SETA > Analiz |
Analiz Kasım Süleymani Sonrası Ortadoğu

Analiz: Kasım Süleymani Sonrası Ortadoğu

Bu analizde Kasım Süleymani suikastı sonrasında ABD ve İran’ın birbirlerine karşı uygulayabilecekleri politika seçenekleri ortaya konarak Ortadoğu’da gelişen yeni denklemin öne çıkan özellikleri irdelenmektedir.

Paylaş
Dosyayı İndir

Washington-Tahran ilişkilerinde son kırk yılın en büyük gerilimi 3 Ocak 2020’de ABD tarafından Bağdat’ta gerçekleştirilen Kasım Süleymani suikastıyla yaşanmıştır. Kasım Süleymani Ortadoğu’da agresif nüfuz ve yayılmacı politikalar uygulayan İran’ın bölgedeki en önemli figürü olup Arap Baharı öncesinde ve özellikle beraberinde Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’deki Şii grupların örgütlenmesi ve bölgesel politikalara Tahran lehine yön verilmesinde en önemli aktör olmuştur. ABD’nin böylesi yüksek değerde bir hedefi seçmesi İran politikasında önemli bir değişikliğe işaret ederken Tahran yönetiminin bu suikasta vereceği cevaba bağlı olarak bir bölgesel savaş çıkacağı beklentisi oldukça yüksekti. Nihayetinde İran, ABD açısından “makul” sayılabilecek bir karşılık vermiş ve krizin daha fazla tırmanmasının –şimdilik– önüne geçilmiştir.

Bu analizde Kasım Süleymani suikastı sonrasında ABD ve İran’ın birbirlerine karşı uygulayabilecekleri politika seçenekleri ortaya konarak Ortadoğu’da gelişen yeni denklemin öne çıkan özellikleri irdelenmektedir. Bu çerçevede Kasım Süleymani suikastı ve sonrasındaki gelişmeler ABD, İran ve kaçınılmaz olarak Irak’ı içine alan üçlü bir denklemde seyretse de sürecin yansımaları bölgenin tamamını ilgilendirir niteliktedir. Ortadoğu’daki bütün aktörler bundan sonra son dönemdeki gelişmeleri de hesaba katarak adım atacaklardır. Süleymani suikastının bölgedeki dengeleri şekillendirme sürecinin tamamen sona erdiğini iddia etmek zordur. Bununla beraber bölge dinamiklerinin suikast öncesinden farklı olduğu da kesindir..