SETA > Yorum |
Koalisyon Saldırıları ve Esedli Çözüm

Koalisyon Saldırıları ve Esedli Çözüm

Tüm dikkatlerin IŞİD'le havadan mücadeleye çevrildiği bir zamanda Esed rejimi kendisini radardan çıkardığı gibi iki ana strateji izledi.

Koalisyon güçlerinin Irak ve Suriye’de yürüttüğü hava saldırıları en çok kime fayda sağlıyor? Bu soruya başından beri “Esed rejimi” cevabını verenler komplocu düşünce ile itham edilirken hava saldırılarının en çok Esed rejiminin işine yaradığı iddiası artık neredeyse genel kabul sahibi bir düşünceye dönüştü. Sağ olsunlar, Amerika’nın müstafi Savunma Bakanı Chuck Hagel’ın da dahil olduğu bir grup ABD’li en üst düzey yetkililerin bu yöndeki itirafları olmasaydı koalisyon saldırıları ile Esed’e ruh üfleme girişimi arasındaki noktalar birleştirilemeyecekti belki de.

Tüm dikkatlerin IŞİD’le havadan mücadeleye çevrildiği bir zamanda Esed rejimi kendisini radardan çıkardığı gibi iki ana strateji izledi. İlk olarak dikkatlerin IŞİD’e çevrilmesini fırsat bilerek muhaliflere yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Bir taraftan Halep’i kıskaca almaya yönelik bir harekat başlatırken diğer taraftan da muhaliflerin kontrolü altındaki diğer bölgelere yönelik varil bombalı hava saldırılarını artırdı. Ne koalisyonun ne de Esed rejiminin umurunda olan Kobani’deki çatışmalar da uluslararası medyada bir dikkat dağıtma unsuru olarak başarılı bir şekilde kullanıldı. Özgür Suriye Ordusu’ndan Kobani’ye yardım giderken Afrin’deki PYD’lilerin Esed rejimine muhaliflere karşı yardımda bulunduğu haberleri dolaşıyor. Muhtemelen Kobani üzerinden koparılan fırtınanın bir benzerini Afrin üzerinden koparma çabası içerisindeler. Bu sefer namlunun ucuna Nusra Cephesi koyulacak ve daha önce bu köşede de yazdığım gibi İdlip merkezli olmak üzere muhaliflerin Kuzey’de ellerinde tuttukları bölgeler de koalisyon saldırılarından nasibini alacak.

ESED PROPAGANDASININ ALICISI VAR

Esed rejiminin ikinci stratejisi ise bir PR kampanyasından ibaret. Uluslararası kamuoyunun IŞİD hassasiyetinden istifade ederek kendisini IŞİD’e karşı güvenilir müttefik olarak konumlandırmak. Esed rejimi kendisini Batı’ya satmaya çalışıyor. Bunu yaparken de sanki IŞİD’i ortaya çıkaran şartları kendisi icat etmemiş ve suç listesi IŞİD’den daha kabarık değilmiş gibi davranıyor. Hem IŞİD’le mücadeleye ortak olmak hem de IŞİD sonrası dönemde Suriye’de terör ortamının tek panzehirinin kendisi olduğu fikrini uluslararası kamuoyuna yerleştirmek istiyor. Alıcısı var mı bu tezviratın, tabi ki var. Hafızaları birkaç ayla sınırlı olan, öngörüleri ise ondan da sınırlı olan ve Suriye’de tarihi IŞİD ile başlatanlar bu PR kampanyasını satın alıyor. Esed rejimi de yardımcı oluyor onlara. Nasıl mı? Örneğin Rakka’ya yönelik yapmadığı ölçekte bir saldırıyı bu zamanda yaparak. IŞİD’i vuruyorum propagandasıyla onlarca sivili katlederek. Birinci stratejiyle de alakalı bu yaklaşım. Yani Esed rejimi IŞİD örtüsü altında Suriyeli sivilleri hedef almaya devam ediyor. Rakka’yı bombalayan koalisyon uçakları ile Esed uçakları havada hiç karşılaşmıyorlar mıdır acaba? Veya daha önemlisi karşılaştıklarında birbirleri için neler hissediyorlardır?

ÇABA ESEDLİ ÇÖZÜM

ABD hava saldırıları sürecinde hem Esed’i hem de PYD’yi ön plana çıkardı. PYD Suriyeli Kürtler arasında bile haketmediği bir ilgiyi uluslararası kamuoyunda buldu. Neredeyse Suriye’nin kaderini PYD’nin kantonlarına indirgediler. Piyasada dönen reklam kampanyası Körfez Savaşı’ndaki düzmece petrole bulanmış karabatak resimlerini andırır cinstendi. Şimdi de Esed rejimi alanda genişlettiği hakimiyetiyle iktidar denkleminin merkezine oturtuluyor. Halep düşse ve İdlip koalisyon tarafından vurulsa muhalifler hangi alan hakimiyeti üzerinden Suriye’de iktidar talep edebilecekler? Elde kalan güneyde Ürdün sınırı boyunca uzanan hat, orayı da Suriyeli muhaliflerden ziyade Ürdün kontrol ediyor.

Rusya yoğun bir Cenevre 3 mesaisinde. Zira muhaliflerin eli bu kadar zayıflamışken vakit tam da masaya oturma vakti, Rusya, İran ve Esed rejimine göre. ABD’den de destek gelir, en azından Suriye meselesini çözme işini Rusya’ya bırakan Obama ekibinden. Suriye’nin dostları ne yapabilir? Onu da bir sonraki yazıya saklayayım.

[Akşam, 28 Kasım 2014]