SETA > Yorum |
Erdoğan'ın Başkanlığı

Erdoğan'ın Başkanlığı

Statükocu entelektüeller bugünün Türkiye sosyo-politik gerçekliğini kendi pozisyon kayıpları üzerinden okuyorlar. Ve bu kayıpların kaynağı olarak da Erdoğan'ı görüyorlar. O nedenle ona öfke duyuyorlar.

Odaklama, netliÄŸin olmazsa olmaz koÅŸuludur. Netlik de görüntünün en kayda deÄŸer parçasıdır. Görüntü ise gerçeklikle iliÅŸkimizi kuran önemli bir araçtır.

Ne var ki, netlik görüntünün, görüntü de gerçekliÄŸin kendisi deÄŸil, bir cüzüdür.


Görüntüyü netliÄŸe, gerçekliÄŸi de görüntüye indirgemek hakikate zulmetmektir.

***

Karşınızda bir fotoÄŸraf, elinizde de bir büyüteç olduÄŸunu varsayın. Elinizdeki büyüteç o fotoÄŸrafı detaylı biçimde incelemek için size bir imkân sunar. O büyüteç sayesinde fotoÄŸrafın ayrıntılarını öne çıkarabilir, ona derinlemesine nüfuz edebilirsiniz. Fakat büyüteci fotoÄŸrafın bir noktasında sabit tutar ve karşınızdaki fotoÄŸrafı sadece o noktadan hareketle deÄŸerlendirirseniz iÅŸte o zaman elinizdeki o alet bir kem alete dönüÅŸür. Kemalatın düÅŸmanı olan kem alete.

***

Modern Türkiye ideolojileri ellerinde her daim böylesi kem aletler taşıdılar. Netlik arayışı içinde oldular. O nedenle bir noktaya odaklandılar. Ne var ki, odaklandıkları o noktaya kilitlendiler, oradan geri çıkamadılar.

Ve karşılarındaki görüntünün renklerinde kayboldular.

Burada bir ayrım yapmıyorum. Modern Türkiye'nin bütün ideolojilerinden bahsediyorum.

Türkiye bir süredir kendi ideolojileriyle hesaplaşıyor. Bu hesaplaÅŸma çabası çok zahmetli bir süreç. Çünkü bu hesaplaÅŸmanın başını çeken aktörler de bu ideolojik süreçlere muhatap olmuÅŸ aktörler. Zihniyet olarak bir paradigma deÄŸiÅŸimi yaÅŸasalar da, kültürel olarak mutlak bir kopuÅŸ yaÅŸandığını söyleyemeyiz.

DoÄŸrusu sosyoloji okumalarımız da bize böylesi bir beklentinin pek de mümkün olmadığını söylüyor.

***

Türkiye, ekonomiden siyasete, kültürden yönetiÅŸime hemen her alanda bir paradigma deÄŸiÅŸimi yaÅŸadı. Çevresi, toplumu ve geçmiÅŸiyle yeni bir iliÅŸki düzeyi, yeni bir yol tutturdu.

Bu yolda yer yer duraklamalar, hatta yer yer kazalar yaÅŸansa da bu yeni bir yol. Ve bir güzergâhın parçası.

YaÅŸanan bu paradigma deÄŸiÅŸimine bir elit dönüÅŸümsüreci de eÅŸlik ediyor. En büyük kavga da bu alanda karşımıza çıkıyor.

Söz konusu elit dönüÅŸümüne statükocu entelektüeller ÅŸiddetli biçimde itiraz ediyorlar. Bu yönüyle zihniyet temelli bir kavga vermiyor, pozisyonel bir tutum takınıyorlar.

***

Türkiye, bölgesel bir güce dönüÅŸmüÅŸ durumda. Ve dahası küresel bir aktör olma arayışında. Statükocu entelektüeller bugünün Türkiye sosyo-politik gerçekliÄŸini kendi pozisyon kayıpları üzerinden okuyorlar. Ve bu kayıpların kaynağı olarak da ErdoÄŸan'ı görüyorlar. O nedenle ona öfke duyuyorlar.

Bu öfke de onları körleÅŸtiriyor.

Statükocu entelektüeller ve siyasal muhalefet ErdoÄŸan karşıtlığını bir dönem can simidi olarak gördü. Fakat bir süre sonra bu can simidi onların yuvasına dönüÅŸtü. Orada yaÅŸamaya, orada nefes alıp vermeye baÅŸladılar.

***

Bugün Bakanlar Kurulu, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın baÅŸkanlığında toplanacak.

ErdoÄŸan, halkın oyuyla CumhurbaÅŸkanı seçildi ve seçim sürecinde nasıl bir CumhurbaÅŸkanı olacağını, kanunların çizdiÄŸi sınırlar çerçevesinde yetkilerini "sonuna kadar" kullanacağını net biçimde dile getirdi.

Ve bu çerçevede toplumdan destek istedi.

O desteÄŸi de aldı. Sözün özü, bugün yapılacak olan toplantıda ÅŸaşılacak bi