SETA > Yorum |
Mısır'da Pazarlık Zamanı

Mısır'da Pazarlık Zamanı

İki haftadır süren eylemlerin ardından, Mısır’da uygun bir ateşkes için kabul edilebilir bir zemin aranıyor. Ateşkesi aslında tüm taraflar istiyor.

İki haftadır süren eylemlerin ardından, Mısır’da uygun bir ateşkes için kabul edilebilir bir zemin aranıyor. Ateşkesi aslında tüm taraflar istiyor. Zira gerilimin tekrar yükselmesinin tüm taraflara maliyeti son derece yüksek olacak. Bu nedenle de herkes masaya en güçlü şekilde gelmek istiyor. Pazar günü Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman’la görüşen siyasi aktörler (davetli olmayan Muhammet el-Baradey hariç) bir anlaşmaya varamadı. Bu görüşme de zaten anlaşmak için değil, tarafların birbirlerinin gücünü ölçmesi için yapılmıştı. Pazarlık sürecine bir şekilde dahil olan aktörlere kısaca göz atalım:  

ABD NE İSTİYOR?

Geçen haftalarda sürekli muhalefet lehine pozisyon değiştiren ABD şimdi ise aksi yöne kaymaya başladı. ABD derken elbette temelde 3 grubu kastediyoruz: Obama Yönetimi, Kongre ve Güvenlik bürokrasisi. Bu üç aktörün çıkarlarının kesiştiği noktadan çıkacak ABD’nin pozisyonu. Ancak bunlar arasında sınırsız olmasa da asıl güç Obama’ya ait. ABD geçtiğimiz hafta içinde yaşananlardan sonra talepleri ile Mısır elitine yaptırabilecekleri arasındaki açığı görerek pozisyonunu yeniden oluşturuyor.   A

BD’nin asıl istediği, yavaş ve sakin bir geçişle gerçekleşecek reform sürecinin sonunda oluşacak, hem Ortadoğu’da hem de Afrika’da çalışabileceği güçlü ve demokratik bir aktör. Ancak bunun nasıl sağlanacağına sıra gelince ABD içinde farklı sesler çıkıyor. Şu aşamada ABD’nin geldiği nokta şöyle özetlenebilir: Ömer Süleyman liderliğinde gerçekleşecek reform sürecinde, Müslüman Kardeşler başta olmak liberal ve sol muhalefetin de sürece katılması. ABD, Mübarek’in görevde kaldığı bir yönetime de ilke olarak itiraz etmez. Ancak Mısır muhalefeti bu noktaya gelmeden, bunu açıkça da söylemeyecektir. ABD’nin özel temsilcisi Frank Wisner’in ABD dışişleri tarafından reddedilen açıklamasına bu açıdan bakmak gerekir.  

MÜBAREK GİDER Mİ?

 Mübarek’in kalması, Obama’nın “demokrasi promosyonu” gündemine zarar vereceğinden, ABD’nin müzakerede en son razı olacağı noktalardan biridir. Bu nedenle Mübarek’in kalması ihtimalinin Süleyman’ın yaptığı görüşmelerde muhalefete sunulduğunu düşünmek gerekir. Ancak bu konuda ısrarla geri atmayan Baradey’in son toplantıya davet edilmemesi de muhtemelen Mübarek’in gitmesi konusundaki açık ısrarı ile ilişkili. ABD’nin şu anda Süleyman’ın en azından seçimlere kadar ki süreçte başkan yardımcısı olarak kalmasını istediğini söyleyebiliriz. Süleyman’ın kalması ABD açısından sadece Pentagon ve CIA’i rahatlatması açısından değil, İsrail’i de tatmin edecek, dolayısıyla Obama’yı Kongre karşısında rahatlatacak olması nedeniyle de önemli. Bu yüzden güvenlikle ilgili her türlü konuda- terörle mücadele, İsrail-Filistin görüşmeleri vs., kendisine neredeyse sınırsız yardım eden Süleyman’ı harcayarak bu güvenlik kaygısını aşamayacağını düşünüyor. Ayrıca ABD’nin bugünden başlayarak toparlanma sürecine giren neoconlar ve muhalefet tarafından saldırıya uğrayacağını, bu saldırılardan korunmak için de Süleyman’ı tutmak isteyeceğini söyleyebiliriz.  

MISIR DEVLET ELİTLERİ

Şu aşamada Mübarek-Süleyman ikilisini