Tampon bölge olma özelliğinden kaynaklı jeopolitik konumunun kurbanı olan, geçtiğimiz yüzyıl boyunca büyük güçlerin iştahlı saldırılarıyla muhatap Afganistan, içinde bulunduğumuz yüzyıla da aynı talihsizlikle girdi. ABD tarafından 2000’li yılların başlarında küresel terörizmle mücadele bahanesiyle ve Taliban’a karşı gerçekleştiği iddia edilen bir operasyonla işgal edildi. Halen hem bu işgalin fiili varlığını hem de etki ve izlerini taşıyan ülke 5 Nisan 2014 tarihinde cumhurbaşkanını belirleyecek seçimleri gerçekleştirecek. İktidarın el değiştirecek olmasından ötürü Afganistan için yeni bir dönemin başlangıcı olma potansiyelini taşıyan söz konusu seçimler aynı zamanda bölge için de anlamlı sonuçlara gebe olabilir. Elbette bir taraftan askeri gücünden ekonomik kaynaklarına kadar neredeyse bütün alanlarda dış yardımlarla ayakta kalması, diğer taraftan ülkedeki demokrasi algısının aşiret ve kabile reislerinin tercihlerinin ötesine pek geçememiş olması seçimin önemi ve anlamı konusunda kuşku doğuracak etkenler olarak karşımızda duruyor. Öte taraftan Taliban ve diğer silahlı gruplarla bir müzakere iradesi ortaya çıkmış durumda ve neredeyse tüm siyasi aktörler müzakereleri olumlamaktadır. Bununla birlikte Taliban bir yandan müzakereleri reddetmezken diğer yandan da ironik biçimde seçimlere yönelik saldırı tehditlerini yüksek perdeden dillendirmekte ve fırsat buldukça da bu saldırıları gerçekleştirmektedir. Bütün bunlar bir arada değerlendirildiğinde bu seçimlerin ne kadar kritik bir öneme sahip olduğu daha kolay anlaşılacaktır.
Analiz: Hile ve Tehdit Cenderesinde Afganistan Seçimleri
Analizde, Afganistan için yeni bir dönemin başlangıcı olma potansiyelini taşıyan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri irdeleniyor.
Paylaş
Etiketler »
İlgili Yazılar