Başbakanı Serrac dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere Ankara'daydı. Önceki ziyaretlerinden farklı olarak bu defa Ankara'ya Trablus havaalanı dahil başkentin tamamını Hafter güçlerinden geri almanın sevinciyle geldi. Kasım 2019'da Türkiye ile imzaladığı iki mutabakat Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) hava sahasında hakimiyeti getirdi. Bu da Trablus'u ablukadan kurtararak iç savaşta dengeyi UMH lehine çevirdi. Rusya, Wagner'in paralı askerlerini Libya'nın batısından doğudaki Cufra'ya çekmek zorunda kaldı. ABD ise Hafter'i desteklemekte geri adım atarak Rusya'nın Cufra'da savaş uçakları konuşlandırmasını eleştiren noktaya geldi. Bu kazanımlar Serrac'ı ABD başta olmak üzere Batılı dış işleri bakanlarının ilgi odağı haline getirdi. Sahadaki olumlu gidişat UMH'nin prestijini yükseltirken daha birkaç ay önce Moskova ve Berlin'de masadan kaçan Hafter'in hamilerini ateşkese zorluyor. Bugünlerde Libya'ya müdahil tarafların hepsinin ateşkes istemesi sahadaki hareketliliği azaltmıyor. UMH, başkentin güneyindeki Tarhuna'yı alarak Sirte'den sonra Beni Velid, Petrol Hilali ve Cufra hattını ele geçirmeye hazırlanmalı.
Diplomasi Hızlanıyor Ancak...
Pazartesi günü BM ateşkes görüşmelerine başlanacağını duyurması her iki tarafın masada kazanmak için ilgili başkentlerle yakın temasa itiyor. Hafter, yol haritasını belirlemek için Kahire'ye gitti; BAE, Rusya ve Fransa'nın da çıkarlarını gözetmek durumunda. Halbuki Serrac, Moskova ve Roma dahil birçok başkentle diplomatik diyalog içindeyse de asıl belirleyici olan dünkü Ankara ziyaretiydi. Bu ziyaret ile Ankara ve Trablus arasında hem askeri sahada hem ateşkes sürecinde hem de çatışma sonrasında iş birliği kararı alındı. Erdoğan'ın basın toplantısında "Berlin sürecinden NATO'ya kadar tüm uluslararası platformlarda sayın Serrac ile birlikte hareket edeceğiz" demesi Ankara'nın Libya dosyasında ileri adımlara hazır olduğunu gösterdi. Ankara ve Moskova'nın ağırlığını koymasıyla iki taraf masaya oturabilirse de diplomasi sürecinin kesintiye uğrayacağını öngörmek gerekir. Öncelikle Ankara ve Trablus darbeci Hafter'i muhatap olarak görmüyor. Hafter ise ateşkes için Türk askeri varlığının çekilmesini şart koşuyor. Dahası, bugünün muzafferi Serrac ve dünün galibi Hafter, destekçilerindeki beklentinin yüksekliği sebebiyle müttefiklerini diplomatik tavizlere ikna edememe sorunu yaşayacak. Libya masasına Hafter lehine oturanların ateşkesi sağladıktan sonra Serrac tarafındaki ihtilafları kaşıması kuvvetle muhtemel. BAE ve Fransa Trablus siyasetinin önde gelen kişileriyle irtibata geçerek UMH'nın altını oyabilir. Yine Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi'nin Başkanı Akila Salih'in önerdiği Başkanlık Konseyi kabul edilirse, bu yapının kompozisyonunun ne olacağı, yetkileri ve petrol gelirlerinin yönetimi en zorlu müzakere başlıkları. Moskova'nın ağırlığını nasıl kullanacağı merak konusu. Wagner milislerini Cufra'ya çeken Moskova'nın bu üsse savaş uçakları getirmesi ABD Afrika komutanlığının gözünden kaçmadı. Bu yığınağın amacının Libya'nın kuzeydoğusundaki ve güneyindeki petrol kuyularını kontrol etmek ve askeri üs kurmak olduğu açık. ABD'nin artan etkisinden çekinene Moskova, Ankara ile uzlaşarak ve her iki tarafla görüşerek kendi çıkarlarını temine uğraşıyor.
Ankara'nın Yol Haritası
Erdoğan'ın basın toplantısında kullandığı "Libya topraklarındaki iş birliği alanlarımızı genişletme hususunda görüş birliğine vardık" cümlesi önemliydi. Bu genişleme neleri içeriyor? Sadece petrol/doğalgaz arama ile sınırlı değil. Serrac "yeniden imardan" bahsettiğine göre çok boyutlu. Askeri desteğiyle iç savaşı Trablus lehine değiştiren Ankara, ateşkes gerçekleşirse çatışma sonrası dönem için de Trablus'a maksimum düzeyde yardımcı olmalı. Öncelikle Trablus kontrolündeki bölgelerde gündelik hayat iyileştirilmeli. Elektrik ve sağlık başta olmak üzere altyapı hizmetlerinin ivedilikle güçlendirilmesi lazım. Güvenlik sektörü reformu Türkiye'nin inisiyatifinde gerçekleştirilmeli. Hafter'in kaçak petrol anlaşmaları engellenmeli. Libya'nın doğu ve batı diye bölünmesinin önüne geçilmeli.
[Sabah, 5 Haziran 2020].