SETA Ekonomi Araştırmacısı Hatice Karahan Türkiye ekonomisinin son dönemde, küresel ve ulusal gelişmelerin yoğun yaşandığı karmaşık bir süreçten geçtiğini, bu anlamda ekonominin güçlü ve zayıf yönlerinin yanında bolca fırsat ve tehdidi de barındıran bir tabloyla karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Olumlu tarafından bakıldığında, istikrarını tesis edip uzun süre korumuş ve ciddi büyüme potansiyeli olan bir ekonomiye sahip olunduğunu belirten Karahan, "Mali disiplini güçlü, borç oranı nispeten düşük, bankacılığı kuvvetli bir yapıdan bahsediyoruz. Dinamik nüfusuyla da gelecek vaat eden bir ekonomi… Bununla birlikte, gelinen noktada, ekonominin yıllardır güç aldığı siyasi istikrara dair bir geçiş dönemindeyiz. Dolayısıyla bu dayanağın, güç hanesinden zayıflık hanesine geçmemesi kritik önem arz ediyor. Bu bağlamda, hükümetin şekillenmesindeki süreç, ekonominin geleceğine dair en temel faktör" dedi.
Karahan, cari açığın halen önemli bir kırılganlık gösterdiğini ve açığın geçen yıldan bu yana gerileme kaydettiğini ancak yavaş iktisadi aktivite ile petrolün bunda belirgin rol oynadığını dile getirdi.
Açığın makulleştiği görülse de bundan böyle aşağı yönlü hareketin zorlaşacağını öngören Karahan, zira bundan sonrasının yapısal bağımlılıkların çözülmesiyle mümkün olacağını kaydetti.
Cari açığın finanse edilmesi noktasında sıkıntı olduğunu belirten Karahan, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Özellikle küresel risk iştahının gelişen ülkeler aleyhine işlediği bir ortamda, sağlıklı finansman Türkiye için de zorlaştı. Bu noktada da doğrudan yatırımlar gibi riski indirgeyen girişlere ihtiyacımız var. Cansızlaşan yatırımları da ayağa kaldırmak şart…Tüm bunlar, iş ortamının iyileştirmesinin yanı sıra en başta güven gerektiriyor. Güven ise terör olaylarıyla doğal olarak zedeleniyor. Dolayısıyla, gerginliklerin bir an önce sona ermesi, güvenli adımlar atmak için şart. Nitekim olaylar riskleri tetikleyerek piyasalarda olumsuz bir atmosfer oluşturuyor. Doğuda tesis edilecek bir huzur ortamı, yatırımlar ve istihdam anlamında da mühim. İşte çözüm süreci de bu yüzden önemini koruyor."
İRAN TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR DÖNEM BAŞLATABİLİR
Dış fırsat ve tehditlere bakıldığında, İran'ın Türkiye için yeni bir dönem başlatabileceğine işaret eden Karahan, üçüncü taraflardan gelecek rekabet unsuru olsa bile nükleer anlaşmanın Türkiye-İran ilişkileri için ciddi iş birlikleri sunacağını dile getirdi.
Hatice Karahan, gerek ticaret gerekse yatırımlar bağlamında, iş birliklerinin acilen geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Yeni dönemin enerji üssü olmak isteyen Türkiye'nin bu doğrultudaki hedeflerine de katkı sağlayabileceğini işaret eden Karahan, bunun yanı sıra petrol fiyatlarındaki zayıf görünümün devam etmesinin de ekonomiye büyük ölçüde avantaj sağlamayı sürdüren bir faktör olduğunu aktardı.
Avrupa'da Yunanistan'ın Avro Bölgesi'nden çıkması (Grexit) hikayesinin şimdilik rafa kalkmasının, bölgesel risklerin bertaraf edilmesinin Türkiye için olumlu olduğuna dikkati çeken Karahan, "Bölgede toparlanma yavaş da olsa geldikçe, ekonomik ilişkileri destekleyen bir tablo belirecek. Tabii uzaklara açılarak yeni pazarlar ve stratejik ortaklıklar edinmemiz gerek. Bu hafta Cumhurbaşkanımız önderliğinde yapılan Çin ve Endonezya ziyaretleri bu bağlamda değerli... Tabii madalyonun diğer yüzünde, gevşek küresel büyüme, Fed faktörü, oynak piyasalar ve jeopolitik riskler de olumsuz yansımalarını kaçınılmaz olarak sergileyecek."
Karahan, Türkiye ekonomisinin güçlü performansının, minimum risk ve maksimum reformdan oluşan akılcı bir formüle bağlı olduğunu sözlerine ekledi.
[Dünya, 29 Temmuz 2015]