Son dakika haberleri: Tüm dünyanın gözü Rusya Ukrayna arasında yaşanan krize odaklanmışken, Rusya lideri Vladimir Putin'in geçtiğimiz akşam yaptığı açıklama dünyayı ayağa kaldırdı. Ukrayna'da bulunan Rus ayrılıkçıların yoğunlukta olduğu Donetsk ve Luhansk'ın sözde bağımsızlığını tanıdığını belirten Putin, bağımsızlık için gereken anlaşmayı da imzaladı. Putin'in bu kararı sonrası olası bir Rusya Ukrayna savaşı gündemi daha da hareketlendi. ABD, Batı ve Türkiye'den kınamalar peş peşe geldi. Dünyanın gözü son dakika haberlerine odaklanmışken SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Rusya Ukrayna krizi ile ilgili çarpıcı yorumlarda bulundu.
Durum İç Açıcı Değil
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Murat Yeşiltaş ise, "Durumu hiç iyi değerlendirmiyorum. Putin'in konuşması gerçekten tarihi bir konuşmaydı. Konuşma, dünya siyasetinin resmen bir dönüm noktasıydı. İçeriğine baktığımızda konuşma emperyalist Sovyetler Birliği ideolojisinin tarihsel referanslarla yeniden üretilmesiydi. Putin, daha önce de 2021 Temmuz'da düşüncelerini belli etmişti. Putin o zamanki yazısında da tarihsel olarak Ukrayna diye bir devletin olmadığını söylemişti. Dün yaptığı konuşmada da bu durumu açıkça belli etmiş oldu. Bununla da yetinmedi" sözleriyle durumu değerlendirdi.
Putin'in Konuşmasında Önemli 3 Nokta
Putin'in geçtiğimiz akşam yaptığı konuşmayı 3 maddeyle özetlemenin mümkün olduğunu ifade eden Yeşiltaş bu maddeleri şöyle sıraladı:
- İlk olarak Ukrayna'yı tanımadığını gösterdi ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü parçaladı. Ukrayna'nın bağımsızlığını tanımadığını göstermesi, Donbas bölgesini dün akşam itibarıyla cebren ve hile ile resmen işgal etmesi bu ilk maddeyi destekler nitelikte.
- İkinci olarak Rusya'nın yakın çevresinin sınırlarını tarihsel olarak geriye doğru uygulayarak mevcut statükoyu yıktı. NATO'yu artık gerçekten tehdit olarak gördüğünü söylemesi bu durumu destekliyor. 'Sovyetler Birliği'nin başlangıcına dönmeliyiz' sözleriyle Putin, Sovyetler Birliği'nin yayıldığı jeopolitik haritayı yeniden ortaya kopyarak bu böglelerde Soğuk Savaş sonrası oluşmuş bütün statükoya meydan okudu.
- Üçüncü olarak ise yepyeni bir soğuk savaş başlattı. Bu durum, Rusya'nın Batı'yı tam manasıyla karşısına aldığını ve çekinmediğini gösteriyor.
Soğuk Savaş tanımlaması yapan Yeşiltaş, bu savaşın 3. Dünya Savaşı'na dönüp dönmeyeceği sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Buna dair belirtiler var. Ancak dünya savaşı kolay değil. Birinci ve ikinci dünya savaşları çok basit bir şekilde ortaya çıkmış gibi duruyor olsa da, aslında arkasında çok büyük tarihsel sebepler yatıyor. Emperyalist mücadele çok yoğundu, güç dengesi bozulmuştu. Onu hızlandıracak bir sebebe ihtiyaç vardı. Şu anda da benzer bir durum var. Uluslararası alanda çok büyük bir güç rekabeti var ve ülkeler giderek silahlanıyor. Ancak uluslarası sistemin olgunluğu elbette o dönemki savaşlara göre daha olgun. Dolayısıyla bir dünya savaşı başlatmak kolay değil. Savaşlar her zaman kontrol edilemeyen bir durumda ortaya çıkabilir."
Putin ne Anlatmak İstiyor?
