SETA > Yorum |
İş'i Yokuşa mı Sürüyoruz

'İş'i Yokuşa mı Sürüyoruz?

Fark yaratmak için Türkiye'nin, adımlar atmak şöyle dursun, hızla koşması gerekecek. Zira 'iş'i ne kadar kolaylaştırırsak, işimiz o kadar kolaylaşacak.

'Ya yeteneklerini artırmalı ya da hayallerini değiştirmelisin.'

Ambar memurluğundan ünlü bir girişimci olmaya giden yolda sıfırdan zirveye ulaşan Jim Rohn'un bu sözü, basit ancak anlamlı bir mesaj taşıyor: Büyük hedefleriniz varsa, gerekli yetenekleri edineceksiniz. Yok, eğer yapamıyorsanız, daha az düşle yetineceksiniz.

Rohn bunu, bireyler ve işletmeler için mikro ölçekte bir yaklaşımla söylemiş olsa da, ülkeler için de bu böyle. Türkiye için de...

DÜNYA BANKASI AÇIKLADI

2023'e koşuyoruz derken iddiamızdan vazgeçecek bir halimiz olmadığına göre, bizim de yeni yetenekler adapte etmemiz şart. Bu bağlamda, hayallerimizin istikametlerden biri ekonomiyken ve ekonominin yolu da 'iş'ten geçerken, 'iş yapma' meselesi de, önceliklerimizden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Bugün bu konuya değinmek istememin nedeni ise, geçen hafta Dünya Bankası (WB) tarafından yayımlanan 'Doing Business 2015' adlı 'İş Yapma' Raporu'ndan taze haberler vererek halimize ışık tutmak.

Hepimiz biliyoruz. Sürdürülebilir bir büyüme için, rekabet gücü ve dinamizmi artan bir özel sektöre, bunun için de, etkin bir stratejiye ihtiyacımız var. Stratejinin alt kümelerinden biri ise, iş düzenlemelerine ilişkin reformlar.

Bunun, benim zihnimde, iki temel yansıması var. İlki, girişimci adaylarını iş ortamından korkutmamak, ikincisi de mevcut firmaların daha verimli bir zeminde çiçeklenmesini sağlamak.

GİRİŞİMCİ RUH KAYNAĞIMIZ

Bugün Türkiye'nin sahip olduğu girişimci ruh, kaç ülkede var?

ABD'deki çalışmalarım sırasında oradaki girişimciliği incelerken, piyasa koşullarından kaynaklı zoraki vakaların öne çıktığını tespit etmiştim: İhtiyaçtan girişimci!

Oysa girişimci demek, esasen, 'risk seven' bir ruh demek, cesaret demek, tutku demek...

O ruhu bulmak kolay değil ancak insanımız, kendisine nasip olan bu özelliği geçmişten bugüne genlerinde taşımış. Hatta bu potansiyel, geçtiğimiz günlerde rakamlara döküldü. TEB ve KOSGEB işbirliğiyle açıklanan Girişimcilik Monitörü sonuçlarına göre, ülkemizde her 100 kişiden 32'si girişimci olmayı planlıyor.

Neredeyse üçte bir! Dünya ortalamasının üzerinde bir oran... Çok daha önemlisi, bu kişilerin ağırlıklı kısmı, ihtiyaçtan değil, fırsatları değerlendirmek adına girişimciliğe soyunuyor.

Ancak aynı çalışmanın bir mesajı daha var: 32 kişiden sadece 10'u hayali için atağa kalkıyor. Burada muhakkak çeşitli sebepler var ancak girişimci ruha bir can gerektiği ortada.

55. SIRAYA TERFİ ETTİK

Doğmak isteyenler bir yana; gelelim dünyaya gelmiş firmalarımıza. Bu firmalarımız yatırım yapsın, verimli olsun diyoruz; Ar-Ge yapsın, katma değer üretsin diyoruz. Ancak biliyoruz ki; o kadar gündelik dertle uğraşıyorlar ki; bu konuların üzerine düşmek için enerjileri azalıyor. Bu minvalde, firmalarımıza daha elverişli bir iş ortamı sunmak, reçetenin bileşenlerinden...

İşte WB raporu da her yıl, bu gerçeği başımıza kakıyor. 2015 raporunda da, böyle: İş yapma yordamımızda yeni bir soluk gerek.

Elbette eskiye göre daha iyi bir durumdayız. Ayrıca bu yıl da, metodolojideki revizyonun etkisiyle, 189 ülke arasında 69.'luktan 55.'liğe terfi etmişiz. Ancak gelinen durum yeterli değil. Detaylar ise, endeksin kırılımlarında saklı...

İYİ VE KÖTÜ HABERLER

Alt endeksler incelendiğinde en gülümseten faktör, azınlık yatırımcıyı koruma: Bu anlamda dünyanın en başarılı 13. ülkesiyiz.

Elektrik bağlama hizmetinde 34. sıradayız. 'Bunda ne var?' demeyin; Amerika'dan Avrupa'ya birçok gelişmiş ülke bu