Türkiye pek de farkında olmasa da aylardır Alman kamuoyu incirlik ile yatıp incirlik ile kalkıyor. Türkiye'nin DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyonun bir parçası olarak incirlikte konuşlanmış olan Alman askerlerini ziyaret etmek isteyen Alman Parlamento heyetine izin vermemesini Almanya bir ulusal gurur meselesi haline getirdi. Peki dışardan bakıldığında incir çekirdeğini doldurmayacak olan böyle bir konunun Almanya tarafından adeta histerik bir şekilde gündemde tutulmasının arka planında ne yatıyor.
Aslına bakılacak olursa milletvekillerinin İncirlikte konuşlu alman askerlerini ziyaret edip yada etmemesinin orada yürütülen operasyonlara olumlu yada olumsuz bir katkısının olması söz konusu değil. Dolayısıyla mesele aslında özünde tamamen sembolik ve bu mesele üzerinden Almanya Türkiye ile bir bilek güreşine girmiş durumda.
Türkiye için mesele aslında çok basit. İncirlikte konuşlu Alman birliği Suriye'de yaptıkları keşif uçuşları ile ilgili istihbaratın YPG ile ilgili olan kısmını Türkiye ile paylaşmayı ısrarla reddediyor. Diğer taraftan İncirliği ziyaret etmek isteyen Alman parlamenterler arasında PKK sempatizanı hatta militanı sayılabilecek bazı isimlerin bulunmasını Türkiye hem siyaseten hem de güvenlik nedeniyle kabul edilemez buluyor.
Diğer taraftan incirlik meselesi aslında Alman siyaseti ve medyasının kahir ekseriyetinin Gezi'den itibaren Türkiye'ye karşı adım adım inşa ettiği hasmane tutumunun bir sonucu olarak ilişkilerde ortaya çıkan derin güven bunalımının en son yansımasıdır. Bu noktada Almanya'nın uzun yıllardır PKK faaliyetlerine göz yummasının yanı sıra 15 Temmuz darbe girişimine verdiği zayıf tepki ve hemen akabinde darbecilere kucak açması Türkiye için bardağı taşıran damlalar olmuştur.
Meselesinin aynı zamanda hem Alman iç politikası hem de dış politikası ile alakası bulunmaktadır. Öncelikli olarak konunun Almanya'da sonbaharda yapılacak olan seçimler dolayısıyla Merkel hükümetini baskı altına almak isteyen muhalefet tarafından ısıtılması ve buna karşılık zayıf görünmek istemeyen Merkel yönetiminin yangına körükle gitmesi son bir kaç aydır meseleyi bir kriz konusu haline getirmiştir. Dolayısıyla incirlik konusu Almanya'da iç siyaset malzemesi haline gelmiş durumdadır.
Diğer taraftan meselenin Alman dış politikası ile de alakası bulunmaktadır. Bu noktada Türkiye'nin bütün hassasiyetlerini açıkça görmezden gelen Berlin yönetiminin Türkiye'yi eşit bir ortak olarak görmek istemediği ve geçmişte alışık olduğu asimetrik ilişki biçimini devam ettirmek istediği görülmektedir. İncirlik konusunda verdiği tuhaf tepki ile Almanya Türkiye'ye istediğini dikte ettirebileceği bir ülke olarak gördüğünü açıkça ihsas etmektedir.
Dolayısıyla mesele incirliği tamamen aşmış durumdadır. Böyle bir şımarık tavra verilebilecek en iyi tepki kavga etmeden Türkiye sınırları dahilinde kimin sözünün geçtiğini karşı tarafa açıkça bildirmek olmalıdır. Hükümetin incirlik konusunda geri adım atmayarak Almanya'ya karşı kararlı bir tutum takınması ve İncirliği terk etmek isterlerse kendilerine nazikçe güle güle demesi gayet yerinde bir tutum olmuştur.
[Fikriyat, 7 Haziran 2017].