Yerel seçimlere son bir hafta kala ittifaklar ve siyasi partiler arasındaki rekabet gittikçe hız kazanıyor. İttifaklar ve partiler arasındaki rekabetin en somut yansımalarından birisi de İstanbul, Ankara ve İzmir özelinde yaşanan mücadelede görülüyor. Her üç büyükşehrin de gerek Cumhur İttifakı gerekse Millet İttifakı için kritik bir öneme sahip olması bu üç ilde her partinin yoğun bir seçim kampanyası yürütmesine neden oluyor.
Son günlerde özellikle Ankara özelinde ittifaklar arası rekabetin artması başkentteki seçim atmosferini de yoğunlaştırıyor. Her ne kadar Ankara'da halihazırda altı belediye başkanı adayı bulunsa da asıl rekabet Cumhur İttifakı'nın adayı Mehmet Özhaseki ile Millet İttifakı'nın adayı Mansur Yavaş arasında geçiyor. Her iki ismin de belediye başkanlığı tecrübesine sahip olması seçim kampanyalarında geçmişteki bu tecrübelerin bir referans noktası oluşturmasının sebeplerinden birisidir. Özellikle Mehmet Özhaseki'nin Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki başarıları yerel seçim kampanya sürecinde de Özhaseki için önemli bir avantaj yaratıyor.
Her iki belediye başkanının da seçim kampanyalarını ve seçim sonrasına yönelik vaatlerini farklı hususlar etrafında çerçevelendirdiğini söylemek yanlış olmaz. Mehmet Özhaseki'nin Ankara'da yürüttüğü seçim kampanyasının özünü proje belediyeciliği anlayışı oluşturuyor. Özhaseki her fırsatta asıl amacının Ankara'daki yapısal sorunları çözüme kavuşturmak ve yaşam kalitesini artırmak olduğunu söylüyor.
Özhaseki'nin rakibi Mansur Yavaş da seçim kampanyasını çeşitli projeler üzerinden oluşturuyor. Fakat Yavaş'ın seçim kampanyasında kentin yapısal sorunlarına çözüm getiren projelerden ziyade daha kısa süreli projeler ağırlıklı olarak yer alıyor. Su fiyatlarında indirim yapılması ve küçük köylere su ve elektriğin bedava verilmesi gibi projeler bu bağlamda dikkat çekiyor. Hatta Yavaş seçim projelerinde zaman zaman popülist bir anlayış benimsiyor. Taksicilere ücretsiz tablet verme vaadi gibi projelerde bu popülist anlayışın yansımaları görünüyor. Ayrıca Beypazarı belediye başkanlığı dönemine referans vererek Ankara'daki turizm potansiyelini artıracağı vaadinde bulunması da popülist söyleminin bir diğer örneğini oluşturuyor.