Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin (AKPM) Türkiye'ye yönelik "siyasi denetim" kararına ilişkin, "Bu, Türkiye'deki referandumda halkımızın aldığı karara karşı bir tepki, Türkiye'yi cezalandırmak üzere kendilerince attıkları bir adım." dedi.
Bayraklı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa'nın atmosferine bakıldığında, AKPM'nin "siyasi denetim" kararının çok da şaşırtıcı olmadığını söyledi.
En son halk oylaması sonrası Türkiye'de gözlem yapan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) yetkilisinin raporunda da bu karara benzer siyasi bir tavır olduğunu ifade eden Bayraklı, AGİT'in raporunu, terör örgütü PKK ile iltisaklı bazı çevrelerin etkilediğini dile getirdi.
Bayraklı, bu tutumun sadece İslam karşıtlığı olarak nitelendirilemeyeceğini belirterek, "Avrupa genelinde İslamofobik bir yapı var. Avrupa'da aşırı sağın yükselmesinden tutun da başörtüsünün yasaklanmasına kadar İslam'a karşı aşırı bir tutum var. Bu karar, Türkiye'deki referandumda halkımızın aldığı karara karşı bir tepki, Türkiye'yi cezalandırmak üzere kendilerince attıkları bir adım." diye konuştu.
Bu karar sonrasında AKPM yetkililerince Türkiye hakkında sözde gözlem yapılacağını ve rapor yayımlanacağını anlatan Bayraklı, şöyle devam etti:
"Alınan bu karar da rapor da bir anlam ifade etmez. Zaten Avrupa Birliği ve Avrupa'nın diğer kurumları, yanlı tutumları nedeniyle Türkiye üzerindeki etkilerini günden güne kaybetmeye başladı. Avrupa'da yaşayan Türklere de baskı yapılıyor. Avrupa'da 'evet' oyu fazla çıkan pek çok ülkede, Türk vatandaşlarının cezalandırıldığını görüyoruz. Avusturya'da referandumda oy kullananların listelerinin devletin elinde bulunduğu ve çifte vatandaş olanların vatandaşlıktan atılacağı gibi en faşist devletlerde olan uygulamalar, söylemler Avrupa'yı esir almış durumda. Böyle bir tutumla hazırlanacak raporların ve sözlerin, Türkiye üzerinde etkisi olmayacaktır."
"Türkiye'nin üye olmak istediği Avrupa, 1990'larda kaldı"
Avrupa'nın Türkiye'ye karşı tutumu nedeniyle AB müzakerelerinin ilerleyemediğini ifade eden Bayraklı, bu tutum nedeniyle Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin mümkün olmayacağını söyledi.
Aşırı sağın yükseldiği veya iktidara geldiği bir Avrupa'nın da Türkiye'yi AB'ye kabul etmeyeceğini dile getiren Bayraklı, "Avrupa ile müzakereler bir yere gitmiyor. Türkiye, Avrupa'ya düşman değil, sadece yeni bir ilişki yöntemi bulunması gerekiyor. Avrupa Birliği ve Türkiye yakında böyle bir adım atabilir. Bu duruma da şaşılmamalı." dedi.
Avrupa'da aşırı sağcı ve ırkçı partilerin yükselişe geçmesinin, başta ekonomi, kimlik ve aidiyet konularından kaynaklandığına dikkati çeken Bayraklı, en etkili sebebin ise Avrupa'da yaşayan Müslümanların üçüncü, dördüncü kuşaktan sonra daha görünür ve etkin hale gelmeye başlaması olduğunu belirtti.
Avrupa'daki İslamofobik havanın, elitler ile siyasetçiler tarafından üretilen ve yaygınlaştırılan bir söylem olduğunu anlatan Bayraklı, "Türkiye'nin üye olmak istediği Avrupa, 1990'larda kaldı." değerlendirmesinde bulundu.
[Anadolu Ajansı, 26 Nisan 2017].