Dünyanın 2017 senesinde daha iyi bir yer olması hepimizin ortak temennisi. Bu temenni gerçeğe dönüşecek mi diye sorarsanız elimizde net bir şey yok ama ümidimizi koruyoruz. Ancak 2017'de dünya siyasetinin daha fazla ısınacağını söylemek mümkün. Bu özellikle Türkiye için güzel gelişmelere gebe bir ısınma. Temenni ya da tahmin değil öngörü diyelim buna. Nasıl mı? Dünyada liberal maskeler arkasından yapılan siyaset son demlerini yaşıyor. Amerika'da demokrasi, insan hakları ve bunlar gibi diğer kavramlardan değil 'Amerika'yı tekrar büyük yapmak'tan bahseden Trump'ın başkan seçilmesi ve Avrupa ülkelerinde yükselen ırkçılık, aşırı sağ, İslam ve yabancı düşmanlığı... Bu göstergelere bakınca 2017'nin siyasetin, rekabetin, düşmanlığın maskeler arkasından değil daha yakıcı daha kora kor yapılacağı bir yıl olduğu ortada. Peki bunun Türkiye'ye faydası nedir diye sorarsanız cevap çok basit. Her fırsatta bize destek açıklaması yapıp hakikatte bize köstek olan 'müttefik'lerimiz gerçek yüzlerini göstermiş olacaklar.
2017'DE TÜRKİYE
Niyetim felaket tellallığı değil. Ancak moral bozmamak için yalan da söyleyemem. 2017'nin ilk ayları Türkiye için zorlu geçmeye devam edecek. Türkiye'nin içerisinde olduğu sert mücadele 2017'de de devam edecek. Türkiye'yi önce Suriye'de sonra tüm bölgede saf dışı bırakmak çabalarına şahit olacağız. Tekrar batının yörüngesinde siyaset yapan bir ülke haline getirene kadar üzerimize gelecekler. Tabii ki biz de onları saf dışı bırakmaya çalışacağız. Bu rekabette avantajlı konumda olan biziz ve zaman bizim lehimize işliyor. Güzel günler yakın! Her şey yolunda giderse bahar aylarındaki Cumhurbaşkanlığı Sistemi referandumu Türkiye için bir milat olacak. Ülkemiz hem yönetim sistemi sorununu çözmüş olacak hem de dış baskı ve etkilere karşı daha dayanıklı hale gelecek. Siyasette istikrarlı yönetimi sağlayacak bir zemini bulmak başlı başına büyük bir avantaj. 2017 Türkiye için tam bir fırsatlar yılı olabilir. Bir de daha fazla çalışmamız gereken alanlar var. Bunların en başında eğitim meselesi yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı eğitimin altyapısında muazzam işler yaptı. Artık çok daha iyi okullarımız, dersliklerimiz, eğitim malzemelerimiz var. Öte yandan eğitim müfredatında da bir kısım iyileştirmeler yapıldı ancak daha köklü bir değişikliğe ihtiyacımız var. Bakanlık'ın bu köklü değişiklik için çalışmalar başlattığını biliyoruz. Ümit ve merakla bu çalışmaların faydalı neticelerini görmeyi bekliyoruz. Bir de üniversiteler meselemiz var; yükseköğretim alanında da iyileştirmeler oluyor ama Türkiye'nin diğer alanlarda kat ettiği mesafe ile kıyaslayınca yeterli değil. Üniversitelerde de fiziksel altyapıda olumlu gelişmeler var. Maalesef sorun burada da içerikle ve nitelikle alakalı. İyi üniversite binalarının içerisini iyi akademisyenlerle, iyi öğrencilerle ve nitelikli araştırmalarla doldurmamız gerekiyor. Çok çalışmamız gereken alanlardan bir tanesi de şüphesiz ekonomi. Dolar üzerinden Türkiye'ye çekilen operasyon bu gerçeği bize bir kez daha gösterdi. Türkiye finans alanında birçok batı ülkesinden çok daha iyi bir konumda. Bankacılık sektörü sağlam ve dayanıklı. Bu alanda geçmişin hatalarından ders çıkarabildik. Ancak hala reel sektörde yürümemiz gereken uzun bir yol var. Kesinlikle kötü bir yerde değiliz. Ancak çok daha iyi olmalıyız. Bütün iyi beklentilerimizin gerçekleştiği, korktuklarımızın ise bizden uzak olduğu iyi ve hayırlı bir yıl dilekleriyle...
[Takvim, 1 Ocak 2017].