Son yıllarda dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline gelen ve giderek yüksek teknolojili ve katma değerli üretim alanlarına yoğunlaşan Çin Halk Cumhuriyeti ile yeni diplomatik ve ekonomik ilişkiler geliştirme iradesi taşıyan Türkiye arasındaki ilişkiler hızla yoğunlaşmaktadır. Dünya ekonomisinin başlıca büyüme motoru olarak görülen ve hem önde gelen bir üretici, hem de genişleyen bir pazar kimliğiyle küresel yönetişim platformlarında ağırlığını arttıran Çin ile proaktif dış politikası ve ekonomik açılımları ile bölgesel bir çekim merkezi olarak dikkat çeken Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin her yönüyle detaylı olarak ele alınması büyük önem taşımaktadır. Zira özellikle büyük çaplı kamu altyapı ve enerji yatırımları üzerinden Çin’in Türkiye’deki ekonomik mevcudiyeti hızla güçlenmekte; karşılıklı ticarette Türkiye’nin verdiği açığın yönetilebilmesi için yeni stratejiler geliştirilmesi gerekmektedir.
SETA İstanbul’dan Doç. Dr. Sadık Ünay ve Boğaziçi Üniversitesi Asya Araştırmaları Merkezi’nden Dr. Altay Atlı tarafından kaleme alınan “Küreselleşme Sürecinde Türkiye-Çin Ekonomik İlişkileri” başlıklı analiz; başta karşılıklı ticaret dengesi, doğrudan dış yatırımlar, teknoloji transferi gibi kritik konular olmak üzere pek çok açıdan Türkiye-Çin ilişkilerini masaya yatırmaktadır.