Türkiye, Suriye ve Irak'ta her geçen gün PKK'ya karşı başarılı nokta operasyonlara imza atıyor. MİT ve TSK tarafından gerçekleştirilen operasyonlardan bazıları yetkililer tarafından basınla paylaşılırken bazılarını terör örgütüne müzahir hesaplardan veya farklı kaynaklardan duyuyoruz. Nokta operasyonlar o kadar arttı ki artık takip etmek zorlaşıyor.
Resmi olarak üstlenilmeyen önemli nokta operasyonlardan birisi de 22 Temmuz'da Kamışlı'da gerçekleştirildi. Hangi ülkeye ait olduğu bilinmeyen bir SİHA, PKK/YPG'nin Suriye'de en etkili olduğu yerlerden birisi olan Kamışlı'da bir aracı hedef aldı ve araç içindeki üç kişi etkisiz hale getirildi. Bu üç kişinin kim olduğu ise saldırıdan bir gün sonra PKK/YPG kaynakları tarafından açıklandı.
Araçta hedef alınan kişilerin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) sözde komutan yardımcısı olan PKK/YPJ'li Jiyan Afrin kod adlı Selva Yusuf ve beraberindeki iki kadın terörist olduğu belirtildi. Buraya kadar yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin (muhtemelen MİT'in) başarılı bir özel operasyon gerçekleştirerek terör örgütünün bir üst düzey elemanını daha devre dışı bıraktığına işaret ediyor. Bu operasyona yönelik reaksiyonlar ise ABD-PKK ilişkisini bir kez daha gözler önüne seriyor.
MKK-PKK Ortaklığı
ABD'nin Ortadoğu ve Orta Asya bölgesinden sorumlu Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (MKK-CENTCOM) adı Türkiye'de artık daha sık biliniyor. ABD'nin Suriye politikasının mimarı ve uygulayıcısı olan CENTCOM, Suriye'de 10 yılı aşkın bir süredir izlediği politikayla Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan sorunların önemli bir aktörü ve nedeni konumunda.
Nitekim PKK/YPG'nin DEAŞ'la mücadele için "yerel ortak" olarak seçilmesi, dolayısıyla ABD'nin terör örgütü PKK'yla iş birliği yapması ve bu iş birliğini derinleştirmesinde en kritik rolü CENTCOM oynadı. Türkiye'nin bu iş birliğine yönelik tepkisini dindirmek için PKK'nın Suriye kolu YPG ve YPJ yerine teröristlerin Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olarak adlandırılarak makyajlanması da CENTCOM'un eseri. Trump'ın Amerikan askerlerini Suriye'den çekme emrini uygulamayan, buna karşı çıkan ve Kongre üzerinden oluşturulan baskıyla bunu engelleyen de yine CENTCOM ve destekçileriydi.
CENTCOM yetkilileri, diğer Amerikalı bürokratlarla birlikte PKK/PYD/YPG/YPJ/SDG…vs. hangi adla anılırsa anılsın terör örgütü temsilcileriyle Suriye'de sık sık görüşüyor ve fotoğraf vermekten çekinmiyor. Arada duygusal ve doğrudan bir bağ kurulmuş durumda.
Bu görüşmelerden sonuncusu CENTCOM Komutanı General Michael Kurilla ile SDG sözde komutanı Şahin Cilo kod adlı Mazlum Kobani ile 20 Temmuz'da Kamışlı'da gerçekleştirildi. Bu görüşmeden iki gün sonra ise yine Kamışlı'da Mazlum Kobani'nin yardımcısının etkisiz hale getirilmesi ise şüphesiz tesadüf değil.
Teröristler İçin Taziye
CENTCOM bu özel operasyondan o kadar incinmiş olacak ki 24 Temmuz'da resmi Twitter hesabından Selva Yusuf ve beraberinde etkisiz hale getirilen iki terörist için bir baş sağlığı mesajı yayınladı. Bununla da yetinmedi, bir gün sonra CENTCOM'un Türkçe Twitter hesabından benzeri bir baş sağlığı mesajı yayınladı.
