Yeni yılın Türkiye için çok hızlı ve yoğun geçeceği kesin.
Sebebi de malum, kritik 2023 seçimlerinin tüm gündemi belirleyecek olması.
İktidar ve muhalefet kıyasıya bir mücadele ile ilk turda kazanmak isteyecek.
Önümüzdeki dört-beş aylık sürenin yeni sürpriz, gerilim ve polemiklere sahne olması kimseyi şaşırtmayacak.
"Türkiye Yüzyılı" vizyonunu açıklayan iktidar cenahı farklı seçmen gruplarının taleplerini karşılama konusunda iddialı kararlara devam ediyor.
En son asgari ücret zammı, EYT uygulaması ve doğalgaz indirimi kararları ile dar gelirlileri enflasyona ezdirmeme azmini sergiledi.
Bunlara benzer yeni uygulamalarla dış politika ve güvenlik alanlarında olduğu gibi ekonomide de çözümün kendisinde olduğunu göstermeyi sürdürecek.
Enerji, savunma, diplomasi ve terörle mücadele gibi alanlarda icraatlarını anlatma seferberliğinde olacak.
***
Ukrayna savaşı sonrası uluslararası sistemde rekabet ve belirsizliğin arttığı bir dönemde Türkiye'yi istikrar, güvenlik ve kalkınma içinde tutabilecek aktörün Cumhurbaşkanı Erdoğan olacağı tezi Cumhur İttifakının en önemli argümanı.Yine muhalefetin olası çok parçalı koalisyon iktidarında kaos geleceği ve dış politika-güvenlik çıkarlarında kayıplar yaşanacağı aynı argümanın devamı.
Muhalefetin Türkiye'yi "yeniden inşa" iddiasını hangi ortak program, geçiş süreci ve aday(lar) ile seçmene ulaştıracağı ise hala belirsiz.
Kılıçdaroğlu-Akşener çekişmesi sebebiyle 6'lı masa 2023'e hala "tek aday mı, çoklu aday mı" tartışması eşliğinde giriyor.
Masadaki genel başkanlardan birisinin aday olması gerektiği fikri öne çıksa da muhalefetin adayı ocak ve şubat aylarının en çok konuşulan konusu olabilir.
6'lı masa dağılmaz ancak dağınık halde seçime gidebilir.
Çoklu aday bu demek.
Anayasa Mahkemesi'nin HDP kararının ne olacağı ve siyasi aktörlerin tepkisi yeni yılın en kritik konusu.
Kararsız seçmen, gençler ve Kürtler önemli seçmen grupları olarak parti ve aday rekabetinin odağında olacak.
2023 seçimlerinden çıkacak sonuç Türkiye'nin içte ve dışta nasıl yönetileceğinde ciddi bir fark oluşturur.
Muhalefet adayının kazanması durumunda ABD, AB, Rusya, Suriye, Doğu Akdeniz-Yunanistan ve PKK-YPG konularında büyük belirsizlikler oluşacağından bu senaryo başka bir yazı konusu olmalı.
Değerlendirmelerime Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı seçileceği öngörüm üzerinden devam edeyim.
***
2023 dış politika gündemimizdeki önemli konular a) Ukrayna savaşı düzleminde ABD ve Rusya ile ilişkiler b) normalleşme politikası bağlamında Suriye ve c) Yunanistan ile Ege-Doğu Akdeniz gerilimi olarak sıralanabilir.Başkan Biden'ın Ukrayna'ya 45 milyar dolarlık yardım içeren bütçeyi onaylaması savaşın yeni yılda da bitmeyeceği duygusunu güçlendirdi.
Türkiye savaş boyunca uyguladığı dengeli-aktif politikasını ve barış diplomasisini yeni adımlarla perçinleyecek.
Karadeniz, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki istikrar ve güvenlik sağlayan rolünü sürdürecek.
