Bu bölümde TBMM’de temsil edilen dört siyasi partinin siyaset gündemleri, parti içinde yaşanan gelişmeler ve parti içi yükselen muhalif seslerin etkisi, yeni anayasa ve hükümet sistemi tartışmalarındaki pozisyonları, dokunulmazlıkların kaldırılması ve terörle mücadele bağlamındaki tutumları, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ve sonrasındaki mücadele surecine yaklaşımları ve son olarak yeni dönemdeki olası siyasi projeksiyonları değerlendirildi. Siyasi partilerin 2016’daki genel Türkiye siyasetine yönelik tutumlarının yanı sıra bazı özel gelişmeler de ilgili siyasi partiler özelinde ele alındı. Partiler dışında bu bölümde ayrıca 2016’da Cumhurbaşkanlığı’nın gündemi, 15 Temmuz darbe girişimi ve FETO ile mücadele sureci detaylı olarak incelendi. Son olarak 2016 yılı içerisinde sıkca tartışılan başkanlık sistemi ve yeni anayasa tartışmalarına ayrı bir başlıkta yer verildi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), 1 Kasım 2015 genel seçimleriyle birlikte yeniden tek başına iktidar olmasına rağmen, bu görece istikrarlı dönemde çeşitli iç ve dış sebepli meydan okumalarla karşılaştı. 2016 yılının 2002’den bu yana AK Parti’nin geride bıraktığı en zorlu dönem olmasının bazı sebepleri bulunmaktaydı. Bunların başında özellikle 15 Temmuz darbe girişimi geldi. Diğer yandan hükümet sistemi ve yeni anayasa tartışmaları gölgesinde AK Parti’nin kurumsallaşma ve devamlılık tecrübesine ilişkin önemli kırılmalar da yaşandı. Türkiye’deki çift başlılık sorunu da 2016 yılının ilk aylarında bir kez daha siyasetin en tartışmalı konusu oldu. Mayıs ayında AK Parti’de gerçekleşen genel başkanlık değişimi, bu değişime gidilen süreç ve bunu gerekli kılan etkenler de 2016’da öne çıkan gelişmelerden biri oldu. Davutoğlu başbakanlığındaki 64. Hükümet’ten görevi devralan 65. Hükümet’in bazı politika alanlarında belirginleşen farklı tercihleri bu süreçte öne çıkarken, sonuç itibarıyla yeni Başbakan Binali Yıldırım ve hükümeti Cumhurbaşkanı Erdoğan ile daha uyumlu bir performans sergiledi..