[Takvim, 13 Mart 2018]
Teröre Vurdukça Ses Batıdan Geliyor
Bu ülke yıllarca terörle mücadele etti. PKK terörü hem içeride hem dışarıda çok can yaktı. Ayağımıza bağlanmış bir pranga gibi hep bizi aşağı çekti. Türlü türlü yollar denedik. Güvenlik yöntemlerinin yanına siyasal toplumsal süreçler de ekledik..
Paylaş
Bu ülke yıllarca terörle mücadele etti. PKK terörü hem içeride hem dışarıda çok can yaktı. Ayağımıza bağlanmış bir pranga gibi hep bizi aşağı çekti. Türlü türlü yollar denedik.
Güvenlik yöntemlerinin yanına siyasal toplumsal süreçler de ekledik.
Ama maalesef bir türlü söküp atamadık. Bütün bunların sonunda gördük ki, terör ne sosyal, ne siyasal ne de ekonomik bir sorun. Bunların çoğu boş laftan ibaret. Terör örgütü kendine sponsor bulduğu müddetçe ve uygun şartlara sahip oldukça hortladı.
Türkiye içeride ne kadar temizlik yaparsa yapsın, ne tür süreçler izlerse izlesin, Irak ve Suriye gibi komşularında otorite boşluğu olduğu müddetçe terörü bitirmek mümkün olmadı. Bu boşlukta kendine korunaklı zeminler bulan örgüt, aynı coğrafyada elde ettiği silah ve parayı kullanarak Türkiye'ye saldırdı. Buna karşılık Türkiye zaman zaman karşı atağa geçmeyi denedi.
Mesela sınır ötesi operasyonlar gerçekleştirildi. Ama bu operasyonlar kalıcı olmadığından biz döndüğümüzde terör tekrar baş gösterdi. Biz geri dönmek zorunda kaldık çünkü o zamanlar Türkiye diplomatik baskılara karşı daha az dirençliydi. Avrupa Birliği veya Amerika bastırdığı müddetçe Türkiye'nin bunlara kafa tutması çok kolay değildi. Hatırlasınız, biz bir sınır ötesi operasyon yaptığımızda tüm bu aktörlerin ne dediği çok önemliydi. Batılı ülkeler ise bizim müttefikimiz olmalarına rağmen bize saldıran teröre hep sponsor oldular.
Kordular kolladılar. Almanlar silah ambargosu koydu. Amerikalılar başarılı operasyonlarımızı durdurdu.
Çünkü batılı ülkeler bu örgütün var olmasını aktif biçimde desteklediler.
Bu örgüt var oldukça Türkiye'nin özgürleşemeyeceğini hesapladılar.
Bir yandan PKK'yı terör örgütleri listesine koydular bir yandan da sonuna kadar mücadeleyi engellediler. Ölmesine hiç razı olmadılar. Bu mücadelenin Türkiye'yi zayıf bırakmasını tercih ettiler. Prangalardan kurtulmasın istediler. Türkiye'yi kontrol altında tutmanın yolu buydu.
Gel zaman git zaman Türkiye isyan etti. Baş kaldırdı. Bağımsızlık peşine düştü. Bunu talep edecek düzeye erişti. Güçlendikçe özgürleşti.
Bağımsız bir aktör haline geldi.
Bugün kimse Türkiye'nin ABD kontrolünde hareket ettiğini söyleyemez. Aksine Amerika'ya rağmen 2 yıldır askeri operasyonlar yapıyoruz Suriye'de. Fırat Kalkanı yaptık. Terörü böldük. Zeytin Dalı yapıyoruz. Sınırımızı temizliyoruz.
Devam edeceğiz. Şimdi Kuzey Irak masada. Irak Merkezi Hükümeti'yle anlaşıldı. PKK Irak'ta da vurulacak.
Sincar'dan çıkması için on gün süre verildi. Aksi taktirde Bağdat Hükümeti harekete geçecek. Türkiye de müdahil olabilir. Ortak operasyon hiç uzak değil. Sonra Membiç var.
Aynı sırada Türkiye Amerika'yı Membiç'ten çekilmeye zorluyor.
Amerikan tarafı Membiç'i çaresiz kabul etme noktasına geldi. AB'nin sesi çıkmaz oldu. Almanya ortalarda yok. Fransa Doğu Guta ve Halep konularında bizimle uzlaşı peşinde.
Rusya'yla zaten bir uzlaşı var.
Şimdi kimse Türkiye'yi hizaya çekemiyor. Aksine Türkiye'yle müzakere etmek zorunda. O yüzden bu kez durum farklı. O yüzden bu sefer gerçek temizlik oluyor. Türkiye güçlü ve bağımsız oldukça terörle mücadelesi de daha gerçek olacak. Kolay değil. Her gücün düşmanı olur. Her bağımsızlığın bedeli vardır. Kendi iradesini gerçekleştirmek isten Türkiye yıllardır bu bedeli ödüyor. Bu sefer işler çok ciddi. Tüm düşmanlar da farkında bunun. Biz teröristlere vurdukça ses batıdan geliyor.
Almanya gibi PKK'nın yuvalandığı tüm ülkelerde şiddet olayları başladı.
Ama daha bu başlangıç. Besledikleri bu kargalar gözlerini oyacak.
Etiketler »
İlgili Yazılar