Putin'in açıklamalarını bu çerçevede değerlendiren Murat Yeşiltaş, "Dünkü açıklama böylesine kontrol edilemez bir durum değildi. Dünkü açıklamalar Rusya ile Batı arasında belirli bir coğrafyayı kapsayan ve çok yoğun bir güç ve güvenlik rekabetinin olmdığı bir durum. Rusya ile ABD arasında çok yoğun bir rekabet var. Bu genele yayılırsa bütün coğrafi alanlarda aynı şekilde özellikler görürsek, böyle bir savaş çıkabilir" dedi.
İbreyi Başka Yöne Çevirdi
Meseleyi yalnızca Rusya-Batı meselesi olarak görmemek gerektiğine de dikkat çeken uzman, ibreyi başka yöne çevirerek Çin'den bahsetti. Yeşiltaş Çin'le ilgili, "Çin ile ABD arasındaki soruna bakıldığında, eğer Çin yarın Tayvan üzerinden de benzer bir tarihsel argümanda Tayvan'ın bağımsızlığını zedeleyecek bir ilhakı gündeme getirirse bu durum bir istisna olmaktan çıkar ve kural haline dönüşür. Bu da mevcut sistemin artık işlemediği ve ancak yeni bir çatışma ya da savaşla düzenin yerine oturacağına dair fikirleri pekiştirmiş olur." ifadelerinde bulundu.
Sahte Bayrak Operasyonları
Sahte bayrak operasyonlarından da bahseden Yeşiltaş, "Rusya yoğun bir propaganda yöntemiyle Ukrayna'nın Donbas bölgesine yönelik kanıtlar sundu ve medya görüntüleri servis etti. İki ayrılıkçı bölge de bunun üzerine talepte bulundu. Kısacası Rusya o gerekçeleri oluşturdu. Eğer Rusya'nın amacı Donbas'ı kontrol etmekle sınırlı değilse, aynı propaganda yöntemlerini kullanarak Rus askerlerini Ukrayna'nın içine doğru kaydırabilir. Rusya, 190 bin askerini yalnızca Donbas'ta kontrolü sağlamak için yığmadı. Bu bir başlangıç daha derin bir işgal de olabilir" sözlerine yer verdi.
Sıra Batı'nın Hamlesinde
Putin'in hamlesini yaptığını söyleyen Murat Yeşiltaş, hamle sırasının Batı'da olduğunu söyleyerek, "Yaptırımlar burada önemli. Yaptırımlar Putin'in ne kadar canını yakacak ve ne kadar caydırıcı olacak? Eğer Putin'in Batı'dan canını yakacak bir tavır görmezse burasıyla sınırlı kalmayacaktır" dedi.
Türkiye'nin Durumu
Türkiye'nin bu krizin ortasındaki konumunu da değerlendiren Yeşiltaş şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye çok önemli bir meydan okumayla karşı karşıya. Rusya'nın bu bölgede kendi sınırları içinde durmayacağını anlamış oldu. Rusya'nın bundan sonraki hedefinin ne olacağı Türkiye'de artık soruluyor. 'Sırada kim var?' sorusu gündemde. Rusya'nın hamleleri bu bölgedeki statükoyu bozacak mı? Bu konuda Türkiye iyi bir politika yürütüyor. Dünkü kınama yaklaşımı çok doğru bir yaklaşımdı. Ancak ilerleyen zamanda tarafların yapacağı hamleler olası bir Türkiye-Rusya krizine de sebep olabilir. Türkiye bir müddet daha denge siyasetini gütmeli. Gelişmelere göre kendi pozisyonumuzu alacağız."
Rusya Karaya Sıkışmış Bir İmparatorluk
Rusya'nın eski politikasından da bahseden Yeşiltaş, "Rusya'nın sıcak denizlere inme politikası hiçbir zaman bitmedi, halen de devam ediyor. Rusya bunu bir varlık meselesi olarak görüyor. Rusya'nın karaya sıkışmış büyük bir imparatorluk olduğu dün yeniden Putin tarafından hatırlatıldı. Bir deniz gücü oluşturma staretejisini hayata geçiriyor" dedi.
[Sabah, 23 Şubat 2022].