Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyasal iletişim kampanyasının ilk örneğini gösteren reklam filmi yayınlandı. Yaklaşık 10 gündür televizyonlarda, radyoda, internette ve sosyal paylaşım sitelerinde izlenebiliyor. Hiç kuşkusuz reklamın öne çıkan ana fikri alkış kelimesine yüklenen anlamda yer alıyor. ‘Alkışlamak’ gibi pozitif ve övücü bir anlam haritasına sahip olan kavram üzerinden partinin hedeflerine hizmet edecek şekilde negatif mesaj verilmeye çalışılıyor. İlk bakışta zor gibi gözükse de iyi bir kurgu ve efekt dizaynıyla CHP için ‘yeni’ sayılabilecek bir hareketliliği getirmiş gözüküyor. Yine de herhangi bir siyasal iletişim kampanyası için üretilen içeriklerin iki temel hedefi olduğunu söylemek mümkündür:
1-Kendi seçmen kitleni yanında tutmaya devam edecek şekilde motivasyon yönü güçlü mesaj üretmek.
2-Özellikle kararsız seçmeni ikna edecek şekilde vaat ve güven dengesini kurabilmek.
Bu iki maddeyi diğer faktörlerle zenginleştirmek ve halkayı genişletmek mümkün olsa da esasta iki madde çerçevesinde elde dilen başarının siyasi parti açısından yeterli olduğu vurgulanabilir.
CHP’nin reklamında öne çıkan mesaja bakılırsa hem kararsızlara seslenildiği hem de kendi seçmen kitlesinde safları sıklaştıracak şekilde içerik üretildiği görülüyor. Özellikle metinde yer alan “Malum zihniyet, laiklik, demokrasi, cumhuriyet” gibi vurgularla CHP seçmeni motive diliyor. Kararsız seçmen ya da daha büyük ölçüde CHP’ye uzak seçmenler olan muhafazakâr ve dindar seçmen için öne çıkartılan içerik ise reklamda daha güçlü bir şekilde vurgulanıyor. Reklamın başlangıcında yer alan ‘hak, hukuk, adalet’ gibi kavramlar ortak kavramlar olsa da Türkiye sosyolojisi açısından bakıldığında çoğunlukla CHP’li olmayanların hafızasına işaret eden kavramlar. Gündelik hayatta da onlar tarafından kullanılıyor.
Reklamın merkezinde yer alan ‘Millet’ kavramının kullanılması daha büyük bir değişime veya seçim öncesi reklam oyununa işaret ediyor.
CHP yönetimi, CHP’li aydınlar ve CHP seçmeni için ‘halk ve yurttaş’ kavramı kayıtsız şartsız kullanılan bir kavram olmasına rağmen seçim öncesinde ‘Millet’ kavramının tercih edilmesi hem bir riski barındırıyor hem de CHP açısından stratejik bir tercih olarak öne çıkıyor. Çünkü CHP’ye yakın kültürel havza ‘Millet’ kavramına o kadar uzak ki Cumhuriyet ve Yurt gibi gazetelerde ‘Milli Takım’ yerine ‘Ulusal Takım’ ifadesi tercih edilir.
Burada CHP’nin bir risk aldığı; dindar ve muhafazakâr seçmenin kültürel coğrafyasına yakın kavramları tercih ederek oy devşirebileceğini düşündüğü görülüyor. Kuşkusuz benzer bir risk ‘Halk’ kavramının dışarda bırakılmasına kızarak CHP’yi terk edebilecek seçmen için de geçerlidir. (Bu seçmenin de büyük ölçüde HDP’ye oy vereceği görülüyor).
Aslında yakın geçmişe bakıldığında CHP’nin dindar ve muhafazakâr seçmeni ikna çabasının yeni olmadığını görmek mümkün. Bu yüzden Ali Taran’ın (kötü bir şey yapmadığını) ama yaptığı şeyin yeni olmadığını da vurgulayalım.
2009 Yerel Seçimleri öncesinde CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in tasarımıyla yapılan ‘çarşaf açılımı’ yakın dönemdeki ilk örnek olara