24 Haziran seçimlerine giderken AK Parti ve MHP arasındaki protokolde “Cumhur İttifakı”nın sadece bir “seçim ittifakı” olmadığı belirtilmişti.
Cumhur İttifakı’nın, "esasen, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün teşebbüs ettiği hain darbe ve işgal hareketi sonrasında, Türkiye’nin maruz kaldığı saldırılara karşı yerli ve millî bir duruşun doğal bir sonucu olarak ortaya çıktığı" vurgulanmıştı.
İttifak protokolünde Cumhur İttifakı’nın öncelikli amaçları ile ilgili üç hususun altı özellikle çizilmişti.
İlki, “güçlü ve istikrarlı bir parlamento yapısının oluşturulması ve gelecek beş yıl içinde Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesini temin etmeyi hedeflemek”...
İkincisi, “Türkiye’ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında, millî ve ahlâki bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihî bir birliktelik...”
Üçüncüsü ise, “Türkiye’yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hâle getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer alma kararlılığı...”
Öncelikle belirtelim.
Cumhur İttifakı bugüne kadar ittifak protokolünde belirtilen bu hususlarla ilgili hassasiyetlerini sürdürüyor.
Ancak bazı sınamalardan da geçiyor.
AK Parti ve MHP iki ayrı parti. Bazı konularda farklı bakış açılarına sahip olmaları kaçınılmaz. Ayrıca, her iki parti kendi taban eğilimlerini dikkate alarak siyaset üretmek zorunda.
Dolayısıyla iki partinin tabanları burada bazılarını hatırlattığım Cumhur İttifakı protokolünde yer alan hususlarda ortak hassasiyet göstermelerine rağmen, örneğin af konusunda farklı düşünebilmektedir.
Ya da yerel seçimlerde AK Parti’nin tabanı, bazı seçim çevrelerinde hiç aday çıkarmama tartışmasına mesafeli yaklaşmaktadır. Keza MHP’nin tabanı da iktidar partisine bazı konularda desteğin karşılığında, AK Parti’den fedakârlık da bekleyebilmektedir.
Siyasetin doğasında bunlar var.
AK Parti ve MHP'nin, yerel seçimlerde iş birliği ya da ittifakla ilgili bazı konularda ortaklaşma konusunda zorlandıkları biliniyor. Ama tüm zorluklara rağmen, Cumhur İttifakı’nın devamı yönünde her iki parti kararlılığını da sürdürüyor.
Cumhur İttifakı ve seçim ittifakı ayrımı bu anlamda önemli.
Seçimlerde de iki partinin kazançlı çıkacağı bir iş birliğinin yapılması için partilerin ilgili heyetleri görüşmelere devam ediyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli son olarak “kombin ittifakı”nı gündeme getirdi. Ancak bu teklifin içeriği ile ilgili ayrıntılı bir açıklama da yapmadı.
31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerde 1397 belediye ve 20498 belediye meclis üyesi için seçim yapılacak. Muhtarlık seçimleri dışarıda bırakıldığında toplam 21895 kişi belediye yönetimleri için seçilecek.
Dolayısıyla yerel yönetimler için bir ittifak düzenlemesi bulunmadığı da dikkate alındığında uyumlu bir “siyasi kombin”in zorlukları bulunmakta.
Siyasi partiler iktidar olmaya çalışma ve iktidarda kalma açısından kısa dönemli stratejilerle yol alamazlar. Eğer kısa dönemli, günü kurtarmaya dönük siyaset izlerlerse kalıcı olamazlar. İktidara ise hiç gelemezler.
AK Parti’nin bugüne kadar 16 yıldır iktidarda kalmasının önemli nedenlerinden biri taban eğilimlerine ve toplumsal dönüşüme göre siyasetini yenileyebilmesidir. Bir sonraki seçimi de düşünerek hareket etmesidir.
Dolayısıyla siyasi partiler, özellikle de iktidarda olan bir parti attığı her adımın uzun dönemli olumlu ya da olumsuz siyasi etkilerini göz önünde bulundurmak zorundadırlar.
Örneğin önümüzdeki seçimde AK Parti bazı yerlerde aday çıkarmadığında, sadece belediye başkanlığından vazgeçmiş olmuyor. Aynı zamanda seçimlerde elde edeceği toplam oy oranının da düşmesini göze almış oluyor.
İktidardaki bir partinin bir önceki seçime göre anlamlı düzeyde oy oranının düşmesi bir belediye başkanlığını kaybetmekten çok daha fazla siyasi sonuçlar doğurur.
İktidardaki bir partinin oyları anlamlı düzeyde düştüğünde, muhalefet partileri erken seçim tartışmasını başlatır. Daha önemlisi, partinin seçmen tabanı ve teşkilatı sonraki seçim için motivasyon kaybına uğrar.
Bu açılardan bakıldığında, AK Parti ve MHP arasındaki ittifak görüşmeleri bu hassasiyetler üzerinden yürümesi muhtemeldir.
Ayıca, Millet İttifakı partileri ve özellikle CHP ve HDP arasında muhtemel bir iş birliği karşısında, Cumhur İttifakı’nın ne tür bir seçim çalışması yapması gerektiği ile ilgili bir yol haritası belirlenecektir.
En nihayetinde seçim ittifakı ile Cumhur İttifakı ayrımı üzerinden, iki parti arasında seçim sürecinde ve çalışmalarında yaşanacak sıkıntıların, uzun dönemli iş birliğine zarar vermemesi için tedbirler konuşulacaktır.
[Türkiye, 13 Ekim 2018].