Terör olaylarının ardından sıkça soruluyor. Bu saldırının hedefi ne? Teröristler ne mesaj vermek istedi diye. Bu akla göre teröristler bir siyasal hedefin peşinden koşar. Kendi beklentilerini elde etmek için toplumu korkutmak isterler. Böylece zayıflayan devlet teröristlere taviz verir diye düşünürler. Kayseri'deki o hain saldırı sonrası da gündeme geldi. 14 şehit verdiğimiz patlama hepimizin canını yaktı. Kayseri 1. Komando Tugayı Türkiye'nin terörle mücadelede en seçkin birliklerini yetiştiriyor. Ordunun göz bebeklerinden biri. En kritik bölgelerde görev yapmış. İki üstün başarı ve cesaret madalyası almış. On yıllardır terörle savaşıyor. Son olarak PKK'nın denediği şehir ayaklanmalarında da görev yaptı. Sur ve Nusaybin gibi şehir merkezlerinde PKK'yı ezip geçtiklerini hepimiz biliyoruz. PKK da biliyor. Şehir çatışmalarında daracık sokakların içine yerleşmişti teröristler. Etrafa hendekler kazmıştı. Siperler kurmuştu. Sokak başlarını mayınlamıştı. Sivil halkı siper haline getirmişti. Suriye ve Irak'ta öğrendiklerini Türkiye'deki şehir savaşlarına taşıyacaklardı. Sivil halkı da ayaklandıracaklardı. Güvenlik güçleri çaresiz kalacaktı. Fakat öyle olmadı. Kayseri Komando Tugayı hesaplarını başlarına geçirdi. Türk komandoları kısa sürede şehir savaşına uyum gösterdi. Kalkışmaları aylar içerisinde bastırdı ve temizledi.

***

Bütün bu hikâye herkesin aklına Kayseri saldırısının bir tesadüf olmadığını getiriyor. Gerçekten de ilişkili gibi görünüyor. Fakat bu ortada bir mesaj olduğu anlamına gelmez. Türkiye'nin terörle mücadelede kullandığı tek birlik Kayseri tugayı değil. Başkaları da var. Veya bu tugay yeni başlamadı bu işe. On yıllardır bu işin içinde. Neden şimdi saldırdı PKK Kayseri Tugayı'na? Aslında tüm bunların hiçbir anlamı da olmayabilir. Bunları anlamlı kabul etmek teröristlere hak etmedikleri bir paye vermektir. Sanki teröristler bir yerlerde çok başarılı planlar yapıyor. Ve sanki hepsini kusursuzca uyguluyor. Sanki bu teröristler şeytani bir zekâ sahibi gibi. Tabii ki hayır. Teröristler ne bizden daha akıllı. Ne de bizden daha iyi hesap yapıyor. Ne de bizden daha başarılı uygulayıcı. Aksine teröristler tutunamayanlardır. Toplumda tutunamadıkları için terörist olurlar. Toplumsal yaşamın içinde başarılı olan terörist olmaz. Ortalama bir terörist toplumsal anlamda başarısızlık hikâyesidir. Yoksa çıkar mıydı dağa? Şehir de olamadığı için dağda. Dikkat edin. Sadece sıradan teröristler değil. Terör örgütü liderleri bile ortalamanın altındadır. Örneğin Abdullah Öcalan kendi söylediklerini kendi bile anlamıyor. Üç beş zırva ve arkaik kavram arasında boğulmuş bir adam. Zayıflığını karmaşıklaştırarak derinlik gibi göstermeye çalışan bir cahil. Yıllarca "demokratik özerklik" gibi deli saçması laflar kullandı. Bu zırvalıkları kırk akıllı açıklayamadı. Takipçileri de ne anlama geldiğini bilmiyor. Ama teröristin bir saçmalığı takip etmesi için anlaması gerekmiyor. Anlamaması daha iyi. Ne kadar boşsa kafa o kadar iyidir örgüt için. Çünkü terörizm savaş değildir. Savaş bir siyasal hedef için yapılır. Ama terörizm kör bir şiddettir. Körler üretir. Siyasi hedefi yoktur. Hedef koyup mesaj üretecek kapasitesi yoktur. Şiddet üretebildiği için üretir. Elinden sadece o gelir. Ne hedef belirleyebilir. Ne hedefine ulaşabilir. Düşünün şimdi. Kayseri'de patladı bomba. Ne olacak? Neye ulaşacak terör? Türkiye artık Kayseri tugayını kullanmaktan vaz mı geçecek? Terörle mücadeleyi mi bırakacak? Hayır. Bunların hiçbiri olmayacak. Olan şudur. Terör Türkiye'ye savaş açtığına inanıyor. Bu savaşı da farklı cephelerde veriyor. Fırsat buldukça İstanbul'a saldırıyor. Fırsat buldukça Kayseri'ye. Ama en çok Mardin'e. Neden? Çünkü en yakın adres Mardin? En yakın olan en kolay olandır. Bu nedenle Mardin'e saldırıyor. Fırsat bulursa Diyarbakır'a. Olursa, İstanbul'a kadar geliyor. Yoksa ortada mesaj falan yok. Başarısızlar topluluğu kör şiddet saçıyor. Hepsi bu.

[Takvim, 19 Aralık 2016].