Filistin ve Batı’nın İfade Özgürlüğü İle İmtihanı
Bu analizde öncelikle ifade özgürlüğüne ilişkin normatif ve teorik çerçeveye değinildikten sonra ABD’de ve Avrupa ülkelerinde 7 Ekim’den bu yana gerçekleşen ifade özgürlüğü ihlalleri derlenerek ABD Federal Yüksek Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında değerlendirilmiştir.
Gazze başta olmak üzere Filistin 21. yüzyılın en dehşet verici insan kıyımlarından birine sahne olmaktadır. Tüm dünya iletişim ve internet çağının haberleşme imkanları nedeniyle gerçekleşen savaş suçu ve insancıl hukuk ihlallerinden anlık olarak haberdar olsa da bu tanıklık ne yazık ki trajediyi durduracak bir aksiyonla neticelenememiştir. Bununla birlikte farklı din ve etnik kökene mensup milyonlarca kişinin insanlığın ortak vicdanının gereği olarak İsrail hükümetinin masum sivillere yönelik eylemlerini eleştirmesi, özellikle Batılı hükümet ve otoritelerin tepkileri hatta yaptırımlarıyla karşılaşmaktadır.
Savaş suçlarını değil savaş suçu faillerini eleştiren kişilerin müeyyideye uğraması ironik olduğu kadar demokratik toplumun özü olarak kabul edilen ifade özgürlüğünün Batılı ülkelerdeki seyri bakımından da endişe vericidir. Az sayıdaki istisna dışında hemen her kamusal alanda İsrail eleştirisinin hatta ateşkes talep etmenin ya da Filistin toplumuna destek çıkmanın antisemitizm ve terör propagandası gibi temelsiz iddialarla baskılandığı görülmektedir.
Bu analizde öncelikle ifade özgürlüğüne ilişkin normatif ve teorik çerçeveye değinildikten sonra ABD’de ve Avrupa ülkelerinde 7 Ekim’den bu yana gerçekleşen ifade özgürlüğü ihlalleri derlenerek ABD Federal Yüksek Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında değerlendirilmiştir.
Çalışmayı incelemek için burayı tıklayın.
Etiketler »
İlgili Yazılar