Libya’da hareketlilik devam ediyor. Sahada Türkiye destekli hükümet güçleri ilerlemeye devam ederken, Hafter destekçileri de hem sahada hem diplomatik düzeyde çeşitli arayışlara girdi. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin Fransız mevkidaşı ile görüşmesi, ABD ve Fransa'dan Hafter'in silahlanmasını sorun etmesine yönelik açıklamaları, ABD'nin bir savaş gemisinin Libya'ya doğru yola çıkması ve en önemlisi Wagner güçlerinin güneye çekilmesiyle eş zamanlı olarak Rusya'nın savaş uçaklarını Suriye üzerinden Libya'ya taşıması son gelişmeler arasında yer alıyor. Bütün bu gelişmelerin elbette bir karşılığı var. Ancak hem sahadaki gelişmeler hem de Türkiye'yi yakından ilgilendirecek en önemli hamlenin Rusya'dan geldiğini ifade etmek mümkün.
ABD Afrika komutanlığı hafta başından itibaren Rus savaş uçaklarının Libya'ya doğru yol aldığına dair görüntüleri yayınladı. Görüntülerden ve sonrasında ortaya çıkan bilgiler on dört savaş uçağının Cufra askeri üssüne konuşlandığını ortaya koydu.
[caption id="attachment_71926" align="aligncenter" width="1024"] 26 Mayıs 2020 | ABD Afrika Kuvvetleri Komutanlığı (AFRICOM), Rusya'nın Libya'ya savaş uçağı gönderdiğini belirterek, Moskova'nın Libya kıyılarında hava sahasını kapatabileceğini ve bunun Avrupa açısından önemli bir güvenlik kaygısı oluşturacağını bildirdi. Rusya'nın son zamanlarda Libya'daki Kremlin destekli özel güvenlik şirketi Wagner'e destek vermek üzere bu ülkeye gönderdiği uçakların, uluslararası toplumca tanınan Libya hükümetine karşı gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'i destekleyen Wagner grubuna taaruz desteği vereceği kaydedildi. ( AFRICOM - Anadolu Ajansı )[/caption]
Her şeyden önce Rusya'nın bu cüretkar davranışları, ABD'nin caydırıcılık gücünün aşındığını ve Rusya'nın artık ABD'yi hesaba katmayacak ölçüde, önüne çıkan boşlukları doldurmaya devam ettiğini gösteriyor. Bu durum yeni değil elbette. Rusya'nın Suriye'ye yerleşmesi, Kırım'ın ilhakı ve şimdi de Libya'da attığı adımlar bu durumun en önemli göstergesi.
Vatiyye askeri üssünün Türkiye destekli hükümet tarafından ele geçirilmesinin hemen ardından bu hamlenin gelmiş olması oldukça dikkat çekici. Askeri üssün yeni hava gücü ile donatılma ihtimali karşısında Rusya'nın bu adımı attığını ifade etmek mümkün. Dolayısıyla bu hamlenin Türkiye açısından önemi Rusya'nın tırmandırmayı göze alabileceğini ve dolayısıyla pazarlık gücünü artırmayı hedeflediğine işaret ediyor.
Wagner grubuna bağlı ve Rusya'nın Libya'daki gayri resmi gücü niteliğindeki paralı askerlerin de Libya'nın güney ve doğusuna doğru çekilmeleri akla başka soruları da getiriyor.
Peki bu hamlenin anlamı nedir ve Libya'da ne tür gelişmeleri tetikleyebilir? Hafter'e destek veren ülkeler Libya için yeni bir stratejiyi mi devreye sokuyor? Libya'nın bütününü kontrol edemeyen Hafter ve destekçileri strateji değişikliğine giderek Libya'yı bölme yoluna mı gidecekler?
Rusya'nın Libya'ya hava gücü konuşlandırması akıllara Suriye'de uyguladığı stratejisini getirdi. Eğer Rusya Libya'daki çıkarlarını ve müzakere gücünü yukarda tutmak için bu adımı attıysa Libya'daki krizin mevcut düzlemde devam etmesi beklenebilir. Ancak diğer olasılıkları da hesapta tutmak gerekiyor. Daha açık ifade ile eğer Rusya Suriye stratejisini Libya'da uygulamaya koyuyorsa bu durumda karşımıza bambaşka bir tablo çıkacaktır.
Ağustos 2015'ten itibaren Suriye'ye önemli oranda bir askeri güç taşıyan ve Suriye'yi yok etme pahasına Esed'i bugüne kadar ayakta tutan Rusya'nın Libya'da benzer adımları atmaması için ciddi bir caydırıcı güçle karşılaşması gerekir. Türkiye'nin Libya'daki gücü dengeleyici bir mahiyette.
Ancak Rusya'nın Suriye'de uyguladığı stratejiyi Libya'da da uygulaması durumunda Libya'yı bekleyen üç senaryodan söz etmek mümkün: Birincisi iç savaşın kızışarak uzaması, ikincisi Türkiye ile Rusya'nın Libya'da bir anlaşma ile krizi orta vadede çözme yoluna gitmesi ve üçüncüsü de BAE/Mısır'ın Rusya'yı ikna etmesi durumunda Libya'nın bölünmeye doğru gitmesi.
Dolayısıyla Türkiye'nin meşru Libya hükümeti ve kendi lehindeki düzlemin değişmesine zemin hazırlayacak oldu/bittilere imkan vermeden hızlıca ilerlemeye ve diğer uluslararası güçleri kendi tarafına çekmeye devam etmelidir.
[Sabah, 30 Mayıs 2020].