Mülteci konusu Türkiye'nin ve dünyanın gündemini oluÅŸturmaya devam ederken SETA AraÅŸtırmacıları Veysel Kurt, Enes Bayraklı ve Kazım Keskin Avrupa'nın ve Körfez ülkelerinin mülteci politikasını deÄŸerlendirdi.
KÖRFEZ ÜLKELERÄ° NEDEN MÜLTECÄ° KABUL ETMÄ°YOR? * VEYSEL KURT
Avrupa ülkelerinin mülteci konusundaki duyarsızlıkları tartışılırken, Körfez ülkelerinin de mülteci kabul etmedikleri gerçeÄŸi yeni bir tartışmaya neden oldu. Bu konu kamuoyunda tartışılmaya baÅŸladığı andan itibaren savunmaya geçen Körfez ülkelerinden BAE yaklaşık 250 bin; Suudi Arabistan ise 2.5 milyon mülteci barındırdığını duyurdu. BM kayıtlarına göre bu ülkelerde mülteci görünmese de az sayıda mevcut. Anadilleri, mezhepleri, kültürleri, günlük yaÅŸam pratikleri açısından oldukça benzeÅŸen bu ülkeler neden daha fazla mülteci kabul etmiyor? Bu sorunun cevabıyla ilgili bazı nedenlerden bahsedilebilir. Bunlardan birincisi, Körfez ülkelerinin hem BM'ye hem de Türkiye, Ürdün ve Lübnan'a mülteciler için kullanılmak üzere ekonomik yardım saÄŸlamış olmalarıdır. Bu ülkeler mülteciler konusundaki sorumluluklarını bu ÅŸekilde yerine getirdiklerini düÅŸünmektedirler. Ä°kincisi, 1956 tarihli BM Mülteci SözleÅŸmesi'ne imza atmamaları dolayısıyla bu ülkelerin 'mülteci' meselesine tanışık olmamalarıdır. Üçüncüsü, küçük nüfusa sahip bu ülkelerin mülteci almaları durumunda demografilerinin önemli ölçüde deÄŸiÅŸecek olmasıdır. Aslında Arap dünyasının bütün unsurlarını bünyesinde barındıran bu ülkelerin oldukça heterojen bir yapıya sahip olmaları entegrasyon sorununu kolayca çözecektir. Sahip oldukları petrol ve doÄŸalgaz gelirleri göz önüne alındığında Körfez ülkelerinin meselenin maliyetini de kolayca karşılayabilecekleri ifade edilebilir.
Güvenlik meselesinin bu konuda önemli ölçüde belirleyici olduÄŸu kabul edilmektedir. Körfez ülkeleri mültecileri kabul etmeleri halinde Suriye'de savaÅŸan örgütlerin kendi ülkelerine yerleÅŸmesinden endiÅŸe duymaktadırlar. Kaldı ki bu gerekçelerin hepsi mültecilerin yüzde 90'ını barındıran Türkiye, Lübnan ve Ürdün için de geçerlidir. Bir baÅŸka önemli gerekçe ise, belirli bir gelir seviyesine sahip olmayan mültecilerin bu ülkelere gitmek istemeyecekleri gerçeÄŸidir. Yukarıda ifade edilen gerekçelerden hiçbirisi, mülteciler konusunda mevcut duyarsızlığa haklı bir sebep oluÅŸturamaz. Avrupa ülkelerine yönelen eleÅŸtiri oklarının bir baÅŸka tarafa çevrilmesi iÅŸlevini görse de Körfez ülkelerine yönelik sorular da haklıdır. Körfez ülkelerinin mülteciler konusunda daha duyarlı olmaları ve bu konuda daha fazlasını yapmaları elzemdir.
ALMANYA MÜLTECÄ° POLÄ°TÄ°KASINDA NEDEN DEĞİŞİKLÄ°ÄžE GÄ°TTÄ°? * ENES BAYRAKLI
Merkel bundan birkaç ay önce mülteci bir kızı canlı yayında aÄŸlatmak pahasına bütün mültecilerin kabul edilemeyeceÄŸini açıklamıştı. Buna raÄŸmen yaÅŸanan geliÅŸmeler sonucunda bu politikada ani ve dramatik deÄŸiÅŸiklikler yaptı. Burada Merkel'in pragmatik bir lider olarak kamuoyunda Akdeniz'de yaÅŸanan mülteci ölümleri sonrasında oluÅŸan mülteci yanlısı havaya göre hareket etmesi de ÅŸüphesiz etkili oldu.
YaÅŸanan bu ani politika deÄŸiÅŸikliÄŸini anlamak için mülteci sorununun arka planına bakmak gerekiyor. 2014'te Almanya'ya 170 bin mülteci gelirken bunun sadece 40 bini Suriye'den gelmiÅŸti. 2015'de Suriyeli mültecilerin sayısında adeta bir patlama yaÅŸandı ve ilk sekiz ayda 112 bini Suriye'den olmak üzere 413 bin mülte