Erken seçim lakırdısı tekrar piyasaya sürüldü. Muhalefet bir odada kendisi erken seçim beklentisini dillendiriyor. Yan odaya geçip bu sefer de "AK Parti erken seçime hazırlanıyor" diyor. İddiaları şu; Türkiye'de işlerin yolunda gitmediğini, ülkenin yönetilemediğini dolayısıyla erken seçimin gerekli olduğunu söylüyorlar. Buna mukabil AK Parti cenahında erken seçime dönün kesin ve kati bir tavır söz konusu. AK Parti cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini hatırlatıyor. Erken seçimin istikrarsızlık anlamına geldiğini söylüyor. Gündemlerinde katiyetle olmadığını beyan ediyor.
Erken seçime gitmenin mevcut anayasaya göre iki yolu var. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerin yenilenmesi kararı alabilir. Seçim yenileme kararını Cumhurbaşkanı alırsa hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilenir. Bu Erdoğan'ın görev süresinde kayıp yaşaması anlamına gelir. Erdoğan'ın böyle bir planı olmadığı ortada. Diğer seçenek ise meclisin erken seçim kararı alması. CHP, İYİ Parti ve HDP'nin meclis çoğunluğu erken seçim için yeterli değil. Cumhur İttifakı'nın bozulması MHP'nin de bu üçlüye katılması gerekiyor. Dahası AK Parti'den 60 dolayında milletvekilinin de erken seçim istemesi gerekiyor. Kağıt üzerinde hesap böyle ama pratikte imkansız. Meclis bu yolla erken seçim kararı alsa bile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görev süresi kaybı olmuyor. Bir de bu kadar sancılı bir süreçle gidilen erken seçimden AK Parti'nin ve Erdoğan'ın kazanacaklarını düşünün. Herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istikrar diye bir derdi olmasaydı yatıp kalkıp böyle bir erken seçim senaryosunun hayata geçmesi için dua ederdi.
Erken seçim kararı almak bu kadar zor. AK Parti erken seçimin gündemde olmadığını defaatle ve katiyetle söylüyor. Peki neden muhalefet hala erken seçim lakırdısından vazgeçmiyor? Erken seçim dedikodusu çıkartmak muhalefetin bir taktiği. Erken seçimin olmayacağını biliyorlar ama dedikodusu ile gündemi değiştirebiliyorlar. İYİ Parti, parti içi karışıklıklarının üzerini bununla örtüyor. HDP ile aynı blokta yer almanın siyasi faturasını azaltmaya çalışıyor. CHP yerel yönetimlerdeki başarısızlığını, yaşanan büyük fiyaskoyu gündeme getirmemeye gayret ediyor. Erdoğan hükümetinin başarılı hamlelerinin yerine erken seçim dedikodusunun konuşulmasını istiyor.
Diğer ifadeyle erken seçim dedikodusu muhalefetin Erdoğan'ı iç siyasetin sığ sularına çekme çabasından başka bir şey değil. Eylemler, icraatlar, Karadeniz'deki gaz keşifleri, Türkiye'nin Azerbaycan'a desteği, terörle mücadele vb. gibi konular konuşulmasın diye ısıtıp ısıtıp masaya sürülen bir gündem. Öyle gözüküyor ki başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AK Parti cephesi bu tuzağa düşmek niyetinde değil. Erdoğan siyasi zihin olarak o sığ sulardan çok uzakta. Saçma ve faydasız kısır tartışmaların bir parçası olmuyor. Yönetmesi gereken bir ülke var ve bu ülke krizli bir coğrafyanın orta yerinde. Dünya siyaseti deseniz tam anlamı ile fırtınalı bir deniz. Erdoğan sorunlu coğrafyada, fırtınalı denizde gemisini menzilden menzile yüzdüren bir kaptan. Enerjisini de mesaisini de bu işe vermiş. Üstelik başarılı da. İşi gücü bırakıp erken seçim safsatalarıyla meşgul olması hem kendisine hem de memlekete yazık olurdu.
[Takvim, 16 Ekim 2020].