Muhtemelen göreve baÅŸladığı günlerde yakın çevresi DavutoÄŸlu’nun aktif siyasete dahlini bürokrasi ile sınırlı kalacağını tahmin etmekteydi. Ä°lmi çalışmalara dönme ve akademik hayatla bağını koparmama saikiyle hareket eden ve önce DışiÅŸleri Bakanlığı sonra da BaÅŸbakanlık görevlerini devralması, bir beÅŸer olarak “Tarihin içinde akmakta olma hissinin” heyecanlandırdığı DavutoÄŸlu’nu yeni bir misyonla karşı karşıya bırakmıştır. Bu tarihin içinde akma hissinin DavutoÄŸlu için son derece önemli bir zihni arka plan oluÅŸturduÄŸunu söylemek gerekir ki, onun ilmi ve tefekkür dünyasını bir kenara bırakarak salt bir siyaset zemininde ele almayı da imkansızlaÅŸtırır. 2001 yılında yayınlanan Stratejik Derinlik kitabı böylesi bir tartışmayı yapmak için iyi bir baÅŸlangıç olabilir.
Stratejik Derinlik DavutoÄŸlu’nun en popüler kitabı olsa da zihni dünyasını anlamak için yeterli deÄŸildir. DavutoÄŸlu’nun söz konusu kitabında Türkiye’ye yönelik coÄŸrafi tanımlamalarının felsefi arka planını doÄŸru anlaşılmadıkça mekan tasavvurunu doÄŸru tanımlayamayız. Bu nedenle Stratejik Derinlik’i okumanın yolu farklı dönemlerde de olsa DavutoÄŸlu’nun düÅŸünce dünyasını ÅŸekillendiren geliÅŸmelere ve bu baÄŸlamda ortaya koyduÄŸu üç ana metne odaklanmaktan geçer.
ZÄ°HNÄ°YET
Birbirinin devamı olacak ÅŸekilde bir üçleme baÄŸlamında ele alınırsa ÅŸayet, DavutoÄŸlu Alternatif Paradigmalar adlı eserinde, varoluÅŸ idraki ile siyasi idrak arasında karşılaÅŸtırmalı bir zihniyet iliÅŸkisi kurma çabası taşır. Bu çerçevede, varlık-bilgi-deÄŸer temelli zihniyet parametreleri ile hukuk-ekonomi-siyaset yapılanmaları arasındaki etkileÅŸimi anlamaya yöneldiÄŸini söylemek rahatlıkla mümkündür. DavutoÄŸlu’nun Medeniyet DönüÅŸümü baÅŸlıklı ikinci eserinde ise, Alternatif Paradigmalar eserinde kurguladığı ben-idraki kavramını, konjonktürel kimlik tartışmalarının ötesinde, varoluÅŸ idrakini tarihi ve siyasi idrak ile bütünleÅŸtiren içkin bir kimlik bilincini ifade etmek için geliÅŸtirdi. Söz konuÅŸu her iki metinde de varoluÅŸ, tarihi ve siyasi idrak arasında tutarlı bir baÄŸ olduÄŸunu iddia etti ve bu üç idrak alanın bir kimlik bilinci etrafında kurulduÄŸunu ortaya koydu. Stratejik Derinlik’de ise bunu biri tarih diÄŸeri de coÄŸrafya üzerinden ortaya koyarak “stratejik zihniyet” dediÄŸi kavramsal çerçevenin temeli olduÄŸunu savundu. Bir bütün olarak bakıldığında ise her üç eserinde de bir analiz çerçevesi olarak medeniyet kavramına yönelerek yukarda bahsedilen üç idraki, bütünleÅŸtirici bir soyut düzlemde buluÅŸturdu.
Yine birbirinden koparılamayacak bir biçimde Alternatif Paradigmalar’da “ben-idraki” anlayışı ekseninde tahkim edilmiÅŸ bir “öznenin”, Medeniyet DönüÅŸümü’nde uluslararası sistemdeki medeniyet ekseninde yaÅŸanan dönüÅŸümlerin, Stratejik Derinlik’de ise siyasal arenada sahneye giren “siyasi bir öznenin” ve bunun devlet politikasına yöneltilmiÅŸ stratejik bir çerçevenin inÅŸa edilmesi söz konusudur. DavutoÄŸlu’nun hepsinde de tarihsel olarak zihinsel dönüÅŸüm ile ekonomi-politik dönüÅŸüm arasındaki etkileÅŸimi anlama ve anlamlandırma çabası vardır.
DavutoÄŸlu’nu böylesi bir düzlem içinde ele aldığımızda, farklı dönemlerde de olsa “yüzleÅŸme”, “hesaplaÅŸma” ve “restorasyon” kavramlarının onun sosyal bilimler düÅŸüncesini ve siyasal tasavvurunu yoÄŸurduÄŸunu söylemek mümkündür. ÖrneÄŸin Medeniyet DönüÅŸümü’nde medeniyet ek