- 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesindeki temel amaçlar nelerdir?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının (ASHB) öncülüğünde 2025 “Aile Yılı” ilan edildi. Burada temel amaç, ailenin zararlı unsurlardan korunması ve güçlendirilmesinin yanında nüfusun dinamik bir biçimde gelişimini desteklemektir. Böylelikle Türkiye genelinde aile ve nüfus konuları başta olmak üzere ilgili hususlarda toplumsal farkındalığın oluşturulması hedeflenmektedir. Aile kurumunun küresel risklerle karşı karşıya olduğu, tüketim ve dijital gibi bağımlılık türlerinin yaygınlaştığı, kuşaklararası iletişimin zayıfladığı, cinsiyetsizleştirme ve LGBT+ ideolojisinin belirgin bir biçimde görünür olduğu bu ortamda aile kurumunun korunması en temel amaçlardan biridir. Ailenin korunmaya çalışılmasının yanı sıra son yıllarda doğurganlık ve nüfus artış hızlarının azalması ile nüfusun yenilenme seviyesi olan 2,1 eşiğinin üzerine çıkarılması da hedeflenmektedir. Bunlarla birlikte ailelerin karşılaştıkları sorunlara çözümler üretmek ve destek mekanizmaları geliştirmek, genel olarak güçlü ailelerle güçlü bir toplum varlığını sürekli kılmak da amaçlar arasındadır.
- Aile Yılı kapsamında yapılması planlanan program, proje ve etkinlikler ile hayata geçirilmesi hedeflenen politikalar nelerdir?
Aile Yılı için çok sayıda program, proje ve etkinlik gibi çıktılar tasarlandı. 13 Ocak 2025’te Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 2025 Aile Yılı Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjdesini verdiği yenilikler ailenin korunup güçlendirilmesi ve nüfusun diri tutulmasında etkili olabilecek türden destekleri içermekteydi. Bunlar arasında en başta Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile Enstitüsünün kurulması gelmektedir. Kurul ilk toplantısını 9 Ocak 2025’te geniş bir katılımla Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın başkanlığında icra etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan somut yardımların dışında bu yıl içerisinde müjdelerin devam edeceğini, bu doğrultuda aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve bilhassa genç çiftler için konut desteklerinin yapılacağını ifade etmiştir. Uzaktan ve esnek çalışma yöntemleriyle iş yaşam dengesine katkı sağlanacağını, çalışan anne ve babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerinin temin edileceğini belirtmiştir. Bunların yanı sıra doğurganlıkta sağlık açısından sorun yaşayanlar için tıbbi imkanların sunulacağını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan yıl boyunca aile ve nüfusun güçlendirilmesi için yeni hizmetlerin kamuoyuyla paylaşılacağını söylemiştir. Bunların yanında başta ASHB olmak üzere aile ve nüfusu ilgilendiren konularda sorumluluk sahibi olan diğer bakanlıklar da üstlendikleri vazifeleri politika ve hizmet üretme yönünde yerine getireceklerdir.
- Aile Yılı kapsamında yapılması planlananların Türkiye’deki aile yapısına ve demografiye muhtemel etkileri nelerdir?
Aile Yılı kapsamında yapılması planlanan çalışmaların Türkiye’deki aile yapısına ve nüfusa muhtemel etkilerini çok boyutlu bir biçimde ele almak gerekmektedir. Bu kapsamda üretilecek her türlü politika, hizmet ve destek mekanizması aileyi ve nüfusu olumlu yönde etkileyecektir. Bu da daha sağlıklı ve dayanıklı ailelerin oluşmasına katkıda bulunacaktır. Aile Yılı çerçevesinde üretilecek politikalar söylem düzleminde de tesir ettiğinde toplum nezdinde farkındalık oluşumunu mümkün hale getirerek kuşaklar arası ilişkilerin ve iletişimin güçlenmesine imkan sağlayacaktır. Bilhassa yaşlı nüfusun her geçen yıl arttığı ülkemizde yaşlıların ailenin bir ferdi olarak olağan hayat düzeninde yaşamasını yaygınlaştırarak nesiller arası bağın sürdürülmesine bu türden politikalar kaynaklık edecektir.
Aile Yılı kapsamında üretilecek politika, hizmet ve destekler doğurganlığın artmasını olumlu yönde etkileyecektir. Bilhassa gerçekçi ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi nüfus artış hızını yükseltebilecektir. Doğurganlığın en temel değişkenlerinden olan evliliğin arttırılmasına yönelik maddi desteklerin etkililiği bu anlamda çok önemlidir. Ancak sürdürülebilir nüfus artışı için politika yapıcıların ve hizmet alıcıların sabırlı ve sistematik bir şekilde hareket etmeleri gerekmektedir.
Olumlu etkilerin yanı sıra muhtemel olumsuz etkilerden de söz etmek gerekmektedir. Bu çerçevede politika, hizmet ve desteklerin dağıtımı adil bir biçimde yapılmalıdır. Bu hususta başta ilgili kamu otoriteleri olmak üzere desteklere muhatap olan vatandaşlar da adalet, hak ve sorumluluk ilkeleriyle sürece destek vermelidir. Aksi takdirde ilgili politikalar amacına ulaşamaz, ihtiyaç sahipleri gerek duydukları destekleri elde edemezler. Bir diğer unsur ise bu türden desteklerin sürekli, sürdürülebilir, verimli ve güncel olabilmesidir. Bilhassa maddi desteklerin ekonomik koşullara göre güncel kalabilmesi hayli önemlidir. Aynı zamanda güncel ihtiyaçlara yönelik desteklerin yenilenebilmesi ve destek mekanizmasına ihtiyacı olmayanların süreçten ayrılmaları ehemmiyet arz etmektedir.
