkanının yaptığını Türkiye Cumhurbaşkanlığı yapamıyor, yüzlerine gözlerine bulaştırdılar” açıklaması, olmayan hastanenin uzun süre gündemde kalmasını sağladı.
Bir ikincisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Başakşehir Şehir Hastanesinin yollarını yapmamasıydı.
Üçüncüsü ise, yine İstanbul Büyükşehir Belediye otobüslerine hangi duraktan kaç yolcunun bindiği ile ilgiliydi.
Tartışma başlıkları sadece bunlarla sınırlı değil. Bu tartışmalardan birisi ise, mahkemeye düştüğü için, diğerlerinden farklılaşıyor.
Hatırlanacağı gibi, bir yolcu sabah işe giderken otobüste yolculuk eden kalabalığı çekmiş ve İstanbul Büyükşehir Belediye yönetimini eleştirmişti.
İmamoğlu’nun basın sözcüsü, “Otobüs içerisinde gözüken kişilerin organize bir şekilde ve zorla otobüse bindiğini” iddia etmişti.
Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise katıldığı bir televizyon programında, “Süreci araştırdık. Görüntüleri izlerken kanım dondu. Maça gitmiyorlar, sabah namazına gitmiyorlar, pazar günü iş güç de yok. Bu otobüse (62 Nolu Kâğıthane-Kabataş Hattı) aynı saatte geçen hafta bir kişi ve bu hafta 71 kişi binmiş. Eğer siyaset buysa lanet olsun siyasete!” demişti.
İddialar sadece tartışma düzeyinde kalmadı. Görüntüyü çeken yolcu ve paylaşan bir kişi hakkında Belediye Başkanlığı, “hakaret, iftira, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarını işledikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
İki gün önce mahkeme sonuçlandı. Kamera kayıtları, yolcuların kart basma izleri ve başkaca birçok delile göre, mahkeme suç duyurusunda yer alan 5 farklı iddianın hiçbirinin gerçek olmadığını tespit ederek takipsizlik kararı verdi.
Mahkemenin verdiği kararın ayrıntıları delilleriyle birlikte gazetelerde yayınlandı. Merak edenler açıp okur. Ancak kararda dikkat çeken en önemli husus, Belediye başkanı ve basın sözcüsünün iddia ettiği gibi, yolcular bir duraktan ve organize bir şekilde zorla otobüse bindirilmemiş. Hatta iddia edilen duraktan otobüs şoförü hiç yolcu almamış. Diğer duraklardan binenler de işe giden vardiyalı işçilermiş.
Muhalefetin hizmetten daha çok bu tip tartışmalı konularla gündeme gelmesinin farklı nedenleri var.
Her şeyden önce, Millet İttifakı’nın kazandığı büyükşehirlerin başkanları, birbirine benzemeyen siyasi yapıların birlikteliği ile seçildi. Dolayısıyla, bu belediyelerin yönetimleri 1990’lardaki koalisyon hükûmetlerine benziyor.
Koalisyon ortaklarının kaynak dağıtımında en fazla çatıştığı yer İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Çünkü, İstanbul belediyesinin yönetiminde koalisyonun bileşenleri, hem partiler arasında hem de CHP içinde çok farklı kliklerden oluşuyor.
Koalisyonun içerisinde yer alan; CHP il başkanlığı, İmamoğlu ve ekibi, CHP’li ilçe belediye başkanları, HDP ve İyi Parti gibi kliklerin hepsinin, İstanbul ile ilgili farklı bir ajandası var. Diğer büyükşehirlere göre kaynakların genişliği, paylaşım sorunu ve çatışan siyasi ajandalar, İstanbul’u yönetilemez hâle getiriyor.
Öyle olmasa bir basın danışmanı kendi başkanını zor duruma düşürme pahasına, yanıltıcı bilgiyi herhâlde vermemesi gerekirdi.
Muhalefetin yönettiği büyükşehir belediyelerinde, koalisyonun nispeten az olduğu yerlerde tartışma daha az. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, olumlu kamuoyu algısı açısından İstanbul’un önüne geçmesinin nedenlerinden biri bu.
Koalisyon yönetimleri; farklı siyasi yapılar ve kliklerin mikro iktidar mücadelesinden ve kaynaklardan pay kapma yarışından dolayı hizmetle ve vatandaşın sorunları ile ilgilenemezler. Kendi siyasi ikballeri her şeyin önündedir.
Dolayısıyla muhalefetin yerel yönetimlerde hizmet üretememesi ve giderek trolleşen bir yönetim sergilemesinin önemli gerekçelerinden biri, 1990’lar tarzı koalisyonlara sahip olmalarıdır...
[Türkiye, 12 Mayıs 2020].