SETA > Yorum |
Afrika'daki Hilà l Türkiye

Afrika'daki Hilâl: Türkiye

Somali ziyareti, yıllarca Afrika'da istediği gibi tek taraflı bir “kazan” sistemi oluşturanlar için Afrika denklemine hiç beklemedikleri Türkiye'nin dâhil olmasıyla sonuçlandı.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın BaÅŸbakanlığı döneminde yakın iliÅŸkiler kurduÄŸu Afrika ülkelerine gösterdiÄŸi önem, CumhurbaÅŸkanlığı süresince de artarak devam ediyor. ErdoÄŸan CumhurbaÅŸkanı seçildiÄŸi 2014 yılından sonra baÅŸlattığı Afrika gezilerini 2016 yılında da sürdürerek bir geleneÄŸe dönüÅŸtürdü. Dün baÅŸlayan Afrika ziyaretinde duraklar bu kez, FildiÅŸi Sahili, Gana, Nijerya ve Gine.

Bu ülkeler, Afrika kıtasının batısında yer alan ve 15 devlet tarafından1975 tarihinde kurulan Batı Afrika Devletleri Ekonomik TopluluÄŸu'nu (ECOWAS) oluÅŸturan 15 üyesinin önemli ülkeleri. Bu topluluk 5 milyon km2'lik bir coÄŸrafi alan, 300 milyonu aÅŸan bir nüfus ve 700 milyar doları aÅŸan gelirleri ile Afrika kıtasında önemli bir ekonomik gücü temsil etmektedir.

Aslında ECOWAS Batı Afrika'da AB gibi bir ekonomik entegrasyon oluÅŸturmak ve nihayetinde de 2020 yılında ortak para birimine geçmek istiyor. Yani Afrika'nın yeni ekonomik gücü olmak istiyor.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın ziyaret edeceÄŸi bu dört ülkenin baÅŸka ortak özellikleri de mevcut. Bu 4 ülkenin de ortak noktası diÄŸer Afrika ülkelerinde olduÄŸu gibi, sahip oldukları ekonomik potansiyeli kullanamıyor olmaları.

Ä°lk kez CumhurbaÅŸkanlığı düzeyinde ziyaret edilecek FildiÅŸi Sahili'nde, bugün geliÅŸmiÅŸ ülkelerin kızılca kıyamet kopardıkları doÄŸal kaynaklar bulunuyor. Petrol, doÄŸal gaz, elmas ve altın bunlardan sadece birkaçı. Tarım açısından da elveriÅŸli toprakları olmasına raÄŸmen, FildiÅŸi Sahili, düÅŸük gelirli ekonomiler arasında.

Aynı durum Gana ve Gine için de geçerli. Üstelik Gana, altın rezervleri sayesinde “Altın Sahil” olarak anılıyordu. Buna raÄŸmen Gana'nın dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alması, Türkiye'nin G20 baÅŸkanlığı yaptığı dönemde de defalarca dile getirdiÄŸi “kapsamlı büyüme” konusunun ne kadar sorunlu olduÄŸunu gösteriyor.

Bu ülkelerin, sahip oldukları elveriÅŸli tarım toprakları ve zengin doÄŸal kaynaklarına raÄŸmen ekonomilerinin düÅŸük gelir kategorisinde yer alması da, kapsamlı büyümemenin sistematik hale getirilmesinin sonucu.

AFRÄ°KA ÜLKELERÄ° Ä°ÇÄ°N TÜRKÄ°YE, GÜVEN DEMEK

DiÄŸer yandan bu ülkelerin Avrupa ülkeleriyle veya Batı toplumlarıyla kurulan ticari iliÅŸkilerinde kazananın tek taraflı olması, Afrika ülkelerindeki ekonomik göstergelerine yansıyor. Üstelik bu süreç, yapısal bir hal almış. Ancak Türkiye'nin Afrika açılımı bu algıda köklü bir deÄŸiÅŸime yol açtı.

Türkiye'nin 2005 yılında baÅŸlattığı Afrika açılımından sonra Afrika coÄŸrafyasında etkili olmaya baÅŸlayan Türkiye'nin, “kazan-kazan” olarak adlandırılan bir sistemle her iki tarafın da kârını gözetmesi, Afrika'da Türkiye'nin “güven”le anılmasını saÄŸladı. Güvenin inÅŸa edilmesinde, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın BaÅŸbakanlığı sırasında yaptığı Somali ziyareti mihenk taşını oluÅŸturuyor.

Dünyanın unuttuÄŸu, görmezden geldiÄŸi Somali'ye, hiçbir engellemeye aldırmadan yapılan ziyaret dünya kamuoyunun dikkatlerini Afrika coÄŸrafyasına çekmiÅŸti.

Somali ziyareti, yıllarca Afrika'da istediÄŸi gibi tek taraflı bir “kazan” sistemi oluÅŸturanlar için Afrika denklemine hiç beklemedikleri Türkiye'nin dâhil olmasıyla sonuçlandı. Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle kurduÄŸu iliÅŸkide, Somali tecrübesi kayda deÄŸer bir referans özelliÄŸi taşımaktadır.

ERBAKAN HOCA'NIN BIRAKTIÄžI YERDEN, YENÄ°DEN NÄ°JERYA

Ayrıca, OrtadoÄŸu'da yaÅŸanan olayların sebep olduÄŸu jeopolitik risklerin ekonomiye olumsuz yansımasını ortadan kaldırmak için Afrika coÄŸrafyası Türkiye için büyük fırsatları barındırıyor.Afrika'daki Türkiye algısının birçok kapıyı açacağı gerçeÄŸiyle, ticari ve ekonomik iliÅŸkilerin güçlendirilmesi adına zamanlaması çok iyi ayarlanmış bir gezi.

Gezide yer alan duraklardan birisi olan Nijerya'nın ise, Türkiye için yalnızca ekonomik deÄŸil, aynı zamanda siyasi olarak da özel bir önemi var. Afrika'nın en kalabalık ülkesi ve hatta ECOWAS'ın GSYH'sinin yaklaşık yüzde 65'ine sahip olan Nijerya, tıpkı 20 yıl önce olduÄŸu gibi, bugün de ticari iliÅŸkilerde güçlü bir ülke olarak kabul ediliyor.

OPEC ülkesi de olan Nijerya, petrol ve doÄŸal gaz kaynakları açısından oldukça zengin. Türkiye'nin de sıvılaÅŸtırılmış doÄŸal gaz (LNG) aldığı Nijerya, enerji etrafında ÅŸekillenen güç denkleminde Afrika coÄŸrafyasında öne çıkıyor.

Rusya'yla yaÅŸanan kriz dikkate alındığında ise, enerjide alternatif arayışlarının hız kazandığı bu dönemde Nijerya'nın etkisinin her geçen gün artacağını ÅŸimdiden söyleyebiliriz.

GeliÅŸmekte olan 8 Ä°slam ülkesinin 1997 yılında BaÅŸbakan merhum Necmettin Erbakan Hoca'nın önderliÄŸinde bir araya gelerek oluÅŸturulan D-8'de de önemli bir yeri var. 20 yıl önce Erbakan Hoca'nın baÅŸlattığı yeni ekonomi modeli, 28 Åžubat darbesiyle kesintiye uÄŸramıştı. 20 yıl sonra Erbakan Hoca'nın bıraktığı yerden yola devam ediliyor.

Ülke ekonomisine ve siyasetinde tekrar bir 28 Åžubat yaÅŸanmaması duasıyla, merhum Erbakan'ı rahmetle anıyorum.

[Yeni Åžafak, 29 Åžubat 2016]