Normalleşme politikasının ayaklarında BAE ve Suudi Arabistan ile çok yönlü işbirliğinin genişlemesi, İsrail ile Netanyahu hükümetinin olası aşırı sağcı politikalarının yönetilmesi, , Mısır ile Libya üzerinde çetin bir müzakere sürecinin devam edeceği ve asıl sürpriz gelişmelerin Suriye ile ilişkilerde olabileceğini öngörebiliriz.
***
PKK-YPG ile mücadele konusunda Ankara ve Şam'ın anlaşması ve bunun Tel Rıfat ve benzeri bölgelerde somut karşılığı olması durumunda Suriye yeni bir denkleme girer.PKK-YPG iş birliği iki başkent arasında güven ilişkisi kurulmasını temin ederek siyasi süreç ve Suriyeli sığınmacılar dönüşü alanlarına adım atılmasını kolaylaştırır.
Rusya'nın Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri toparlamaya katkıda bulunması iç karışıklık içindeki İran'ı rahatsız etse de asıl değişim ABD'nin Suriye politikasının zorlanması olur.
PKK-YPG'nin tümüyle ABD desteğine bel bağlayacağı ancak ABD'nin Suriye'den tümüyle çıkması gerektiği yönünde bir kamuoyu oluşabilir.
Ankara'nın Suriye'nin kuzeyinde operasyon yapıp yapmayacağı, yaparsa formatının ne olacağı Şam ile yürütülen müzakerelere bağlı.
Türkiye ve ABD ikili ilişkileri F-16'ların satışı ocak ayında gerçekleşirse olumlu bir ivme oluşabilir aksi takdirde süreç Türkiye'deki seçim sonrasına bırakılır.
Ayrıca, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusu da Türkiye-ABD ilişkileri ve NATO bağlamında yönetilmesi gereken bir konu.
****
2023 seçimlerine giderken dış politika gündemindeki en kritik konu Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerilimdir.Almanya'nın Türkiye ve Yunanistan'ı bir araya getirme ve gerilimi düşürme çabasına Ankara somut önerilerle yaklaşırken Atina gerekli isteği göstermemektedir.
Dahası, Atina, ABD'nin askeri desteğine güvenerek Girit adası çevresinde 12 mile çıkma arayışını öne çıkarmaktadır.
Malum, Türk tarafı 6 milden farklı bir yaklaşımı ret ediyor.
Bunu, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Akar, 1995 Meclis'te alınan karara atıfla net şekilde açıkladı.
Girit'te 12 mil gerginliği Atina'nın 2023'deki en büyük hatası olur.
Ukrayna krizinin ABD ve Yunanistan arasındaki stratejik ilişkiyi geliştirdiği ve Rusya'yı sınırlandırma politikasında ortaklaştırdığı görülüyor.
S-300leri Ukrayna'ya verme konusu da bunun bir işareti.
Ancak Atina yanlış bir hesaba sürüklenmemeli.
Kuzeyi Ege, güneyi Doğu Akdeniz olan Girit adası etrafındaki bir macera arayışı Türk-Yunan ilişkilerini ve NATO'yu zorlu bir sürece sokar.
Ukrayna savaşının devam ettiği ve en az sonbahara kadar ivme kaybetmesinin beklenmediği bir ortamda Washington'un Atina'yı müzakereye iten bir yerde durması lazım.
Aksi değil…
Doğu Akdeniz'in çatışma yerine enerji aktarımında istikrar ve iş birliği alanı olması Batı İttifakının lehine bir durum olsa gerek.
Son bir mesele, bazı dünya başkentlerinin kendi çıkarları için Türkiye'de "farklı bir cumhurbaşkanı görme" isteğini 2023 seçimlerine doğrudan ya da dolaylı bir müdahale arayışına çevirme ihtimalidir.
Demokrasimizi korumak için tüm siyaset kurumu buna karşı çıkmalı.
[Sabah, 31 Aralık 2022].