SETA > Strateji Araştırmaları |
Zafer

Zafer!

VE bitti. 58 günde. Türk ordusu al bayrağı Afrin'e dikti. Terör örgütü kaçıp gitti. Türkiye'nin terörle mücadelesinde muazzam bir başarı sağlandı. Hem de 18 Mart tarihinde..

Vbitti. 58 günde. Türk ordusu al bayrağı Afrin'e dikti. Terör örgütü kaçıp gitti. Türkiye'nin terörle mücadelesinde muazzam bir başarı sağlandı. Hem de 18 Mart tarihinde. Çanakkale'den ruh alan askerlerimiz üstün bir performansla bu görevi tamamladı. Mübarek olsun. Allah zaferlerimizi daim kılsın. Siyasi, diplomatik ve askeri anlamda çok iyi planlandı ve uygulandı. Siyaset riski aldı. Hedefi gösterdi. Afrin'den başlayarak tüm sınırların temizleneceğini ilan etti. Vatandaş da sahip çıktı. Diplomatik görüşmeler son güne kadar sürdü. Rusya'yla görüşmeler yapıldı. Amerika pasif hale getirildi. PYD yalnızlaştırıldı. Askeri plan yapıldı. Son derece başarılı bir plan olduğu bugün net biçimde ortaya çıktı. Kasten savaşın ilk başlarında teröristler sınıra çekildi. Teröristlerin enerjisi uzun sınırlar boyunca farklı noktalarda tüketildi. Öylesine tükendiler ki, Rajo ve Cindres gibi kritik merkezleri savunacak enerjileri kalmadı. Rajo'dan sonra kaçış ve çöküş başladı. Afrin merkeze doğru. Orada da bir planları yoktu. Kaçtılar. Bu bir çekilme değil. Kaçış ve çözülmedir. Sözüm ona Afrin Vietnam olacaktı. Stalingrad olacaktı. Sözüm ona direneceklerdi ve direniş efsanesi kuracaklardı. Sözüm ona Türkiye bataklığa saplanacaktı. Gördük ki öyle olmadı. Mohaç gibi oldu. Saatler içinde çöktü. Hadi PKK bu lafları etti. İçeride aynı lafları edenlere ne demeli? Maalesef bu ülkede ana muhalefet lideri "Afrin şehir merkezine girmeyelim" dedi. PKKlıların dediklerine mi inandı? Eğer öyleyse çok yazık. Yoksa Afrin de çok kayıp verseydik "ben size demiştim demeyi mi" hayal etti? Eğer öyleyse çok daha yazık. Hem de ayıp. Birileri sürekli PKK'yı şişirdi. Gözümüzü korkutmak istedi. Tabii ki bu bir savaş. Her şey var içinde. Doğal olarak daha zor da geçebilirdi. Yedi veya sekiz ay sürse bile başarılı sayılırdı. Zaten planlar da ona göre yapıldı. Ancak PKK DEAŞ kadar bile direnemedi. O kadar Amerikan yatırımı çöktü gitti. Örgüt kendine verilen silahlara bile sahip çıkamadı. Amerika'nın eğittiği PKKlılar, Türkiye'nin eğittiği ÖSO karşısında tel tel döküldü. Halbuki ÖSO hakkında nasıl da kara propaganda yapılmıştı. Türk bayrağının altında Türkiye'nin ulusal güvenliği ve çıkarları için savaşan insanlara ağız dolusu küfür ve hakaretler edildi. Halbuki onlar en önden gitti. Kayıp verdi. Türk askeriyle omuz omuza savaştı. İnşallah artık birileri ÖSO'nun değerini anlar. Esed'cilik uğruna onlara hakaret etmez. "Esed'i tanıyalım ÖSO'yu terk edelim" diyenler şimdi ne diyecek? Utanmaları var mıdır? Özür dileyecekler mi? Tabii ki hayır. Beklemiyoruz. Bu millet neyin ne olduğunu zaten çok iyi biliyor. Kendisine gösterilen hedefte kenetlendi. Terör belasını sınır ötesinde çökertmek için belki onlarca yıl sürebilecek bir mücadeleyi göze aldı. Bu zamana kadar bu ülkeyi terörle terbiye etmek istediler. Ancak biz güçlendikçe denetimden çıktık. Bağımsız hareket eder olduk. Kontrolden çıktığımız için bize saldırdılar. Dört koldan. Her türlü terör örgütüyle. Bağımsızlaştıkça bizi savaşa zorladılar. Şimdi savaştıkça bağımsızlaşıyoruz. Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Yıllardır bizi budamak için çökertmemize müsaade etmedikleri terörü şimdi biz kaynağında vuruyoruz kendi imkanlarımızla kendi istediğimiz gibi. Vurmaya da devam edeceğiz. Vurdukça da özgürleşeceğiz. Gerçek ve bağımsız bir uluslararası aktör olmanın gereği budur. Sanırım biz bunu göze aldık. Hayırlı olsun.
[Takvim, 20 Mart 2018]