SETA > Analiz |
Analiz Türkiye'de Kayıtdışı Ekonomi ve Kayıtdışılıkla Mücadelenin Serencamı

Analiz: Türkiye'de Kayıtdışı Ekonomi ve Kayıtdışılıkla Mücadelenin Serencamı

Kayıtdışılığın sadece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de önemli boyutlara ulaştığı bilinmektedir. 

Kayıtdışılığın sadece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de önemli boyutlara ulaştığı bilinmektedir.

Analizin tamamını indirin

Kayıtdışı ekonomi Dünya’da son 30 yıldır, Türkiye’de ise yaklaşık olarak son 15 yıldır akademisyenlerin ve uygulamacıların gündemindedir. Tanımlama ve ölçme yöntemlerinin getirdiği kısıtlamalar ve kargaşa bir tarafa bırakılırsa, kayıtdışılığın sadece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de önemli boyutlara ulaştığı görülmektedir. Ne var ki, kayıtdışılığa yol açan temel nedenlerin ağırlığı ülkeden ülkeye değişmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde kayıtdışılıkta “sistemik” nedenlerin ağırlıklı olduğunu söylemek yanıltıcı olmaz.

Hal böyle olunca Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kayıtdışılık alanlarının daraltılmasında denetimlerin ve cezaların artırılması gibi rutin mücadele yöntemlerinin etkisi sınırlı olmaktadır. Son yıllarda kayıtdışı ekonomi ile mücadelede atılan somut adımlar şimdiye kadar atılan adımların çok üzerinde olsa bile bu hususta başarı sağlamak için köklü değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Başta gelir vergisi reformu olmak üzere vergi yasalarında yapılacak değişikliklerle basitliğin sağlanması, algılanan vergi yükünün düşürülmesi, denetimlerde (denetim oranından çok) etkinliğin artırılması ve kamuda şeffaflığın artırılarak vergi ahlakında düzelmenin sağlanması gerekmektedir. Türkiye’de kayıtdışılığın yaklaşık olarak ekonominin üçte biri büyüklüğünde olduğu tahmin edilmektedir. Ancak, kayıtdışılığın sektörler arasında dağılımı aynı değildir. Bu yüzden kayıtdışılığın yaygın olduğu sektörlere özel çözümlerin geliştirilmesi, kayıtdışılıkla mücadelede sosyal konsensüsün sağlanmasına yardımcı olacaktır.

***

Ekonomik faaliyetlerin tamamı kayıtlı değildir. Ekonomi aslında, kayıtlı olanın yanında kayıtdışı kalan ekonomik aktiviteleri ile bir bütündür. Ekonomistler ve politikacılar ekonominin bu ikili yapısının çok önceden farkındaydı. Özellikle 1970’lerin sonunda ABD’de kayıtdışılığın tahmin edilmesinden itibaren geçen otuz yılı aşan bu sürede kayıtdışılık olgusunu değişik boyutlarıyla araştıran çok sayıda bilimsel araştırma yapılmıştır. Araştırmaların odağında daha çok kayıtdışılığın ölçülmesi yer almakla beraber ekonomilerin bu ikili yapıdan görecekleri zararlar (ve faydalar) ve kayıtdışı ekonominin nedenleri üzerinde duran ve buna çözüm önerileri geliştirmeye çalışan çok sayıda çalışma mevcuttur.

Türkiye’de kayıtdışı ekonomiye bilimsel ve politik anlamda ilgi, yaklaşık on beş yıllık gecikme ile 1990’ların başında oluşmaya başlamıştır. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki geçen süre içinde Türkiye, açığını fazlası ile kapatmıştır. Araştırmaların sonuçları iki ortak bulguya sahiptir: Birincisi, Türkiye’de kayıtdışı ekonominin kayıtlıya oranı yüksektir. İkincisi, kayıtdışılık hızı yavaşlasa da büyümeye devam etmektedir. Kayıtdışılığın büyük boyutlara ul.