Farklı çevrelerden demokratlarla " Türkiyelileşme "ye çalışan kürt siyaseti, bunu bir türlü beceremedi.Kürt sorununun çözüm sürecine girmesiyle BDP'nin yeni Türkiye'nin inşasında rol alması beklenir. BDP, HEP geleneğinin son temsilcisi olarak bir yandan Kürt meselesini gündemde tutmaya çalışırken diğer yandan 'Türkiyelileşme' tezini hayata geçirmeye çalışıyor. HEP geleneği kurulduğu günden bu yana aldığı oyun aritmetiğinden daha büyük bir siyasal ağırlığa sahip oldu. Yirmi yılda altı parti (HEP, ÖZEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP) açılıp / kapanırken hareketin dili, siyasal ajandası, tabanı ve aktörleri önemli ölçüde değişti. Kürt siyaseti kapanıp açılan partilerle görece daha radikal bir söyleme kayıp, içe kapanırken aynı zamanda ciddi bir siyasal tecrübe kazandı. BDP, 12 Haziran seçimlerine özeleştirisini yap(a)madığı sorunlu bir tarihsel bagajla hazırlanırken yapılacak seçim Kürt siyaseti için sembolik anlam taşıyor. Kürt siyaseti, yirmi yıl sonra Leyla Zana, Hatip Dicle gibi isimleri yeniden meclise taşımaya hazırlanırken özellikle Leyla Zana isminin tabanda heyecan yarattığı gözleniyor.
Meclis'teki yemin töreniyle başlayan hadiseler zinciri 3 Mart 1994'te DEP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla son bulurken Zana ve Dicle'nin yeniden meclise dönecek olması değişenler / değişmeyenler anlamında tarihsel bir önem taşıyor. Bu dönüş sadece Zana ve Dicle için değil aynı zamanda Kürt siyasetinin kat ettiği mesafeyi görmek bakımından da ümitleri artıran ya da azaltan bir işlev görebilir. 1991'de SHP çatısı altında 22 milletvekili çıkaran Kürt siyaseti, uzun tartışmalardan sonra artık bağımsız adaylarla seçime giriyor. HEP'in ardılı partiler 1995, 1999 ve 2002 seçimlerine parti ismiyle girmeyi tercih ederken, 2007 seçimlerinde ilk defa bağımsız adaylarla girdi. 1991'de olduğu gibi 2007'de de 22 milletvekili çıkaran DTP, bu seçimlerde makûs talihini yenmek ve vekil sayısını artırmak istiyor.
Yeni BDP uzak bir hayal mi?
Bu seçimlerin hem Türkiye siyaseti hem de Kürt siyaseti için simgesel bir anlamı bulunuyor. Türkiye seçim sonrasındayeni bir Anayasa yaparak uzun zamandır devam eden düzen tartışmalarını sonlandırmak isterken, Kürt siyasetinin yeni dönemde nasıl bir siyasal tutum alacağı merak ediliyor. Bu bağlamda BDP'nin bağımsızlar listesi tarihsel bir önem taşıyor. Listenin 'ulusal - yerel gerilimini' dikkate alan bir siyasal ustalıkla yapılması Kürt siyasetinde gecikmiş yeni bir dönemin kapısını açabilir. Uzun zamandır farklı çevrelerden demokrat isimleri bünyesine alıp"Türkiyelileşme" tezini hayata geçirmeye çalışan Kürt siyaseti, geçmiş yıllarda bunu bir türlü gerçekleştiremedi.Hareketin sekterliği, devletin yanlış politikaları ve seçim barajı Türkiyelileşme tezinin hayata geçmesine engel olurken az sayıdaki milletvekilinin "güvenilir kadrolardan" devşirilmesi yoluna gidildi. 'Davayı satmayacak' kadrolar yaklaşımı Kürt siyasetinin çoğulculaşmasına mani oldu. Kürt sorununun çözüm sürecine girmiş olması bu sekter yaklaşımın kırılacağının işaretlerini verirken, BDP'nin yeni Türkiye'nin inşasında rol alması gerekiyor. Yerinden yönetimi savunan BDP'nin seçimlerde tek parti dönemi uygulamalarını andıran rotasyon uygulaması, tabanda rahatsızlık yaratırken bu yaklaşım, partinin savunduğu yerinden yönetim prensibiyle de bağdaşmıyor. BDP, devletten özyönetim talebinde bul