Türkiye'nin birçok alanda "müttefiki" olan, daha bir ay önce NATO Zirvesi'nde Ankara ile beraber önemli kararlara imza atan, PKK'yı resmi olarak terör örgütü kabul eden ABD'nin bu terör örgütünün uzantılarıyla iş birliği yapması zaten başlı başına önemli bir sorun olarak dururken, Amerikan Savunma Bakanlığı'na bağlı 11 komutanlıktan birisi olan bir birimin, etkisiz hale getirilen teröristler için İngilizce ve Türkçe başsağlığı mesajı yayınlayacak kadar "cesur" adımlar atmasından çıkarılacak iki mesaj var:
Birincisi, ABD bir kez daha açıkça PKK/YPG ile olan ilişkisini afişe ediyor ve Türkiye'nin terörle mücadelesinden "üzüntü" duyuyor, inciniyor. İkincisi ve daha önemlisi ise terör örgütüne verdiği desteğe rağmen Türkiye terörle mücadele operasyonlarını gerçekleştirmeye devam ediyor ve ABD bunları engelleyemiyor.
Şehitler İçin Taziye
CENTCOM, teröristler için taziye yayınladıktan beş gün sonra bu kez ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, resmi Twitter hesabından Türkiye'nin terörle mücadele operasyonlarında hayatını kaybeden şehitlerimiz için taziyelerini iletti ve "terörle mücadelede NATO müttefikimiz Türkiye'nin yanındayız" mesajını verdi.
Bu mesaj, bir yönüyle CENTCOM'un teröristlere taziye mesajını telafi etmeye yönelik olarak okunabilirken bir yönüyle de ABD'deki bürokratik klikler arasındaki görüş ayrılıklarını yansıtıyor. Evet, ABD'de bürokratik mekanizmalar arasında görüş ayrılıkları bulunabiliyor ve güç mücadeleleri yaşanabiliyor. CENTCOM Obama döneminde ortaya çıkan güç boşluğunu doldurdu ve o dönemden beri ABD'nin Suriye politikasının en etkili aktörü. Bu nedenle zaman zaman Amerikan Dışişleri Bakanlığı, CIA ve Avrupa Komutanlığı (EUCOM) ile ters düştü ama kendi politikasını uygulamaya ve uygulatmaya devam etti. Bu nedenle ABD Büyükelçiliği'nin taziye mesajının Türk milleti ve karar vericileri nezdinde herhangi bir kıymeti yok.
Terörle Mücadele Bağlamında İkili İlişkilerin Geleceği
ABD'nin PKK ve türevleriyle gerçekleştirdiği iş birliğinin Türkiye-ABD ilişkileri açısından yönetilebilmesi giderek zorlaşıyor. ABD, PKK yanlısı tavrından kısa vadede vaz geçmeyecek görünüyor. Türkiye'nin terörle mücadele operasyonlarından vaz geçmesi de mümkün değil. Aksine, Türkiye'nin terörle mücadelesi MİT ve TSK'nın operasyonlarıyla her geçen gün derinleşiyor ve genişliyor.
Muhtemelen terörle mücadele bağlamında ikili ilişkiler, koşullarda köklü bir değişiklik olmadan yönetilebildiği yere kadar yönetilmeye çalışılacak. Diğer bir ifadeyle, Türkiye terör unsurlarını etkisiz hale getirmeye, ABD ise bir yandan terör örgütüne destek vermeye bir yandan da teröristler için taziye yayınlamaya devam edecek görünüyor.
Burada unutulmaması gereken, terörle mücadele Türkiye için hayati bir konuyken, PKK ve türevleriyle iş birliği ABD için tali bir konu. Türkiye bu nedenle geçmişte terörle mücadelede büyük bedeller ödedi, gelecekte de ödemeye hazır ve ABD'nin tavrı sürdürülebilir değil!
[Sabah, 30 Temmuz 2022].