Türkiye’nin İsrail ve Rusya’yla diplomatik normalleşmesinin açıklandığı günlerde DAİŞ tekrar Türkiye’yi hedef aldı. Türkiye’nin en uluslararası noktası olan Atatürk Havalimanı, eski Sovyet havzasında bulunan ülkelerin vatandaşı üç terörist tarafından saldırıya uğradı. Teröristlerin Mayıs’ın sonlarına doğru Türkiye’ye giriş yaptığı ve İstanbul’un Fatih semtinde kiraladıkları evde saldırı hazırlığı yaptığı biliniyor. Ahmet Çatayev ismi saldırının planlayıcısı olarak ön plana çıkıyor.
Suriye’de DAİŞ saflarında savaşan yaklaşık 2000 tane eski Sovyet bloğu ülkeleri vatandaşı olduğu tahmin ediliyor. Rus vatandaşları başı çekerken, Özbekler, Kırgızlar ve Tacikler listede yukarılarda yer alıyor. Diğer gruplara mensuplar olduğu gibi bağımsız hareket eden gruplar da var. DAİŞ’in eski Sovyet çekirdeğini ise Gürcistan vatandaşı Ömer El-Şişani’nin (Tarkhan Batıraşvili) liderlik yaptığı Ketibet al-Aksa çekiyor. Çoğunluklu olarak Çeçen ve diğer eski Sovyet bloğu ülkesi vatandaşlarından oluşan Ceyş-ül Muhacirin ve’l-Ensar’ın DAİŞ-El-Nusra ayrımından sonra bölünmesiyle DAİŞ’e biat eden El-Şişani, örgüt içerisinde Arap veya Iraklı olmayan en üst düzey komutan oldu. Daha önce birçok kereler öldürüldüğü iddia edilen El-Şişani’nin ölümüne dair bir başka iddia Mart 2016’da ABD Savunma Bakanı Carter tarafından ortaya atıldı. DAİŞ’te El-Şişani’yle bağlantılı çalışan iki tane daha eski Sovyet ağırlıklı grup var. Hattab El-Şişani’nin yönettiği Mücahidin Tugayı ve Ahmed Çatayev’in (Ahmed El-Şişani) yönettiği Yermuk Tugayı.
Suriye’deki özellikle Çeçen gruplara baktığımızda güçlü bir Pankisi Gorge varlığı görülmekte. Pankisi Gorge, Gürcistan-Çeçenistan sınırına yakın etnik Çeçen Kistlerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Ömer El-Şişani, Selahaddin El-Şişani gibi ismi öne çıkan bir çok Çeçen komutan bu bölgeden. Ahmed Çatayev’in aslen bu bölgeden olmasa da Pankisi Gorge’de kayda değer bir süre yaşadığı ve 2012’deki Çeçen militanlarla Gürcü güvenlik güçleri arasındaki Lopota Gorge çatışmalarında yer aldığı biliniyor. Suriye’ye geçmeden önce Gürcü yetkililer tarafından tutuklanıp ardından salıverilmişti. Avusturya vatandaşlığı da bulunan Çatayev, DAİŞ’e biat etmeden önce Kafkasya Emirliği ile bağlantılıydı.
Eski Sovyet bloğu vatandaşlarının genel olarak Suriye’de etkin bir varlığı söz konusu. Rusya’nın ülkesindeki cihadileri Suriye’ye gitmeye teşvik etmesinin bu tablodaki katkısı büyük. DAİŞ içerisinde de eşsiz bir konuma sahipler. Yakından tanıyanlar tarafından "kafası çok çalışmayan fakat çok iyi savaşan" birisi olarak tarif edilen Ömer El-Şişani’nin DAİŞ içerisinde bu kadar yükselmesi dikkate değer. Fakat, özellikle Çeçen gruplara sızmaların yoğun olduğu, Suriye’ye girdikleri andan itibaren sahadaki birçok kişi ve grup tarafından dillendiriliyor. Ramazan Kadirov bu sızmaları yöneten kilit isimlerden birisi. İlginçtir, istihbarat (özellikle Rus istihbaratı) örgütlerine çalıştığı suçlamasıyla militanlar tarafından hapis tutulan eski Sovyet havzasından Abdulkerim Kırımski, Selahaddin El-Şişani gibi birkaç tane grup lideri var.
Suriye’de birden fazla cephede gerileme halinde olan DAİŞ, terör ihracını yabancı savaşçılar üzerinden yapıyor. Yabancı savaşçılara hem tam olarak güvenmiyor hem de Irak’ta Sehve döneminde olduğu gibi kopmalar yaşanmadan bu yabancı savaşçıları kullanmış oluyor. Arap asıllı militanlar mercek altındayken eski Sovyet havzasından gelen savaşçılar bu mercekten kaçarak operasyon yapma potansiyeline sahip. Vatandaşlıkları sebebiyle Avrupa’dan Türkiye’ye birçok yerde daha rahat hareket ediyorlar. DAİŞ ve sızma istihbarat örgütlerinin çıkarlarının birleştiği noktada ise operasyonel kabiliyete erişiyorlar. Eski Sovyet havzasından gelip Suriye’de DAİŞ saflarında savaşanlar savaş deneyimleriyle de ön plana çıkıyorlar. Hal böyleyken bu gruba karşı operasyonlar yaparken aynı zamanda dikkatli bir profil çalışması yapmak ve farklı gruplar arasındaki nüansları yakalamak zaruridir.
[Akşam, 4 Temmuz 2016].