Başka bir ifadeyle Aile Yılı, Türkiye’deki aile yapısı ve nüfus dinamikleri üzerinde çeşitli etkiler meydana getirme potansiyeline sahiptir. Ancak bu etkilerin ne yönde ve ne kadar olacağı Aile Yılı kapsamında hayata geçirilecek politikaların ve uygulamaların niteliği, kapsamı, sürdürülebilirliği ve toplum tarafından sahiplenilmesine bağlı olacaktır.
- Aile Yılı ailelere yönelik ne türden destek, hizmet ve politikaları içermektedir?
İlan edildiği süre zarfında öncelikli olarak deprem bölgesi illeri için başvuruya açılan Aile ve Gençlik Fonu 13 Ocak 2025 itibarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 81 ilden başvuruya açık hale getirilmiştir. Bu bağlamda yeni evlenecek gençler 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz ve 150 bin TL tutarında faizsiz kredi desteğinden yararlanabilecektir. Ancak bu hususta birtakım şartlar söz konusudur: 18-29 yaş arasında olmak, taşınmaz sahibi ya da hissedarı olmamak, çiftlerin son altı aylık gelir toplamı ortalaması ve son aya ait gelirleri toplamı asgari ücretin 2,3 katından fazla olmamak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ve Türkiye’de ikamet etmek, başvuru tarihi itibarıyla resmi nikah gününe en az 2 ay ve en fazla 6 ay kalmış olmak, ASHB’nin evlilik öncesi sunacağı eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanmayı taahhüt etmek ve katılmak, ASHB’nin evlilik sonrası sunacağı eğitim hizmetlerine 2 yıl içerisinde katılmayı taahhüt etmek ve daha önce proje kapsamında krediden faydalanmamış olmak.
Aile Yılı’nın öne çıkan hususlarından olan nüfusun artırılmasında ise doğum yardımları daha etkili ve verimli hale getirilmiştir. Bu amaçla yeni doğacak ilk çocuk için verilen tek seferlik doğum yardımı 300 TL’den 5 bin TL’ye yükseltilmiştir. İkinci çocuk için ise önceden tek seferlik 400 TL olarak gerçekleşen yardım ödemesi bundan sonra her ay 1.500 TL olarak verilecektir. Üçüncü ve sonraki çocuklar için her ay 5 bin TL çocuk yardımı yapılacaktır. Bu yardımlarda herhangi bir şart ya da koşul aranmayacak ve ilgili miktarlar her ay annelerin banka hesaplarına yatırılacaktır.
İhtiyaç sahibi ailelere çocuklarının bakımı ve eğitimi için verilen Sosyal Ekonomik Destek (SED) ödemelerinde de artış yapılmıştır. Çocuk başına yapılan ekonomik destek tutarı ortalama 6 bin 360 TL’den 7 bin 94 TL’ye yükseltilmiştir. Koruyucu ailelere çocuk başına yapılan ödemelerin aylık ortalaması 10 bin 159 TL’den 11 bin 332 TL’ye çıkarılmıştır. Evde bakıma muhtaç engelli ve yaşlı bireyleri olan ailelere yönelik evde bakım yardımları da artırılmıştır. 2025’in Ocak-Temmuz dönemi için evde bakım yardımı 9 bin 77 TL’den 10 bin 125 TL’ye yükseltilmiştir.
Bunların dışında aile eğitimleri, Aile Okulu Projesi, evlilik ve çift danışmanlığı, Aile ve Evlilik Okulu Projesi, çocuk ve ergen danışmanlığı gibi birçok kesime yönelik politika ve hizmet üretimi ASHB tarafından yerine getirilmektedir.
- Aile Yılı kapsamında hedeflenenlerin gerçekleştirilebilmesi için STK’lar ve bireylere düşen sorumluluklar nelerdir?
Aile Yılı’nda hedeflenenlerin gerçekleştirilebilmesi için hem bireylere hem de sivil toplum kuruluşlarına (STK) önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluklar aile kurumunun güçlendirilmesi, ailelerin refahının artırılması, nüfus artışının sağlanması ve toplumsal farkındalığın oluşturulması gibi geniş bir yelpazede yer almaktadır.
Bu bağlamda aile içi iletişimi ve kuşaklar arası bağı güçlendirmek, anne baba olma becerilerini geliştirmek, aile değerlerine sahip çıkmak, ailenin güçlendirilmesi ve nüfusun artırılması için farkındalık oluşturmak, bu hususlarda gönüllü faaliyetlerinde bulunmak, her hal ve şartta örnek ve rol model olmak, şiddetin her türlüsüne karşı mesafeli olmak hem bireylerin hem de STK’ların temel sorumlulukları olmalıdır.
Aile Yılı’nı daha etkin kılmak için bireyler ve STK’lara çok fazla vazife ve sorumluluk düşmektedir. Politika ve hizmetlerin gerçekleştirilebilmesi ve kaynakların verimli kullanılabilmesi bu anlamda büyük önem arz etmektedir. Bilhassa STK’ların bu sürece sahip çıkmaları ve bireyleri bu kapsamda faaliyetlerine dahil etmeleri Aile Yılı’nın hedeflerine ulaşması bakımından büyük bir katkı sağlayacaktır.