Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir televizyon programında, seçim anketleri ile ilgili sorulan bir soruya, tam olarak şöyle cevap verdi: “Ben çok açık net bir şey söyleyeyim, bu anketler vesaire bunlara pek güvenim kalmadı. Çünkü geçtiğimiz seçimlerde gördük. Bir tanesi belki yakın tutturuyor. Çoğu açık ara kaybetti tutturamadı.”
Erdoğan’ın bu açıklaması ile anket şirketlerinin güvenilirliğine ilişkin tartışma tekrar alevlendi.
Öncelikle bir hususun altını çizeyim.
Son yıllarda dünyanın farklı ülkelerinde de siyasal içerikli anketlerin güvenilirliği tartışılıyor. Sorun sadece bizde değil. Örneğin, İngiltere’de hem bir önceki seçimlerin hem de Brexit referandumunun sonuçlarında anket şirketleri yanıldı. Yine benzer şekilde, son senelerde ABD’de başkanlık seçimlerinde ve birçok Avrupa ülkesinde yapılan seçimlerde anket sonuçları tartışmaya açıldı.
24 Haziran seçimlerinin ardından, MHP, Meclis’e anket şirketleri ile ilgili bir kanun teklifi verdi. Kanun teklifinin gerekçesi, “anket şirketlerinin manipülasyon yaparak seçimlerin sonucunu etkilemeye çalıştığı” iddiası üzerineydi.
24 Haziran seçimlerinde anketlerin hiçbiri MHP’nin alacağı oyu öngörememişti. MHP’den ayrılanların partisi İYİ Parti yüksek gösterilirken, MHP barajın altında gösterilmekteydi. Seçimlerde sonuç tam tersi çıktı.
Muhtemelen bu durumun da etkisiyle, MHP’nin kanun teklifinde; yalan, yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgi sunan araştırma şirketlerinin 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alması hususları da bulunmaktaydı.
Kuşkusuz anket şirketlerine hapis cezası falan düşülmemesi ve tartışılmaması gereken hususlardır. Ancak anket şirketlerinin denetiminin yapılması önemli bir konu olarak karşımızda duruyor.
İyi bir denetim mekanizmasının kurulmasıyla, işini iyi yapan, yıllardır bu sektörde olan düzgün çalışan araştırma şirketleri de böylece korunmuş olur.
Denetimden bahsederken sadece devletin denetlemesini kastetmediğimi belirtmem gerekir.
Seçim araştırmaları başta olmak üzere, sosyal araştırmalara son yıllarda talep arttı. Artan talebe karşılık bir standart oluşturulamadı. Pazar araştırmaları hariç, sosyal ve siyasal alanda yapılan araştırmalar daha çok seçim döneminde yoğunlaştığı için müşteriler de anket firmalarını denetleyemedi.
Kısaca alan denetimsiz kaldı.
Sektördeki denetimsizlikle beraber seçim sonuçlarına ilişkin yanlış tahminler giderek arttı. Seçim öncesinde kurulup seçim sonrasında kapanan araştırma şirketleri çoğaldı.
Araştırma şirketlerinin çoğunun, örneklemi nasıl seçtiğinin, ölçeklendirmeyi hangi kriterlere dayandırdığının ya da sonuçların analiz ve test yönteminin nasıl belirlendiğinin şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşmaması, sektöre yönelik güvensizliği artırdı.
Erdoğan’ın son açıklaması ile tekrar gündem olan anketlerin güvenilirliğine ilişkin 24 Haziran seçimleri öncesinden bir örnek vereyim.
Özellikle seçim dönemlerinde sıkça televizyona çıkan ve seçim yaklaştıkça her akşam bir siyasi tartışma programında yer alan bir anket şirketinin sahibine, programın moderatörü partilerin anketlerde son durumunu sordu.
Anket şirketinin sahibi, her parti için alabileceği oy oranlarını söylerken, verdiği rakamların oransal dağılımı yüzde yüzün çok üzerine çıktı. Hatta yeni kurulan bir partiyi de söz konusu anket şirketi sahibi yüzde 20’lerde gösteriyordu.
Programın moderatörü, anket şirketi sahibine verdiği rakamsal oranların yüzde yüzü geçtiğini ve bunun nasıl olabileceğini sorduğunda, “rakamsal oranları biraz bol kepçe dağıttığını” söyledi.
Bu cevabı veren anket şirketi sahibi, o günden sonra da siyasi tartışma programlarına fazla katılmaz oldu.
Kamuoyu araştırması; sokağa çıkıp bilmem kaç kişiye çeşitli sorular sorup, verilen cevaplara bakarak, yine kabaca çeşitli rakamlara ulaşmak değildir. Bilimsel araştırma yöntemlere ve tekniklerine titizlikle uyulması gerekir..
Bir araştırma ve anketin sonucu kamuoyuna açıklandığında, araştırmanın hangi şirkete yapıldığı, anket formu ve anketöre verilen açıklamalar, popülasyon ve örneklem, örneklemin seçilme yöntemi, örneklem genişliği ve tamamlanma yöntemi, örneklem hata oranları, sonuçların inşa edildiği örneklem grubu, yöntem ve araştırma yeri gibi unsurların hepsinin yer alması gerekmektedir.
Değilse anket şirketlerine yönelik güvensizlik artarak devam eder.
[Türkiye, 2 Mart 2019].