Irak’taki baÅŸarısız devlet, Suriye’deki iç savaÅŸ, Ä°ran’ın saldırganlığı, Rusya’nın müdahaleciliÄŸi, ABD’nin pasif-agresifliÄŸi, DAÄ°Åž terörü ve bütün bunların sonucu oluÅŸan boÅŸluk bir yalancı bahar gibi en çok da PKK ve uzantılarını yanılttı.
“Büyük pazarlık” sonucunda arkasına Ä°ran savaÅŸ aygıtını, Esed’in katliam iÅŸbirliÄŸini, DAÄ°Åž’in ortaya çıkmasıyla birlikte ABD’nin rüzgârını ve en son Rusya’nın desteÄŸini alan PKK ve uzantıları, etraflarındaki boÅŸluÄŸu kendi marifetleri, arkalarından esen rüzgârı da ırkçı projelerinin zaferi zannetmeye baÅŸladılar. O kadar hülyalara daldılar ki hem içlerinde bulundukları durumu kavrayamamaya hem de gerçeklikle tüm baÄŸlarını koparmaya baÅŸladılar.
Suriye’de Esed’in çoban köpeÄŸi olarak kantonculuk oynayan PKK, Cezire, Kobani ve Afrin’de ciddi ciddi devlet kurduÄŸunu düÅŸündü. Başı sıkışan Esed rejiminin hediye paketine sarıp bıraktığı bu toprakları, hacetini giderince (giderebilirse) yine hediye paketiyle geri alacağını en baÅŸta Suriye’nin Kürt halkına anlatmadılar. Ya da Esed’e tekrar vermek zorunda kalana kadar kantonculuÄŸun keyfini çıkarmaya çalıştılar. Arkadan bu kadar rüzgâr eserken Esed’in belki hini hacette iÅŸine yarar mantığıyla PKK’ya oynayacağı bir bahçe bırakacağı hayallerine gark oldular. En acısı ise Esed’in PKK’ya kullan-at peçetenin fevkinde bir deÄŸer biçtiÄŸini düÅŸündüler.
Esed ekseninin desteÄŸiyle Suriye’nin mazlum Arap, Türkmen ve dahi Kürt halklarına fırsatçı saldırılar yaparken, bu saldırıların karşılıksız kalacağını düÅŸündüler. Öldürdükleri, evinden ettikleri, iÅŸkence yaptıkları, hapse attıkları halkların, haritadan sildikleri köylerin ve kasabaların buharlaşıp gideceÄŸini zannettiler. Irkçı projelerinin yalancı zafer sarhoÅŸluÄŸunda hem kendilerini hem de tüm Suriye halklarını sonuçları on yıllar sürecek bir ateÅŸin içerisine attıklarının farkına varamadılar. Oysa arkalarından hangi rüzgar eserse essin PKK kantoncuklarının Esed’in veya muhalefetin konsolide olduÄŸu bir Suriye’de ÅŸimdiki konforunda yaÅŸaması mümkün deÄŸil. PKK ve uzantıları bugün ektikleri nefret tohumunun tadına muhalefetin veya Esed’in elinden acı bir ÅŸekilde tadacak.
Üzerlerine yakışmayan “yılmaz savaÅŸçı” rolünün bir film kurgusundan ibaret olduÄŸunu da bir türlü kabul etmek istemediler. Batı medyası “kadın özgürlük savaÅŸçıları” lansmanı yaparken ABD veya Rusya hava desteÄŸi olmadan PKK’nın neden hep hezimete uÄŸradığı analizini pek yapmadı. Hava desteÄŸi gelene kadar tabanları yaÄŸlayıp kenarda çekirdek çitleyen hevaller de gazete sütunlarına pek yansımadı. Bir günde kaybedilen Kobani’ler, Tel Ebyad’lar ancak hava bombardımanıyla geri alınınca aynı hevaller gazetelerde arzı endam etmeye baÅŸladılar.
Türkiye’deki hayal dünyaları ve ruh halleri de benzerdi. Çözüm sürecinin yarattığı sükûneti Suriye’de arkalarından esen rüzgâr zannettiler. Özerklik oyunları oynayan abilerine terörde eÅŸlik eden ergenler, hafriyat devletinin kerametleri kendilerinden menkul militanları olarak “serhildan”a kalktıklarında karşılarında “game over” (oyun bitti) diyen meÅŸru otoriteyi gördü.
Kürt halkının saÄŸduyusu, PKK’nın daÄŸ ve HDP kadrosunun fiyakasını acayip bir ÅŸekilde bozdu. Hafriyat devletlerine ve özerklik hülyalarına Kürt vatandaÅŸlardan destek bulamayan PKK kazdığı hendeklere gömüldü. 6-8 Ekim olaylarının azmettiricisi DemirtaÅŸ, “Sur’a yürüyün” provokasyonunu denediÄŸinde “yalnızlık senfonisiyle” karşılaÅŸtı. PKK’nın hem silahlı hem de siyasi kanadı cascavlak ortada kaldı.
PKK hattı zatında ne kadar önemsiz bir örgüt olduÄŸunu ve kullanım deÄŸeri ortadan kalkınca buruÅŸturulup kenara atılacağını, konjonktürün pembeleÅŸtirdiÄŸi hayal dünyaları gerçeklik duvarına tosladığında anlayacak. Türkiye’de o duvara tosladılar, darısı Suriye’nin başına.
[AkÅŸam, 4 Mart 2016]