7 Şubat’ta istihbari alanda, 17-25 Aralık’ta siyaset ve ekonomi alanlarında denenen, Türkiye’ye büyük zararlar verse de başarılamayan darbe girişimi bu sefer de askeri alanda denendi. Neden ve nasıl yapıldığı bir tarafa tam anlamıyla bir cinnet haline denk gelen bir darbe girişimiydi bu. Mısır darbesinden esinlenen, Suriye’de Esed rejiminin halka yönelik şiddetini örnek alan ve DAİŞ’in vahşet metodunu şiar edinen bir darbe girişimiydi bu. Sivil halkın, şerefli askerimizin, başkomutanlık makamımızın, milletin iradesinin tecelligahı olan meclisimizin, polisimizin, medya organlarımızın hedef alındığı bu darbe girişimi mesianik düşüncelere sahip bir terör örgütünün gözünü nasıl karartabileceğini bir kez daha gösterdi.
Cumhurbaşkanının liderliği darbenin püskürtülmesinin en önemli ayaklarından birisiydi. "Dik dur eğilme, bu millet seninle" sloganları vücut buldu, ete-kemiğe büründü. Bir mecaz olmaktan çıkıp, Türkiye’nin darbeden kurtuluş reçetesine dönüştü. MİT, Polis ve asker de eşsiz bir rol oynadı. Darbecilerin ilk hedeflerinden olan MİT, saldırıları püskürtürken sonrasındaki operasyonlarda canhıraş bir performans ortaya koydu. Operasyon alanlarının hemen hemen hepsinde MİT mensupları ön saflarda yer aldı. Emniyet Genel Müdürü’nden gencecik memurlara kadar polis, milli iradenin muhafaza edilmesinde cansiperane fedakarlıkta bulundu. Polis Özel Harekat darbecilerin hedefindeydi. Gölbaşı’ndaki merkezleri bir düşman karargahıymış gibi hedef alındı. Aldıkları zayiata rağmen halka güven verdiler. Şehitlerimiz çok, Allah derecelerini artırsın.
Asker yani üniformasından şerefine kadar tam manasıyla Mehmetçik namına layık olan asker, darbecilere prim vermeyerek, kanunsuz emirlere itaat etmeyerek darbenin püskürtülmesinin kritik aktörü oldu. 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar’ın milli ve demokratik duruşu, diğer komutanların televizyonlara bağlanıp başkomutana ve demokrasiyle bağlılıklarını bildirmesi bu karanlık gecede halkın yüreğine su serpti. Bir özel parantez Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) için açılmalı. ÖKK Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı ve emir astsubayı Ömer Halisdemir’in katkıları da kurumlarının adı gibi özel oldu. Hem direndiler hem de Akıncı Üssü ve genelkurmay gibi kritik operasyonları yönettiler. Neden kendilerine özel denildiğini bütün Türkiye’ye tekrar gösterdiler.
Siyaset kurumu ve medya da unutulmayacak bir performans sergiledi. Darbecilerin ana hedeflerinden olan TBMM’de toplanan milletvekilleri, iktidar-muhalefet fark etmeden her partiden gelen açıklamalar darbe karşıtı tabanı genişletti; her kesimden halkı sokağa döktü. Medya münferit örnekler dışında kendisine şapka çıkarttı. TRT baskını darbecilerin zihinlerinin 36 sene öncesinde kaldığını gösterirken, ne TRT ne de özel kanallar darbecilere prim verdi. Teker teker isimlerini yazsak çok uzun sürecek bir liste idi kendisine şapka çıkartacak spikerler, yorumcular. Hepsine teker teker millet adına teşekkür ediyorum.
Ve her şeyden önemlisi, direnişin kilit noktası ve kalbi olan halkımız… Gurur duyuyorum bu milletin bir ferdi olmaktan. Cumhurbaşkanının çağrısıyla kendi iradesini korumak için sokaklara dökülen, kendine ait kurumları asker kıyafetine girmiş teröristlerden temizleyen, polisle ve askerle el ele verip sivil halkın gücünü bütün dünyaya gösteren halkımın bir ferdi olmaktan inanılmaz derecede gururlanıyorum. Sen nasıl güzel bir halksın. Hakkında boşuna kahramanlık türküleri yakılmamış bu halkın. Darbe gecesi olduğu gibi, tehlike tamamen bertaraf edilinceye kadar da bu halk üstüne düşen görevi yapacak ve iradesine sahip çıkacak.
[Akşam, 18 Temmuz 2016].