Türkiye ekonomisinde 1950-2002 yılları arasında kamu maliyesindeki yüksek borçlar nedeniyle, temel makroekonomik göstergelerde istikrar sağlanamadığı görülmüştür. Yılların sebep olduğu bu ekonomik istikrarsızlık ortamı bir takım yapısal sorunları da beraberinde getirmiştir. Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları, ekonominin iç ve dış şoklara karşı olan duyarlılığını artırmış, kısa vadeli politika adımları ise orta ve uzun vadede yetersiz kalmıştır. Söz konusu sorunlar beraberinde ekonomik krizleri getirmiş ve ekonomi ağır darbe almıştır. Bu sürece siyasi istikrarsızlık ortamı da dahil olunca krizler daha da derinleşmiştir.
2001 yılından sonra ekonomi alanında alınan önlemler ağırlıklı olarak kamu maliyesi alanında gerçekleşmiş ve sıkı mali disiplin dönemi başlamıştır. 2002 yılında ise AK Parti tek başına iktidara gelmiş ve 12 yıllık tek başına iktidar dönemi siyasi istikrara önemli katkılar sağlamıştır. Kamu maliyesinde disipline önem verilen bu dönemde, uygulanan bütçelerin yapısı güvenilir, şeffaf ve öngörülebilir nitelikte olmuş, bütçe dengesi ve mali disiplin tesis edilmiştir. Ayrıca, 2001 krizi sonrası mali disiplin kararlarının doğru bir şekilde uygulandığı ve kısa dönemli çözümler adına taviz verilmediği için, diğer alanlarda da hareket kabiliyeti elde edilmiştir. Böylece, ekonomi, yalnızca iç değil dış şoklara karşı da dirençli duruma gelmiş ve yatırımcılar tarafından ilgi odağı haline gelmiştir. Türkiye ekonomisinin girdiği bu “Yeni Ekonomi” süreci ile birlikte makro ekonomik göstergeler iyileşmiş, kamu maliyesi alanındaki disiplinin ise sürdürüldüğü gözlemlenmiştir.