Gündemin en sıcak konusu, Türkiye'nin hava sahasını ihlal eden Rus savaÅŸ uçağının düÅŸürülmesiyle baÅŸlayan Türkiye ve Rusya arasındaki krizin, iki ülke iliÅŸkilerini nasıl etkileyeceÄŸi.
Ä°lk akla gelen soru ÅŸu: Türkiye ve Rusya arasındaki bu siyasi gerilim, ticarete ve özellikle de enerjiye nasıl yansıyacak?
BAĞIMLILIK TEK TARAFLI DEĞİL
Hem Türkiye hem de Rusya açısından enerji çok önemli. Türkiye'nin enerjide Rusya'ya olan bağımlılığı bir gerçek. Kullanılan doÄŸalgazın yaklaşık yarısından fazlasını Rusya'dan alıyoruz. Bu rakam ciddi oranda yüksek. Ancak, burada yalnızca Türkiye'nin bağımlılığı söz konusu deÄŸil.
Ekonomisi enerji kaynaklarına, yani doğalgaz ve petrol gelirlerine odaklı Rusya, Ukrayna krizinden beri zaten bir durgunluk yaşıyor.
2015 yılının Ocak-Eylül arasındaki dönemde % 3,9 oranında küçülen Rusya ekonomisi, Türkiye'ye sattığı doÄŸalgaz gelirinden vazgeçebilir mi? ABD ve AB üye ülkelerinin yaptırımlarında dolayı ekonomide dar boÄŸaz yaÅŸayan Rusya, petrol fiyatlarının düÅŸmesiyle de zor bir süreç geçiriyor. Böyle bir ortamda, yanı başındaki Türkiye'ye siyasi anlaÅŸmazlıktan dolayı enerji kısıntısı veya kesintisi uygulaması, pek mümkün görünmüyor.
Ayrıca Rusya, geçmiÅŸ dönemlerde de birçok kez farklı ülkelerle siyasi meselelerde görüÅŸ ayrılıklarına sahip olsa da, bu ayrışmayı ekonomik iliÅŸkilerine yansıtmadı. Ekonomik ve ticari iliÅŸkilerinde, pragmatik davrandı.
Bu nedenle, Rusya'nın enerji konusunda Türkiye'yi zora sokacak bir adım atması, aynı zamanda kendi ekonomisini de zora sokacak bir adım atması anlamına geliyor. Dolayısıyla, enerji kartını oyuna sürmesi son aÅŸamada Rusya ekonomisi için maliyeti yüksek olur.
Bunun yanı sıra, Türkiye ve Rusya arasındaki enerji satışında uluslararası anlaÅŸmalarla garanti altına alınmış haklar mevcut. Tabi, Rusya'nın enerjide Türkiye aleyhine bir adım atmamış olması diÄŸer alanlarda da aynı politikayı izleyeceÄŸi anlamına gelmiyor. Özellikle Rusya tarafından yapılan açıklamalar, bu görüÅŸü destekliyor.
Ancak bu açıklamalar biraz da Rusya'nın ÅŸaÅŸkınlığından kaynaklanıyor. Türkiye'nin enerji ihtiyacı, Rusya'yı Suriye konusunda cesaretlendirmiÅŸ anlaşılan. Yalnız göz ardı edilen bir gerçek var: Türkiye enerjiye bağımlı olduÄŸu kadar, enerji bağımlılığını bir zaafa dönüÅŸtürecek ülke konumunda deÄŸil.
ALTERNATÄ°F ENERJÄ° HATLARININ ÖNEMÄ°
Farz edelim ki, Rusya enerjide Türkiye için olumsuz bir süreci baÅŸlatacak hamle yaptı. Rusya her ÅŸeye raÄŸmen, kendi ulusal ekonomisinde oluÅŸacak maliyeti hesaba katmadan enerjide bir kesinti uyguladı.
Bu aÅŸamada Türkiye ekonomisi nasıl etkilenir?
Türkiye'nin Rus doÄŸalgazı yerine alternatif bir tedarikçi bulması kısa sürede zor olsa da imkânsız deÄŸil. Bir yanda Azerbaycan doÄŸalgazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak olan TANAP hızla ilerlerken, diÄŸer yanda da Türkmenistan gibi TANAP'a katılmak isteyen aktörler, Türkiye için yeni alternatif oluÅŸturuyor.
Rusya ile yaÅŸanan bu anlaÅŸmazlık, TANAP'ın Türkiye için ne denli önemli olduÄŸunu bir kez daha gösterdi. Enerji meselesinin, ülke iliÅŸkilerinde nasıl kilit bir rol oynadığını da.
Ayrıca, Kuzey Irak Kürt Bölgesi, Ä°ran ve DoÄŸu Akdeniz de, alternatif doÄŸalgaz tedarikçileri arasında. Hatta, Kuzey Irak Kürt Bölgesi'ndeki doÄŸalgaz rezervi Türkiye'nin 50 yıllık ihtiyacını karşılayacak miktardadır. Buradaki doÄŸalgaz rezervinin çıkarılması sürecinde Türkiye'nin aktif rol alması ve sürecin hızlanması, Türkiye'ye enerjide yeni bir kapı daha açacaktır.
TANAP gibi projelerin yeni dönemde de çeÅŸitlenerek artması, nükleer santraller konusunda geçmiÅŸ dönemde olduÄŸu gibi kararlı bir tavrın sürdürülmesi, Türkiye'nin enerji bağımlılığını azaltma adına hayati derecede önemli.
Son olarak, TANAP, nükleer santral, Kuzey Irak Kürt Bölgesi petrolü ile güçlü bir enerji yapısının oluÅŸumunda büyük rol oynayan Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Taner Yıldız gibi, enerji sektörünün içinden gelen ve sektörü iyi bilen Berat Albayrak'ın enerji bakanı olması, hem Türkiye'nin enerji bağımlılığını azaltmada hem de enerji merkezi olma yolunda önemli bir yol kat edilmiÅŸ olacaktır.
[Yeni Şafak, 26 Kasım 2015]