Almanya’da 2025 Federal Meclis seçimleri tarihsel önemi açısından ülkenin dönüm noktalarından biri olarak tanımlanıyor. Şüphesiz Alman demokrasisinin temel kurumları son yıllarda artan bir baskı altındadır. Sosyal medya üzerinden yayılan dezenformasyon kampanyaları, radikalleşme ve siyasi kutuplaşma demokratik süreçleri doğrudan tehdit ediyor. Böylesi bir konjonktürde Jürgen Habermas’ın demokratik tartışmanın niteliğine verdiği önem daha da kritik hale geliyor.
2025 Federal Meclis seçimleri bu tehdidin ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne serebilir. Zira popülist aktörler seçim sonuçlarını gayrimeşru ilan ederek Alman demokrasisinin meşruiyetini sorgulama ihtimalini de beraberinde getirebilir. Bu bağlamda 2025 seçimleri yalnızca yeni bir hükümetin seçilmesi anlamına gelmiyor aynı zamanda Alman demokrasisi ve toplumunun geleceğini şekillendirecek kritik kararların alınacağı bir süreç olarak da görülüyor. Ancak bu seçimler gerçekten bir kader seçimi mi yoksa Almanya’nın uzun süredir çözmekte zorlandığı yapısal sorunların yalnızca bir belirtisi mi? Bu soruya yanıt bulmak önem arz etmektedir. Bu amaçla elinizdeki perspektifte beş temel…
