CHP ve ona destek veren elitler bugünlerde endişeliler. Endişeleri giderek artıyor. Birden çok sebebi var. Ancak iki başlık öne çıkıyor.
Birincisi, CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının siyaset tarzı ve kenti yönetme pratiği.
İkincisi ise, Millet İttifakı’ndan İYİ Parti’nin kopup kopmayacağı tartışması.
Birincisinden başlarsak…
Ekrem İmamoğlu’nun şimdiden genel siyaseti hedeflemesi ve cumhurbaşkanı olma hevesinin, İstanbul’a ve belediye hizmetlerine odaklanmasını engellediğini onlar da görüyor. Sürekli şehir dışı seyahatlere çıkması, konserden konsere gezmesi ve esas işinden farklı alanlarla ilgilenmesinden dolayı şehri ihmal etmesini, İmamoğlu’nun destekçileri alttan alta dile getirmeye başladılar.
Diğer taraftan İmamoğlu’nun “popülizme teslim olmasının” hizmet ve icraat siyasetine odaklanmasını engellediğinin farkındalar.
İstanbul’da sorunların beklenenden hızlı geliştiğinin herkes gibi CHP’liler de gördüğü için, endişeleri giderek katlanıyor.
Hâlbuki, seçim sürecinde İmamoğlu’nun siyaset tarzı ve gelgitleri zaten bugün yaşananların habercisiydi. Yani İstanbul Büyükşehir Belediyesinin hizmet ve icraatlarında, ulaşımda yaşanan sıkıntılar başta olmak üzere, ortaya çıkan sorunlar sürpriz değil. Sorunlar da giderek katlanacak.
İkinci hususa gelirsek…
CHP’nin HDP siyasetine eklemlenmesinden İYİ Parti rahatsız.
23 Haziran İstanbul seçiminin hemen ardından, TBMM’de HDP’li milletvekili Kurtulan’ın İYİ Partili Ağıralioğlu’na hitaben, “Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK’ya içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP’nin oylarıyla oturuyorsunuz. Bu ittifakta, CHP ile yaptığınız ittifakta HDP’nin oylarının etkisi vardır” şeklindeki sözleri, bugünlerde yaşanacakların habercisi gibiydi.
HDP’li vekilin, İYİ Parti sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’na yönelik sözlerinin karşılığı geçtiğimiz haftalarda HDP’ye değil, CHP’ye verildi. Ağıralioğlu, Millet İttifakı’na “Katolik nikâhı ile bağlı olmadıklarını” belirterek, “Yakın markajda tutacağım diye (HDP ile) kurumsal ilişkiye geçerseniz o kurumsal ilişki bizi dışarı çıkarır” açıklaması CHP’lileri panikletmişti.
Ağıralioğlu’nun benzer açıklamalara devam ederek, Ahmet Hakan’ın Tarafız Bölge programında Millet İttifakı’nın geleceğine dair yaptığı, “Genel Başkanımız da söyledi. ‘Eğer CHP kurumsal olarak ben HDP ile devam edeceğim’ derse biz yokuz” demesi ve ardından gelecekte Türkiye’de üç ittifak blokunun olabileceğini ve kendilerinin de AK Parti’den ayrılan yeni oluşumcularla bir ittifaka gidebileceğini belirtmesi, ittifak içinde işlerin iyi gitmediğini gösterdi.
CHP’liler bu açıklamalardan dolayı hem endişeliler hem de öfkeliler.
CHP medyası, Ağıralioğlu’nun açıklamalarını “İYİ Parti’nin ‘bak gideriz ha’ sözcüsü yine konuştu” eleştirileri ile okuyucularına duyurmayı tercih ediyorlar.
Tarafsız Bölge programında, moderatörün Ağıralioğlu’na “Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP ile HDP’nin organik bağı bulunmasında İYİ Parti’nin nasıl bir pozisyon alacağı” sorusunu, programın diğer katılımcısı CHP’li Mustafa Balbay’ın, “50 kez sordunuz Ahmet Bey, hâlâ anlamadınız mı? Zorlamayın o kadar, çıkmayacak buradan ekmek size” sözleri ile engellemeye çalışması sıradan bir tepki değil.
CHP şimdilik, erken seçim tartışmasını gündeme getirerek ve AK Parti’nin İYİ Parti ile ittifaka göz kırptığını söyleyerek Cumhur İttifakı içinde bir ayrışma başlatma girişimi, Millet İttifakı’nın dağılmasını önlemeye yönelik taktikler.
Gelişmelere ve açıklamalara bakıldığında Millet İttifakı’nın 2023 seçimlerine kadar yürütülmesi zor görünüyor.
[Türkiye, 5 Ekim 2019].