18 Eylül tarihinde Birleşik Krallık’ı oluşturan dört ülkeden biri olan İskoçya’da bağımsızlık referandumu yapılacak. Referandumda İskoçya özerk bölgesinde yaşayan 4,2 milyon seçmen “İskoçya bağımsız olmalı mı?” sorusuna cevap verecek. Referandumun yapılmasıyla ilgili karar 2012 yılında alınmasına rağmen bu ayın başına kadar konu uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmedi. Bunun en önemli nedenlerinden biri Ağustos ayının sonuna kadar yapılan kamuoyu araştırmalarında referandumda evet sonucunun çıkmasının çok düşük bir ihtimal olarak görülmesiydi. Buna rağmen Eylül ayının başında yapılan kamuoyu yoklamalarında bağımsızlık taraftarlarının bir anda öne geçmesi hem Londra’da alarm zillerinin çalmasına hem de dünya kamuoyunun ilgisinin İskoçya’ya yoğunlaşmasına neden oldu.
İskoçya’nın bağımsızlığını kazanmasının uluslararası siyaset açısından birçok sonucu olacaktır. Bağımsız bir İskoçya’nın Avrupa Birliği ve NATO ile ilişkileri, bu durumun dünya üzerindeki diğer ayrılıkçı hareketler üzerinde ne gibi etkilerinin olacağı, parçalanmış bir Birleşik Krallık’ın AB ve uluslararası sistem içerisindeki yeni konumunun ne olacağı gibi cevabını bekleyen birçok soru bulunmaktadır. Bu yazı İskoçya’daki bağımsızlık hareketinin arka planını, bağımsızlık taraftarlarının ve karşıtlarının argümanlarını ve İskoçya’nın bağımsızlık kazanmasının uluslararası siyaset açısından sonuçlarını analiz edecektir.