Ahmet Davutoğlu başbakanlıkta üçüncü ayına girmek üzere. Seçmen ve kamuoyu nezdinde Davutoğlu'nun başbakanlık algısı oluşmaya başladı.
Seçimlerde liderlerin kamuoyu tarafından algılanma biçiminin seçim sonuçlarına etkisi olduğu biliniyor. Bu sebeple Davutoğlu ile ilgili algıların hangi yönde geliştiğini anlamak önemli.
Lider ile ilgili algılar genellikle birden fazla boyutta gerçekleşir. İlk boyut, liderin kişilik özellikleri ile ilgilidir.
İkinci boyut, yönetme şekli ve becerisi üzerinden olur. Üçüncü boyut, liderin ideolojisi ve siyasal pozisyonları üzerinden gerçekleşir.
Dördüncü boyutta ise, liderin siyasal dünyadaki başarı olasılığı değerlendirilir.
Seçmen açısından liderlerde aranan önemli kişilik özellikleri duygusal açıdan sevilebilir olmak, güvenilir bulunmak ve söz söylemeyi yani konuşmayı bilmektir. Davutoğlu muhatabında duygusal karşılık oluşturabilen biri. Sakin ama tutkusunu iletebiliyor. Güler yüzlü olarak algılanıyor. İlişkileri ve yaşantıları hikayeleştirerek anlatabiliyor. Bu özellikler onunla seçmen arasında duygusal bağ kurabilme potansiyeli oluşturuyor. Siyasette en önemli meselelerden biri liderin güvenilir ve dürüst olarak algılanıp algılanmadığı meselesidir.
Hayatın birçok alanında güven insan ilişkilerinin temeli olmaya devam ettiği gibi siyasi alanda da temel olmaya devam ediyor.
Davutoğlu bu açıdan avantajlı. Güvenilir ve dürüst biri olarak algılanıyor.
Söz söyleme, mantık zinciri kurabilme, açıklayıcı bir çerçeve çizebilme, mesajları sistemleştirip sadeleştirerek iletebilme siyasette gerekli özellikler. Bu açıdan Davutoğlu ile ilgili hem pozitif hem de negatif algılar var.
Davutoğlu'nun zeki olduğu, sistematik konuştuğu, salon konuşmalarını iyi yaptığı, miting konuşmalarında ise büyük bir hatip olmamakla birlikte, makul düzeyde konuşabildiği ortak olumlu kanaatler. Uzun, fazla teorik ve üniversite hocası gibi konuştuğuna yönelik çekinceli değerlendirmeler de var.
Birçok kişi Davutoğlu'nu söz ile eylem arasındaki dengeyi ne kadar götürebileceğini izleyerek anlamaya çalışıyor.
Liderler hakkında yönetme şekli ve becerisi açısından da algılar oluşuyor. Lider kararları nasıl ve kimlerle beraber alıyor sorusu temel sorulardan biri.
Danışmanlarını nasıl seçtiğinden onlarla nasıl bir ilişki kurduğuna, kişilerle mi kurumlarla mı daha çok çalıştığına kadar bir dizi değerlendirme ölçütü var. Bu açıdan bakıldığında Davutoğlu için algılar henüz netleşmedi. Yönetim açısından netleşen Davutoğlu algısı ise, çalışkan ve enerjik olduğu yönünde. Kriz yönetimi açısından netleşen algı kamuoyunu bilgilendiren, aktörlerle temas kurabilen biri olduğu şeklinde.
Fakat krizlere nasıl tepki verdiğine dair algı henüz netleşmedi.
Üçüncü unsura yani liderin siyasal ideolojisine ve siyasal pozisyonlarına geçelim.
Davutoğlu'nun entelektüel boyutu gelişmiş bir dindarlığı olduğu açık. Siyasal bilinci olan bir Müslüman refleksine sahip. Devlet mefhumuna inanan ve devlet kodlarına sahip bir tarafı da var. Medeniyet bakış açısıyla, farklı etnik toplulukları kucaklayabilecek bir yaklaşımı var. Türkmen kökenli ama Kürt kimliği ile sorunlu değil. Kürtler veya Aleviler için söyledikleri hem inandırıcı bulundu hem de diğer tarafları rahatsız etmedi. Türkiye siyasetinde toplumun sosyolojisinden dolayı en avantajlı pozisyon, Türk kökenli olup, Kürt ve Alevi karşıtı olarak algılanmamaktır. Davutoğlu bu özelliklere sahip.
Lider algısının oluşumunda dördüncü boyut ise, siyasal yaşamda başarı meselesidir. Davutoğlu'nun gerçek siyasal başarısı 2015 Haziran seçimlerinde belirli olacak. Şu ana kadar kamuoyu yoklamaları, Erdoğan'ın mirasının korunduğunu gösteriyor.
Davutoğlu'nun oyları aynı düzeyde tutabilmesi şimdilik bir başarı olarak değerlendirilebilir.
Sonuç olarak, başbakanlığının ikinci ayından sonra Davutoğlu algısı genel olarak pozitif yönde gelişiyor.
[Sabah Perspektif, 22 Kasım 2014]